Kudüs Paktı’nın ayak sesleri

BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Eklenme Tarihi 3 Şubat 2025

HABERİ
SESLİ DİNLE

00:00 00:00
Tüm Sesli Haberler

BAŞKAN Tayyip Erdoğan'ın Suriye'de gerçekleşen devrimin mimarisindeki etkin rolü yeni gelişmelere konu oluyor. Başkan Erdoğan ve Türkiye'nin YENİ ORTA DOĞU STRATEJİSİ bağlamında, çekirdek kadrosu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve dengeleme politikalarını daha da derinleştirmeye başladı. Hatırlayalım. 2024 yılının Ağustos ayı başında Başkan Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bir araya gelmişler, baş başa konuşmaları sonrasında, Suriye'de Türkiye'nin yeni harekatını, Siyonist Netanyahu-İsrail'in Gazze ve Lübnan saldırılarını ele almışlardı. 5 Ağustos 2024 günü Bahçeli, çok dikkati çeken bir açıklama
yapmış, "Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir 'Kudüs Paktı' oluşturulmalıdır" ifadesini kullanmıştı.

Bilindiği gibi 1955 yılında Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve Birleşik Krallık arasında Bağdat Paktı oluşturulmuştu. Daha sonra bu pakt gelişmiş, CENTO adını almıştı. 1959 yılından bu yana Orta Doğu'da Türkiye'nin içinde olduğu bir başka pakt oluşmamıştı. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 5 Ağustos'ta yaptığı açıklamanın arka planını, yaşadığımız günlerde çok daha iyi anlıyoruz. Belli oldu ki, Başkan Erdoğan ve Bahçeli, Ağustos ayında, Suriye'deki Baas rejiminin devrilmesini, Türkiye'nin ETKİN POZİSYONA geleceğini öngörmüşler.

TÜRKİYE'NİN YENİ ORTA DOĞU MEKİK DİPLOMASİSİNİN HEDEFİ KUDÜS PAKTI.
3 Aralık 2024. Başkan Erdoğan, Irak Başbakanı Sudani ile telefonda görüştü.

Erdoğan ve Sudani, Suriye'nin birliğine, istikrarına, toprak bütünlüğüne önem verildiğini ve bu konuda Irak ile aynı noktada olduklarını ifade etti.

18 Aralık 2024. Lübnan Başbakanı Mikati, Ankara'ya geldi. Mikati, "Önce Allah'a daha sonra Türkiye'ye güvenmemiz gerektiğini öğrendik" sözleriyle, tarihi beraberliğin işaretini verdi.

Başkan Erdoğan'ın Yeni Suriye oluşumundaki ETKİLİ ROLÜ, Katar Emiri Al Sani ile Erdoğan'ın yakınlığı, giderek YENİ ORTA DOĞU STRATEJİSİ olarak ortaya çıkıyor. Dikkatle bakınız. Başkan Erdoğan'ın yeni Ortadoğu stratejisi bağlamında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın sadece Suriye'de değil, Irak, Lübnan, Katar'da yoğun mekik diplomasisi yürütüyor.

Bakan Fidan Suriye ziyareti sonrası Irak, Lübnan, Suudi Arabistan temasları sonrasında son olarak Katar'a gitti.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Âl Sani ile Doha'da bir araya geldi. Türkiye ile

Katar arasındaki ilişkilerin stratejik seviyede devam etmekte olduğunu belirten Fidan şöyle devam etti:

"Aramızdaki ikili ilişkinin kurumsallığını, niteliğini, sadece ikili ekonomik ilişkilerde, siyasi ilişkilerde bir yere taşıma konusunda değil aynı zamanda bölgenin sorunlarına da çözüm getirme konusunda kullanıyoruz." Bakan Fidan, Suriye ve Gazze ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

"Suriye'de teröre müsaade edemeyiz" diyen Bakan Fidan, "YPG'nin DEAŞ ile mücadele edemeyeceğini" belirterek "YPG'nin kendisi zaten terör örgütü. Biz dört ülke olarak DEAŞ ile mücadele konusunda yakın zamanda adım atacağız. Bu durum Türk-Amerikan ilişkilerini de zedeliyor" dedi.

Fidan, Trump'ın Gazze teklifiyle ilgili ise "İnsanlık dışı" ifadelerini kullandı.

Fidan, "Suriye'de YPG ile ilgili gelişmeleri çok yakın şekilde takip ediyoruz.

Terörün Suriye'de devam etmesine müsaade etme şansımız yok. Umudumuz sorunun kan dökülmeden çözülmesi" sözleriyle Suriye'de yürütülen diplomasiye açıklık getirdi. Dışişleri Bakanı Fidan, ABD'nin yeni Başkanı Trump'a, Katar'dan mesaj verdi: Amerikalılar için güvenlik sorunu konusunda şunu netleştirmeliyiz. Temel konu YPG'nin DEAŞ tutuklularını hapishanelerde tutuyor olması, bunun dışında başka bir konu yok. YPG'nin DEAŞ terörüyle mücadele etmesi söz konusu değil, kendisi zaten terör örgütü.

Bu konuda gerek Türkiye, gerek Irak, gerek Ürdün, gerek Suriye, DEAŞ ile gerekli mücadeleyi verme konusunda muktedirler. Yakın zamanda da bu dört ülke olarak bu konuda bir adım atacağız." Bakan Fidan, bir muhabirin "Suriye'de Ahmed Şara'nın cumhurbaşkanı olmasından sonra geçiş sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Yakından koordineli çalışıyoruz. Suriye'de yeni hükümetin kurulması, devlet başkanının ilan edilmesi önemli bir gelişme. Özellikle ülkedeki bazı belirsizliklerin ortadan kalkması adına. Hem sorunların çözülmesi hem de uluslararası muhataplar açısından bir kabineye ihtiyaç vardı. Akabinde inşallah kapsayıcı bir kabinenin kurulmasıyla süreç ilerleyecektir."

SONUÇ: MUHTEMEL KUDÜS PAKTI'NIN ANLAM ÖNEMİ... Başkan Erdoğan- Türkiye'nin bölgesel ittifakı sağlama çalışmaları başarıya ulaştığında, güçlü bir bölgesel dayanışma çıkacak. Bu kapsamda, bugüne kadar farklı şekillerde var olan Filistin veya Kudüs temelli bölgesel diyalog ve işbirliği zeminlerinin hepsini kapsayacak biçimde daha sıkı ve güçlü bir bölgesel ittifakı ortaya çıkaracak.

İslam toplumlarının bir ve beraber olması tek ses, tek nefes halinde bulunması sağlanmış olacak. Türkiye'nin güvenlik halkasında yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasi ve ekonomik bakımdan istikrara kavuşmasına yardımcı olacak beraberlik bir güç pozisyonuna yol açacak.

Böyle bir birlik, bölgenin; kendi ayakları üstünde durmasını, emperyalist ülkelerin çizdiği politikalara göre değil, kendi imkân ve kaynaklarını halkının geleceği için kullanma becerisini göstermesi, ülkelerini bir insanlık suçu olan terörün menşei ve merkezi konumu olmaktan kurtarılması demektir. NOKTA.