İngiliz casus Lawrence
Zamanı yapamayacağımız şeyleri istemekle geçirdiğimiz söylenir. Oysa gücümüz tüm zamanları zorlar. Yeter ki kendimize inanalım. Dünyayı değiştirmek istiyorsak, yüreğine inan, milli ruhu canlandır, gerçek dostlarına güven,birliğe sarıl. Yeni yılın Büyük Türkiye anahtarıyla tüm kapıları açmasını diliyorum.
"Bir Hilal uğruna ne güneşler battığını" bilmek, "Al Bayrağın değerini" anlamak için, Hilal ile Haç'ın tarihî mücadelesini anlamak mecburiyetindeyiz.
Günümüzde yaşanan Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman oyunlarına bir daha gelmemek için, İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence'in Müslüman'larla ilgili itiraflarını ibretle yeniden okumak ta çok faydalı olacaktır. Çanakkale'de, Filistin'de, Hicaz'da, Emperyalist İngiltere ve Fransa'nın saldırı, katliam, vahşet, fitne ve entrikalarını anlarsak,günümüzde yaşanan Müslüman dünyayı parçalama, İslamiyet'in batmayan kalesi Türkiye'yi kuşatan Haçlı ordularının hedefini net olarak görmemiz mümkündür. Dün olduğu gibi bugün de "İslâm dünyasında" cirit atan, türlü oyun, fitne ve entrikalarla "Emperyalist Batılı güçlerin" hesabına çalışan yüzlerce ajan-misyonerin yapmak istedikleri "Lawrence"ten farklı değildir...
İngiliz, Amerikan gizli dosyalarında yazıyor: "İslâmiye Hristiyanlığın önündeki en büyük engeldir!" Bu gerçeği hiç unutmadan, derin ABD ve Avrupa'nın yani "Haçlı"ların ve onların uzantılarının oyunlarına gelmemek için, tarihi iyi okuyalım. Hilal'in, jeopolitik, jeoekonomik, askeri, kültürel hâkimiyetini sağlamak için 100 yıllık süreci iyi anlamak zorundayız. Lawrens'le ilgili İngiliz gizli belgelerine bakalım: "Araplarla ilgileniyor; arkeoloji kazılarına katılıyor, Trablus'dan 5 Nisan 1913'de Bayan Reider'a gönderdiği mektupta şöyle diyordu:"Türkler aşağı!
Onların kayboluşu, bir fırsat oluşturacak".
1916 Haziranı notlarında, "Halifeliğin Hıristiyan devletlerce bölünmesi yolunda Osmanlı Sultan-Halifesine karşı ayaklanmayı hızlandırdım. İşleri, milyon Sterlinlik İngiliz altınlarıyla finanse ediyorduk. Cidde'deki İngiliz Konsolosu Reader Bullard'l ihanet çarklarını çalıştırıyorduk. Böylece, İslâm dünyasında bölünmeye neden olan her planı hazırlıyorduk" diyordu.
Lawrence, arkeolog Sir Leonard Wolley ve Yüzbaşı S. F. Newcombe, Gazze ile Akebe arasındaki bölgenin haritasını çizdiler.
Onların haritaları Mısır'daki İngiliz Yüksek Komiseri (daha sonra Savaş Bakanı) Lord Kitchener'ce planlarda kullanılıyordu. İngiliz Savaş Bakanlığı'nın Londra'daki harita bölümünde görevliyken, şöyle diyordu: "...
Türkleri Küçük Asya'ya sıkıştırmak ve dahası vesayet altına almak bir gelişme olacaktır." 1914 Aralığında Lawrence, Kahire'deki İngiliz istihbaratında görevlendiriliyor.
Haritalar çiziyor ve Türk hatlarının ardındaki ajanlardan gelen bilgileri analiz ediyordu.
Arkeolog dostuna 18 Mart 1915 tarihli mektubunda şöyle diyordu: "İstanbul'u yitiren Türk,askeri ve siyasi bakımdan daha zayıf olacaklardır." Lawrence, İngiliz Savaş Bakanlığı'nca gizli bir görevle Mezopotamya (Irak)'ya gönderiliyordu. Küt-ül-Amara'da İngiliz Generali Townshend'le beraberdi.
"Türkleri İstanbul ve Erzurum'a dek kovalayacağız" notu geçiyor.Kutsal Kent (Mekke)'teki küçük Türk garnizonunu tutsak ediliyordu. Kahire'deki İngiliz İstihbaratı'nın başında bulunan General Clayton, Lawrence'i Arabistan'a gönderiyor.4 Kasım 1918 tarihli gizli bir notta, "İslâm'ı bölmeye ivedilikle soyunulmalıdır" diyordu.
Lawrence kampanyalarını, pek az İngilizi tehlikeye sokarak yürütüyordu; "Aşiretlere mensup kişilerden oluşan muhafızları çılgınlar gibi süreriz ve habersiz Türklerin üzerlerine çullanır, onları yığınlar halinde tahrip ederiz... " diyordu.
SONUÇ: Türkiye düşmanı İngiltere Başbakanı Lloyd George, Ortadoğu sorunlarını sömürgeler Bakanı Winston Churchill'e veriyordu. Casus Lawrence, Churchill tarafından siyasi danışman olarak atanıyordu. İngiliz casusu Lawrence, yüzyıl önce 1913'te, "Zavallı ve yaşlı Türkiye'nin varlığına son vermemiz gerekir. Görevim, Osmanlı-Türkiye"ye karşı bir Arap İsyanı çıkartmaktır. Onun için de Batılı olan dış görünüşümü gizledim ve İslam coğrafyasına uygun kıyafetler giydim. Kendimi, yabancı bir sahnede gece gündüz aktörlük yapan biri olarak görüyordum'demişti. HAİNLER UYUMAZ. TATİL YAPMAZ. GAFİLLERE DİKKAT...