BUNDAN 100 yıl önce masonlar Londra'da toplandı. Tüm dinlerin yeryüzünden silineceği kararlar aldı. Aradan 100 yıl geçti. İsrail asıllı bir profesör devlet başkanlarının, istihbarat başkanlarının, siyasetçi ve işadamlarının buluştuğu Davos'ta kürsüye çıkarıldı. Dünyayı yönetenlerin gözlerinin içine bakarak "Digital çağ başlıyor" dedi. Ardından digital çağda tüm dinlerin ortadan kalkacağını iddia etti. Evren'den bahsetti. Son yıllarda bu "Evren" kelimesini sıkça duymaya başladık. Yoga, meditasyon öğretisi adı altında "Evrene mesaj" gönderme furyası başladı.
Genç kızlar ellerini havaya uzatıyor "Evren sana enerji gönderiyorum.
Bana Brad Pitt gibi sevgili gönder" diye haykırıyordu. Dünyanın dört bir yanında çizgi filmlerde çocukların beynine "Evren" ve "Cosmos" adı sürekli durmaksızın çakılıyordu.
Gençlikte de bu ve benzeri bilinçaltı propagandalar sonrası deizm patlıyor, bir evren sevdası beyinlere nakşediliyor, akla hayale gelmeyecek bir alt yapı hazırlanıyordu.
Derken bir baktık Türkiye'de'de leblebi gibi Mevlana dernekleri kurulmaya başlandı.
Bunlardan birinde bir kadın binlerce kişi önünde kürsüye çıkarılıyor, tüm dinleri bir kenara bırakıp "Evrenim kendisi Tanrı'dır. Tanrı Cosmos'tur" diyordu.
Çok sayıda mason Türk ve beyaz yakalının da olduğu o konferanslarda "Evren Tanrı'dır" söylemi çılgınca ayakta alkışlanıyordu. Ve bir gördük ki Netflix'de de Mesih adı altında bir dizi yayına sürüldü.
Kurtarıcı Mesih, İsa heykellerinde gördüğümüz uzun saçlı esmer figüre tıpa tıp benzeyen bir tipti.
Suriyeliydi. Müslüman bir baba ve Yahudi bir anneden dünyaya gelmişti. Derken bir baktık CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin "Dünya Belediyeler Birliği Kültürü Zirvesi" için düzenlediği gala gecesinde büyük tepki çeken görüntüler yaşandı.
Geçtiğimiz haftaki etkinliğe Kılıçdaroğlu da katıldı. Yarı çıplak bir semazen, ney ve oyun havası eşliğinde dans etti. Medyada "Yarı çıplak sema yapılır mı? Skandal" başlıkları atıldı. CHP'den "Ne var bunda yahu.
Bu bir sanatsal dans" cevabı geldi. Herkes herşeyi konuştu ama sahneye çıkan o yarı çıplak dansçıdan kimse bahsetmedi. Adı Ziya Azizi'ydi. Çok hızlı bir yayılma gösteren biriydi.
Gizli eller sanki onu almış dünya çapında bir isim yapmıştı. Batı'nın neredeyse tüm başkentlerinde, Amerika'da dahi dergahlar açacak GÜÇ ve KUDRETE getirilmişti.
Dünyanın dört bir yanında o dergahlarda İngilizle, Almanla, Amerikalı ve Fransızla, önüne gelenle dönüyordu. Ve dahası onu dünyaya pazarlayanlar "DERVİŞ AZİZİ" diye sunum yapıyorlardı.
Yüzbinlerce yabancının peşinden dönmeye gittiği Ziya Azizi, çok ilginçtir TED Koleji'ne konferanslara davet ediliyor, konuşma yaptırılıyordu. Şimdi burada TED kolejinin ayrıntılarına girmeyelim, bilen bilir. Tarık Aziz o konferanslarda dinlerden giriyor, finali "Evren" ile tamamlıyordu. O da tıpkı Hz. İsa heykellerindeki gibi esmer ve uzun saçlıydı.
Aynı zaman da tıpkı Netflix dizisindeki Mesih gibi Suriye doğumlu ve Müslüman baba Yahudi anneden olmaydı. Onunla ilgili daha başka ayrıntılar da vardı ama şimdilik bu kadarla noktalayalım. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda Pandemi ile birlikte düğmeye basılan digital çağ başlangıcına girerken, İsrail asıllı Profesörün Davos gibi devlet başkanlarının yer aldığı çok önemli bir toplantıda "Bütün dinler yok olacak" diye hiç çekinmeden konuşmasını çok iyi anlıyorum. Onun da "Evren"ci takılmasını çok daha iyi anlıyorum. Bu bir günlük proje değil. İlk başta söylediğimiz gibi karar 100 yıl önce Londra'da alındı.
Benim anlayamadığım "Evrenciler"i CHP'ye kim pazarladı? Olayı sadece "Sanatsal dans" diye izah eden CHP aşkına İzmir'de görücüye kimler çıkardı?
Buna hiç aklım ermiyor!