Ahtapotun kolları nereye uzanacak?

BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Eklenme Tarihi 27 Mart 2025

ANKARA'DA iç ve dış olaylara yönelik çok sıcak gelişmeler oluyor.

DIŞ SİYASET: Türk- Amerikan ilişkilerinde yeni dönem... Başkan Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Trump'ın görüşmesine yönelik hazırlıklarda sona gelindi. Erdoğan-Trump bölgesel ve küresel meseleleri değerlendirecekler.

İÇ SİYASET: Başkan Tayyip Erdoğan, AK PARTİ Grup Toplantısı sonrası basın mensuplarının "ABD'ye gidecek misiniz? sorusuna "İnşallah" yanıtını verdi.

Trump, Türkiye ve Başkan Tayyip Erdoğan'dan övgüyle bahsetti. Barrack'ın Türkiye için "en kadim medeniyetlerden biri" ifadesini kullanmasının ardından "iyi bir ülke, lideri de iyi" ifadelerini kullandı. Türk- Amerikan ilişkilerinde yeni dönem başladı. Salı gecesi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Amerika'da Dışişleri Bakanı Rubio ile görüştü. Fidan- Rubio görüşmesinde Başkan Erdoğan'ın ABD ziyareti ve Trump'la başbaşa görüşmesinin gündeminin ele alındığı öğrenildi.

Başkan Tayyip Erdoğan, AK PARTİ TBMM'deki grup toplantısında sokak çağrıları yaparak huzuru ve sükunu bozan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i sert şekilde eleştirdi, İmamoğlu'nun yolsuzluk sarmalına ilişkin çok önemli bilgiler verdi. Başkan Erdoğan "Turpun büyüğü heybede" sözünü bir kez daha yinelerken, "Henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmedi!" diye konuştu. Başkan Erdoğan, Özel'in boykot kararlarına da tepki gösterirken, "Kalkıyor, medya gruplarını isim vererek şikâyet ediyor. Bizi dünyaya şikâyet ediyor. Benim Hazine ve Maliye Bakanımı şikâyet ediyor, sen kimsin ya! Senin gramın ne!" diye konuştu.

''Henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmedi; yolsuzluk çarkınız deşifre oldu, pislikleri örtemezsiniz!" diyen Başkan Erdoğan'ın devam eden sözleri, Istanbul'dakı yolsuzluk sarmalının arka planını açıklıyordu: Pislikleri örtemezsiniz, sağa sola çamur atmayı bırakın. Partiniz içindeki bilek güreşinde bizden destek alma hinliğini terk edin. Ağzı bozuk müptezellerle sokakları terörize etmekten artık vazgeçin.

Eylemlerde yüzü maskeli olan teröristleri tespit edip onların da üzerine gideceğiz.

"Yolsuzluğu yapan, rüşveti alan, paraşütle diploma sahibi olan CHP'li, ama suçlu AK Parti! Allah aşkına, biz böyle bir iç hesaplaşmanın neresinde olabiliriz?" diyen Başkan Erdoğan, CHP'nin 'yargının iddialarına cevap veremediğini' savunurken, "Çalana değil, yakalayana kızıyorlar. Yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar.

Belediye başkanlarının kurduğu haraç ve rüşvet düzeninin bedelini sokaklara döktükleri seçmenlerine ödetmeye kalkıyorlar. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP'lilerin bizzat kendileridir" diyerek ses getiren vurgulamaları sürdürdü.

Başkan Erdoğan, Özel'in boykot kararlarına da tepki gösterirken, "Kalkıyor, medya gruplarını isim vererek şikâyet ediyor. Bizi dünyaya şikâyet ediyor. Benim Hazine ve Maliye Bakanımı şikâyet ediyor, sen kimsin ya! Senin gramın ne!" diye konuştu.

Erdoğan, protestolar sırasında Şehzadebaşı Camii'ndeki kabristanın 'yerle bir edildiğini' iddia ederken, "Ey Özgür Özel, herhalde senin de bir gün kabrini bu şekilde hazırlayacaklar ve senin de kabrini birileri gelip ya kazar ya yıkar! Bu eserleri namussuzlar gelip yıkıyorlar!

Bunlara eyvallah etmek mümkün değil, orada tarih yatıyor! Şu an yargımızla bu işin üzerine gidiyoruz, bu eylemlere katılanların da tespitini yapmak suretiyle, bu yüzü maskeli olan teröristleri tespit edip onların da üzerine gideceğiz" ifadesini kullandı. "Türkiye ekonomisine yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacak" diyen Erdoğan,''Bize yönelik husumetlerin bir kısmı da çeşitli maskeler altında ülkeyi sömürenlerin soygun çarkını bozmamızdan kaynaklanıyordu.

23 yıl boyunca en büyük tepkiyi, en büyük nefreti de bunlardan gördük. Kimi zaman Gazi Mustafa Kemal'i, kimi zaman Batı'yı, kimi zaman milletimizin çeşitli kesimlerinin inanç ve köken hassasiyetlerini istismar eden yağmacıların kuyruk acısı dinmedi.

Türkiye'ye ve Türk milletine varoluşsal düşmanlık besleyen çevreler ise iki cenahı da kendi amaçları için tepe tepe kullandı" diyerek, net vurgulamalar yaptı.

"Sayın Özel, oturduğu koltuğu dolduramıyor" diyen Başkan Erdoğan'ın verdiği örnekler çok dikkat çekiciydi: ''Biz son bir ümitle her gün iyiye gitmesini, kendisine biraz çeki düzen vermesini beklerken, Sayın Özel freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı sürükleniyor.

Pazartesi akşamı meydana gelen yolsuzluk, soysuzluk, CHP yönetiminin ısrarlar sürdürdüğü nefret siyasetinin sonucudur. Yaşanan bu alçaklığın en büyük sebebi CHP yönetiminin tükenmişliğidir, ta kendisidir. Sayın Özel maalesef özgürleşememiştir.

Koltuğunu borçlu olduğu vesayet odaklarının emrinden çıkamamıştır. Son bir haftada sarf ettiği sözleriyle, tavırlarıyla şu an bulunduğu makama yetersiz geldiğini, oturduğu koltuğu dolduramadığını açıkça ortaya koymuştur. Bugün söylediğini yarın inkâr eden, belediye başkanlarından sürekli ayar yiyen, aciz, çaresiz bir karakterle karşı karşıyayız." Erdoğan CHP'ye de seslendi. "Seviyeyi ne kadar düşürürseniz düşürün boşuna macun tüpten çıktı. Yolsuzluk çarkınız deşifre oldu, pisliklerin üzerini örtemezsiniz. Çamur atmayı bırakın. Ağzı bozuk müptezellerle sokakları terörize etmekten artık vazgeçin, bodoslama daldığınız çukura bizi ve milletimizi çekmeye çalışmayın" dedi.

SONUÇ: ''Sayın Özel, CHP Genel Başkanı gibi değil, hırsları ve korkuları aklını esir almış bir siyasi müflis gibi davranmaktadır" diyen Başkan Erdoğan'ın sorduğu sorular çok önemli: ''Ne tutuğu yol yoldur ne de ağzından çıkan sözü kulağı duymaktadır.

Çıksın, cesareti varsa şu akıl ve vicdan tutulmasını millete izah etsin. Türkiye'yi uluslar arası basına şikayet etmek bir CHP geleneğidir. Ülkenizi yabancılara kötülemekten hiç mi utanmıyorsunuz? Türk ekonomisine zarar vereceğim diyen bir ana muhalefet lideri olur mu? Böyle şuursuz cümleler kuran birinin akılla hareket ettiğine kim inanır?

Bu rüşvet ve yolsuzluk çarkının içinde kimlerin olduğu zamanlar ortaya çıkacaktır.

Başı İstanbul'da olan ahtapotun kollarının nerelere uzandığı görülecektir.

Soruşturmalar derinleştikçe biz de bazı şeyleri daha net anlayacağız. O zaman mevcut yönetim tarafından CHP'nin nasıl tepe tepe kullanıldığını daha iyi kavrayacağız. Parayı verenin CHP'yi ve yönetimi nasıl parmağında oynattığını daha net göreceğiz. İnşallah bu süreç CHP'yi bir iç sorgulamaya yöneltir ve ardından Cumhuriyetimize yakışır bir dönüşüme vesile olur."