Dünyanın kalbi Ankara'da atacak

BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Eklenme Tarih 18 Kasım 2024

2025 yılı Ocak ayında, dünya siyasetinin kalbi Ankara'da atacak. ABD Başkanı Trump 20 Ocak'ta koltuğuna otururken, Rusya lideri Putin ile Çin lideri Şi Cinping'in Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın misafiri olarak Ankara'ya geleceği belirtiliyor.
Başkan Erdoğan'ın da 2025 yılı ortalarında yapılması beklenen Şangay Grubu Zirvesi'ne katılması bekleniyor.
Başkan Erdoğan'ın "Irak- Suriye arasında GÜVENLİK KUŞAĞI tamamlanacak" açıklamaları ile Putin ve Şi Cinping'in Ankara ziyaretlerini birlikte okursak Ortadoğu'nun geleceğine ilişkin önemli gelişmelerin Ocak ayında ele alınacağını görebiliriz. Özellikle Putin'in Ankara ziyareti, Suriye'nin geleceği bakımından önemli gelişmelere konu olacak.
Kazakistan'ın başkenti Astana'da Suriye garantörleri Türkiye, Rusya ve İran geçen Perşembe günü Suriye'nin geleceğine yönelik toplantıda çok önemli kararlar aldılar. Astana formatındaki Suriye Zirvesi'nin 2025 yılının ilk yarısında Moskova'da gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Kazakistan'da Türkiye, Rusya ve İran'ın garantörlüğünde oluşturulan Astana formatındaki Suriye konulu Yüksek Düzeyli Toplantısı'nda Suriye'deki ihtilafın kapsamlı çözümünün tek yolu olan siyasi sürecin canlandırılması imkanları üzerinde duruldu. Bildiride, Suriye krizinin kalıcı çözümünde Astana Süreci'nin öncü rolüne vurgu yapıldı. Suriye'deki krizin sonuçlarının aşılması için elverişli koşulların yaratılması ve istikrarın sağlanması için çabaların artırılması gerektiğine işaret edildi.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki (İGAB) durumun ayrıntılı olarak gözden geçirildiği bildiride, "İGAB içinde ve dışında sivillere tehdit oluşturan terör gruplarının varlığı ve faaliyetlerine ilişkin ciddi endişeler dile getirildi. İnsani durum dahil olmak üzere, İGAB içindeki ve çevresindeki durumun sürdürülebilir şekilde normalleşmesini sağlamak için daha fazla çaba gösterilmesi konusunda mutabakata varıldı" ifadelerine yer verildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, A Haber'de gündeme ilişkin açıklamada bulundu.
Bakan Fidan, Başkan Erdoğan'ın Esad ile ilgili sözlerini değerlendirdi. Fidan, "Burada Cumhurbaşkanımız kamuya açık bir şekilde irade beyanını en üst düzeyde yaptığı için demokratik bir ülkenin liderinin böyle türden bir açıklama yapması çok kıymetlidir. Bir de aslında bu biraz da oyun değiştirici de bir hamle oldu. Beklenmedik bir anda Cumhurbaşkanımız şunu söyledi, 'Oturalım, irade sahipleri kimse. Biz çözelim' dedi." Bakan Fidan, şöyle devam etti: "Orta Doğu'da bazı ülkelerde problemler olabilir.
Daha büyük savaşlar da çıkabilir.
Burada Cumhurbaşkanımızın aslında yürütülen bütün süreçleri her zaman yaptığı gibi yani liderlik tarzıdır. Birdenbire bir bakarsanız işi öyle bir noktaya çıkartır ki orada zaten en son noktaya gelmişsinizdir. Atılması gereken en ileri adım atılmıştır.
Nitekim bu bizim işimizi de kolaylaştırıyor. Çünkü bunlar siyasi iradenin netleşmesini gerektiren konular. Ben yıllar içerisinde çok çetrefilli, çok problemli konuların içerisinde özel temsilci, ara bulucu olarak da bulundum. Türkiye'yi direkt ilgilendiren, doğru ilgilendiren taraf olduğu, olmadığı birçok konuda. Bunların hepsinde aslında bir numaralı konu irade beyanıdır. Burada Cumhurbaşkanımız kamuya açık bir şekilde irade beyanını en üst düzeyde yaptığı için demokratik bir ülkenin liderinin böyle türden bir açıklama yapması çok kıymetlidir.

SONUÇ: Bakan Hakan Fidan'ın son sözleri çok kıymetli:
Astana sürecinde Türkiye, İran, Rusya, üç lider oturdu. Bir süreç başlattı. Biz de yıllarca bunun altını doldurmaya çalıştık.
Geldiğimiz noktada Suriye'de iç savaş dondu. Trajedi bir miktar azaldı. Şimdi ama daha ileri bir çözümün mümkün olması için gerekli adımların atılmadığını görüyoruz. Burada şöyle bir husus var. Bunu ben Arap ligine Suriye'yi tekrar geri almada etkin rol oynayan Arap kardeşlerimizle de konuşuyorum.
Suriye rejiminin yurt dışındaki 10 milyon Suriyeli'yi tekrar Suriye'ye getirmek konusunda bir tercih yapması gerekiyor artık.