Derin Avrupa
Paris'te 3 PKK'lı kadının katledilmesi, ne kadar karmaşık bir olayla karşı karşıya olduğumuzu gösterdi. Bu cinayetler PKK'nın yıllar içinde kazandığı "uluslararası taşeron operasyon organı" haline dönüştüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Birçok kez vurguladım. PKK, sadece Kürt sorunu ve Kürtçülük olmadığı gibi sadece ayrılıkçı bir terör örgütü de değil. Örgüt derin devletten dış istihbarat birimleri ve silah baronlarına kadar geniş bir alanda, iç içe geçmiş derin ilişkiler ağını içeriyor.
Kürt sorununda en büyük network ve yapılanma kuşkusuz uluslararası illegal örgüt PKK'dır.
Türkiye, PKK'nın derin odaklarını sarsacak adımları İmralı üzerinden atarken, PKK ile derin ilişkilere girmiş bilinen ve bilinmeyen ortakları ve kazanç sahipleri çözüm çabalarına karşı güçlü bir direnç sergilemeye başlamış bulunuyorlar.
PKK'nın derin ortakları kimdir?
Bir isim var ki, onun açıklamaları çok iyi örneklerle doludur. Bu isim; Osman Öcalan.
Yani , Abdullah Öcalan'ın 7 kardeşinin en küçüğü. Osman Öcalan, PKK'da 26 yıl boyunca aktif olarak yer aldı. Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından PKK'da başkan yardımcılığına kadar yükseldi.
PKK'nın beyin takımı ile ters düşünce, 2004'te örgütten ayrıldı. Sonra PKK tarafından suikast girişiminde bulunuldu.
Erbil'de ABD'lilerin kontrolündeki bir hastaneye götürüldü ve kurtarıldı. Osman Öcalan, Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadınla ilgili olarak, şunları söyledi:
"PKK Avrupa'da faaliyetlerini HOLLANDA merkezli yürütürdü. 2001'de Karayılan Avrupa'da başarılı olamayınca yerine Rıza Altun gönderildi. O ise FRANSA'da örgütlenmeyi tercih etti. Biz PKK'dan ayrıldıktan sonra Altun'un Fransa'da ikamet aldığını söylediler. Sanıyorum, Rıza Altun geleceğini güvenceye almak için bir kısım örgüt parasını zimmetine geçirdi. Sakine muhtemelen Altun'un bu yaptıklarını tespit etti, üzerine gitti.
Bunun üzerine Rıza rahatsız oldu ve mafyavari bir kişiliği olduğu için o suikast gündeme geldi.
Rıza Altun'un hem Türk derin devletiyle, hem bir dönem İran sorumlusu olduğu için İRAN İSTİHBARATI ve nihayet FRANSIZ İSTİHBARATI ile iyi ilişkileri olmuştur.
Dolayısıyla, İran ve Fransız istihbaratları Rıza üzerinde etkili olmuş olabilirler."
Rıza Altun'la ilgili olarak Anadolu Ajansı, 2008 yılında önemli bir haber yaptı:
Terör örgütünün Avrupa sorumlusu ve "kasası" iken "zimmetine para geçirdiği", "gizli servislerle işbirliği yaptığı" gerekçesiyle "Ali kod adlı Rıza Altun'un, Kandil'de örgüt mensuplarınca sorgulandıktan sonra affedildi."
Rıza Altun hakkında "infaz kararı çıkmamasına", kırsal alandaki kadroların "Avrupa'da çeteleşen Rıza'nın çoktan infaz edilmesi gerekirdi" şeklinde tepki gösterdiği öne sürüldü. 'Kırmızı Bülten'le aranan Rıza Altun, Şubat 2007'de Fransa'da yakalanmıştı.
Hakkında, uluslararası arama kaydı bulunan Rıza Altun, serbest bırakıldı.
SONUÇ: 'Analar ağlamasın' sürecinin öznesi şudur: Osman Öcalan, PKK arkasındaki derin Avrupa'yı erkenden görüyor. Ağabeyi Abdullah Öcalan da reel politika yaparak, vatana-bayrağa bağlı Kürt vatandaşlarımızın gizli eller tarafından kullanılmasına engel olmak için harekete geçiyor. Sürecin mutlaka başarı ile sonuçlanması şansını aklıselim ve sağduyu ile gerçekleştirmeliyiz.
Çünkü BÜYÜK TÜRKİYE, ayağından prangaların çözülmesiyle hayat bulacaktır.