Bundan birkaç yıl önce, trafikte yandaki otomobildeki kadın sürücüyü bir yakınına benzetip, yoldaki çiçekçiden çiçek gönderiyor.
Birkaç dakika sonra bir erkek, avukatın otomobilinin camına vuruyor. "Ben çiçek gönderdiğiniz kadının erkek arkadaşıyım" diyor. Ve aralarında kavga çıkıyor. Engin Aykut, elindeki otomobil anahtarını adamın yüzüne fırlatıyor ve bir yaralama gerçekleşiyor.
Avukat abimizin hatalı olduğunu da kabul ediyorum. Ama mahkemenin verdiği kararı duyunca, hayretler içinde kaldığımı da itiraf etmeliyim.
2 yıl 2 ay hapis cezası.
Geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı'nda, Bursa'da otobüs durağına dalıp 5 kişinin ölümüne, 5 kişinin yaralanmasına neden olan sanık 11 ay ceza aldığı için hapis yatmaktan kurtuldu.
Ankara'da ODTÜ öğrencisi genç kıza tecavüz ettikleri iddiasıyla yargılanan iki sanık tahliye edildi.
Niye biliyor musunuz? İstanbul Adli Tıp Kurumu bir yıl sonrasına randevu verdiği için...
Bunlara karşılık, Engin Yakut'un romantik hatasının bedeli 2 yıl 2 ay hapis.
Ben yargıç değilim, ama vicdanım bazı kararları sorgulamayı kendine ilke edindi. İnsanları öldürenlerin tahliye edildiği bir düzende, bu kararı çok ağır bulduğumu söylemezsem, vicdanıma haksızlık etmiş olurum.
Yakınım olduğu için değil. Haksızlığa uğradığı için.
Katil olmanın, bir adamın yüzüne anahtar fırlatmaktan daha masum hale getirildiği için.