Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'nin çocuklarının CHP aleyhine, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtıkları miras davasında CHP avukatlarının gönderdiği savunma yeni tartışmaların fitilini ateşleme özelliği gösteriyor.
CHP, mahkemeye verdiği savunmada "Atatürk'ün vasiyeti 1938 yılında yazıldı aradan 75 yıl geçti. Bu nedenle, dava zaman aşımından dolayı hükümsüz" dedi. Atatürk bıraktığı hisse senetlerinin maliki olduğunu belirten CHP, mahkemeye sunduğu beyanında ilginç bir iddiada bulunurken, "CHP Atatürk'ün kurduğu bir partidir. Atatürk'ün ilkelerini yaşatan, bu uğurda her türlü çabayı gösteren tek kurumdur" denilmesi de şaşırtıcı bulundu.
Fakat Atatürk'ün ilkelerini yaşatmak konusunda CHP'nin tek kurum olduğu, akla ziyan bir açıklama. CHP'nin bu savunması, diğer siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ötesinde tüm halkımızın duygu ve düşüncelerini rahatsız edecek bir görüştür.
Atatürk, sadece CHP'nin değil, Tüm Türk halkının önderidir.
Tarih ve Dil Kurumu
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun da 1999-2002 döneminde yönetim kurulu üyesi olduğu İş Bankası ile CHP'nin tarihsel ilişkisinin masaya yatırılmasının zamanı da gelmiş bulunuyor. İş Bankası ortaklığı ile dünyada hiçbir örneği olmayan siyasi bir parti konumundaki CHP, bankanın iştiraklerinden dolayı da tuhaf bir mali yapıya sahip bulunuyor. CHP, Atatürk'ün nakit ve hisselerini satma ve harcama yetkisine sahip olmasa bile neticede bankacılık yapan tek parti gibi bir pozisyonda bulunuyor.
CHP'nin yönetim kuruluna verdiği 4 üye, bankanın her türlü işleminden sorumlular.
Atatürk 1933'te mal varlığını özel bir kanunla CHP'ye bağışlamıştı. Ölümünden önce de İş Bankası'ndaki nakit ve hisse senetlerinin yönetimini de CHP'ye bıraktı.
Atatürk`ün vefatıyla İş Bankası'ndaki nakit parası ve hisselerin yönetimi CHP'ye geçti.
CHP, bu hisselerin çıplak mülkiyetine sahip olurken, nakit ve hisselerin nemalandırılması görevi İş Bankası'na aitti. Atatürk'ün vasiyetine göre, İş Bankası'ndaki nakit ve hisselerinden sağlanan nemalar Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu arasında paylaştırılacaktı.
12 Eylül darbesi ile devletleştirilen Türk Dil Kurumu(TDK) ve Türk Tarih Kurumu (TTK) için bundan sonraki süreç davalar ile geçti.
2004 yılında dönemin CHP, 12 Eylül ile kurumların Atatürk'ün kuruduğu kurumlar olmaktan çıktığı gerekçesi ile dava açtı.
Mahkeme, Atatürk'ün vasiyeti gereği CHP'nin İş Bankası hisselerinin 2000 yılına ait 326 milyar 615 milyon 596 bin liralık temettü gelirinin, nemasıyla birlikte 1 trilyon 190 milyar 750 milyon lira olarak CHP tarafından Türk Tarih Kurumu'na ödenmesine karar verdi. 2004 yılında TDK ve TTK, bu gelirleri kendisine aktarmayan CHP aleyhine alacak davası açtı. 2006 yılında yeniden gündeme gelen temettü davası bir rekora da imza atıldı.
Yargıtay, İş Bankası payından TTK'ya 1.2 trilyon ödenmesi kararını verdi. Başbakan Erdoğan'ın 2006 yılında yaptığı, "CHP Atatürk'ün vasiyetini yerine getirmiyor" açıklamasını yapınca, CHP çok sıkışmıştı.
2010 yılına gelindiğinde ise TDK ile TTK'nın, Türkiye İş Bankası'ndaki hisselerinden paylarına düşen gelirin toplam tutarı 131 milyon 473 bin 45 lira 95 kuruş oldu. Ancak bu para iki kuruluşa aktarılmadı.
2011'de, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, İş Bankası'nın yüzde 28'ine sahip olan CHP'nin bir zamanlar söz konusu hisselere ait 111 milyon TL temettüye göz diktiğini söyledi. Meclis kaynaklarına yer alan bilgide "Türk Dil Kurumu'na Atatürk'ün mirasından gelen paralar 02/10/2012 tarihine kadar Türkiye İş Bankası'nda değerlendirildi.Türk Dil Kurumu'na ait getirilerin Türkiye Halk Bankası'na aktarıldı.Türkiye Halk Bankası Türk Dil Mevduatı: 639.444.422,91 TL olarak hesapta bulunmaktadır" denildi.
Sonuç:
Bülent Gedikli'nin, CHPİŞBANK ilişkisine yönelik anlamlı bir önerisi var: Biz Atatürk'ün vasiyetine saygılıyız. Şu anki durum itibariyle hem Anayasa'ya hem de Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı. Hukuka olan bu aykırılığın mutlaka kaldırılması şart.CHP, burada artık adım atmak zorunda. CHP'nin İş Bankası'ndaki hisselerini ya Hazine'ye ya da kayyuma devretmesi gerekmektedir.