30 AĞUSTOS 2024 Zafer Bayramı'ndan bugüne kadar 32 gün içinde Cumhurbaşkanımız Erdoğan, peş peşe 4 defa, 'İÇ CEPHE' vurgusu yaptı. ABD'de BM'deki tarihi hitabından sonra, New York Türkevi'nde İÇ CEPHE vurgulamasında bulunmuştu.
TBMM'nin açılışında da İÇ CEPHE'NİN SAĞLAMLIĞI konusunda dikkati çeken vurgulamalar yaptı. Erdoğan, "Fitne girişimleri karşısında millet olarak, "iç cephelerini" sağlam tutmaya gayret ediyoruz.
Şunun artık idrak edilmesi ihtiyaçtan öte bir zarurettir; bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor. İsrail bölgeyi tehdit etmeyi sürdürdükçe Türkiye de bölge halklarının, özellikle milletimizin güvenliği için öncü olmaya, yapıcı, uzlaştırıcı, birleştirici olmaya ısrarla devam edecektir. İktidar ve muhalefetiyle Meclis'in millete güven, hasımlarına ise korku verecek bir atmosferde çalışmasının böyle bir dönemde elzemdir'' dedi. Başkan Erdoğan, BM'deki tarihi konuşmasından sonra da, New York'ta çok dikkat çeken açıklama yapmıştı: "İÇ CEPHE hedeflerimiz, 'Kızıl Elma'mızdır. İç cephe bizi biz yapan değerlerdir. Biz aynı şeye sevinme, aynı şeye üzülme, aynı şiirde duygulanma, aynı marşta göğsümüzün kabarabilmesi halini hep birlikte yaşamalıyız.
Bizi o hedeflerden vazgeçirmeye, yılgınlığa düşürmeye, usandırıp umutsuzluk girdabına sürüklemeye çalışanlar, işte o iç cepheyi hedef alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz.
Orada çok kararlıyız. Zorluk mu var, aşarız. Sorun mu var, çözeriz. Sıkıntı mı var, birlikte üstesinden geliriz. Düştük mü, birbirimize tutunur yeniden kalkarız.
Renklerimiz, şeklimiz farklı olabilir ama bir araya gelir en eşsiz motifi oluştururuz. İşte iç cephemizi çökertmeyi amaçlayanların odaklandığı yer bu ruh. Bu ruhu paramparça etmeye çalışıyorlar. Bir daha birbirimize tutunmayalım. Kendi kapsüllerimizde herkesten ayrı köşelerde ömür tüketip, yok olalım istiyorlar. Biz bunlara bu fırsatı da kesinlikle vermeyeceğiz''.
Başkan Erdoğan, Ukrayna'da ve Ortadoğu'da iki kritik savaş yaşanırken, Türkiye'de İÇ CEPHE'ye özellikle dikkat çekmektedir. Erdoğan'ın, Siyonist Netanyahu'nun Ortadoğu'yu kana buladığı, Siyonistlerin kirli planlarında Anadolu'ya göz dikmelerinin tırmandığı bir süreçte, İÇ CEPHE vurgulamalarının anlam ve önemi var. Erdoğan'ın İÇ CEPHE vurgusu, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Asıl olan iç cephedir" sözüne dayanıyor. Atatürk düşmanla mücadelede üç kuvvetin tayin edici olduğunu söyler:
1. Milletin kendisi, 2. Meclis, 3. Silahlı Kuvvetler...
Bu üç kuvvet iki cephede savaşır;
1. İç cephe, 2. Dış cephe...
Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren, iç cephenin çökmesidir. Bu gerçeği bizden daha çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.
Ülkeleri içten yıkma planları günümüzde de devam ediyor. Siyonist Netanyahu'nun Ortadoğu'yu kana bulamasının arkasında Amerika var. Ortadoğu'da oynanan KİRLİ PLANLARIN ARDINDA TÜRKİYE DE
HEDEFTE. Başkan Erdoğan, Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunları bozma gücünü İÇ CEPHEyi sağlam tutmaktan geçtiğini çok iyi biliyor. Son İÇ CEPHE vurgulamaları gerçeklere dayanıyor. 15 TEMMUZ ABD APARATI FETÖ, İÇ
CEPHEYE BİR SALDIRIYDI. 15 Temmuz 2016'da ABD aparatı FETÖ'yü, Türkiye İÇ CEPHESİni zayıflatmak ve NATO tezgahıyla bir işgal hareketi başlatmayı hedeflemişti.
Türkiye'yi işgal planın bir ucu, ABD'nin BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ ile örtüşüyordu. 2013 yılında, ABD ve Avrupa destekli TAKSİM GEZİ KALKIŞMASI, İÇ CEPHEmizi zayıflatma planıydı.
Taksim Gezi kalkışması ve 15 Temmuz FETÖ darbesine giden yolda, Türkiyemizi de "Bizden olanlar" ile "Bizden olmayanlar" arasındaki kavga körükleniyordu.
Yaşadığımız günlere dikkatle bakınız.
Derin ABD (CIA-Pentagon) dünyadaki ve Ortadoğu'daki emperyalist politikalarını aynen hatta daha da sertleştirerek sürdürmektedir. Son Filistin-Lübnan'a saldıran İsrail bunu bize iyice teyit ediyor.
Gelişmelere dikkatle bakınca, bu durum bize BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNİN revize edilerek devam ettiğini gösteriyor.