TERÖRSÜZ
Türkiye için İÇTE VE DIŞTA çok önemli temaslar ve açıklamalar olurken, PKK-YPG'nin tasfiyesi yolunda önemli kavşaktan geçildi. Pazar günü, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Bağdat'ta, MİT Başkanı İbrahim Kalın Şam'da, PKK-YPG'nin tasfiyesi için dikkati çeken görüşmeler yaptılar. Bakan Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın temasları hakkında Başkan Tayyip Erdo��an'a bilgi verdiler. Pazartesi günü ise Başkan Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Gençlik Kolları Kongresi'nde konuştu. Çok önemli açıklamalar yaptı:
'Terörsüz Türkiye' hedefimize adım adım yaklaşıyoruz.
Emperyalistlerin başımıza sardığı bu belayı def edecek, kırk yıllık oyunlarını bozacak, bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimizden güç ve ilham alarak aydınlık yarınlarımızı beraberce inşa edeceğiz. Sadece belli kesimlerin değil, Türk, Kürt, Arap demeden 85 milyonun tamamının kazandığı bir iklimi ülkemizde ve ötesinde tesis edeceğiz." Pazartesi öğleden sonra, AK PARTİ MYK Toplantısı Erdoğan başkanlığında yapıldı. Toplantı ardından konuşan Partisi Sözcüsü Ömer Çelik, Batı-Kandil- DEM'in perde gerisinde oynamaya kalktıkları tezgahları bozan çok önemli bir açıklama yaptı: "İMRALI TRAFİĞİ BİTTİ. Ziyaret trafiği o süreçte tamamlandı.
Bundan sonra beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrının ortaya çıkması." Ömer Çelik'in açıklamasının devamı, DEM'in 2'inci İmralı Ziyareti sonrası, işi zamana yayma taktiğini bozacak özelliği taşıyor: "Ziyaret eden heyette bütün açıklığıyla konuya nasıl baktıklarını ifade ettiler. Biz de geçmiş dönemdeki çalışmalar ve bu dönemde nasıl baktığımızla ilgili tutumumuzu ortaya koyduk.
Gelinen nokta terör örgütünün kendini tasfiye etmesi ve silah bırakmasıyla ilgi çağrıyı kapsıyor. Bu herhangi şekilde al ver, pazarlık süreci değil. Devletin temel niteliklerinden taviz verilecek bir süreç değil.
Zaman zaman bazı siyasiler böyle açıklamalar yapıyor.
Bunlar yanlış yaklaşımlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Devlet Bahçeli de terörsüz Türkiye hedefi dediler. Ortadoğu'daki gelişmelere baktığımızda terör örgütleri üzerinden özellikle 'Ben Kürtlerin hakkını savunuyorum' diyen terör örgütleri PKK, PYD, YPG gibi bir sürü isim. Bunlar Suriye'de DEAŞ'a hapishane bekçiliği yapıyorlar. Hapishane bekçiliği yapmakla Kürtlere hizmet etmenin ne alakası var. Realiteye baktığımızda terör örgütü Batılı bazı ülkeler adına DEAŞ bekçiliği yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli'nin açıklamalarına iyi bakıldığında, bunların emperyalizm adına hareket ettiğine bakarsak bütün bu kötücül denklemden çıkarmak gibi bir çaba var.
Artık bu terör örgütleri baştan beri bizim açımızda gayrimeşru ve hedefti.
Ama bunlara çeşitli şekilde mazeret bulmaya çalışanlar açısından da artık tamamen taşınamaz yük haline gelmiştir." Ömer Çelik'in "İmralı ziyaretleri tamamlandı" sözleri, Kandil ve DEM'in arka plan oyununu deşifre ediyor.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan, geçen 22 Ocak'ta teröristbaşı Öcalan'la ikinci görüşme için İmralı'ya gitmişlerdi.
Heyet, 23 Ocak'ta ziyaretle ilgili KISA bir yazılı açıklama yayımladı.
Heyetin, siyasi partilerle yapılan görüşmelerle ilgili Öcalan'a bilgi verdiği belirtilen açıklamada, temaslarının da devam edeceği vurgulandı.
Heyetin başlangıçta, daha kapsamlı bir açıklama yapmayı planladığı, ancak Kartalkaya'daki yangın sonrası kısa açıklamayı tercih ettiklerini iddia ettiler.
DEM çevreleri, Öcalan'ın silah bırakma çağrısı yapıp yapmayacağının bir sonraki görüşmede netleşebileceği ifade ederken, İmralı'ya giden DEM Parti heyetinin de genişleyebileceği, görüşmede PKK ve KCK yöneticilerinin basına yansıyan açıklamalarının değerlendirildiği, başta DEM Parti olmak üzere partinin paydaşları ve bileşenlerinin, sürecin sağlıklı yürümesi için "tecritin kaldırılması" istediklerini belirtti!
Dikkatinizi çekmiştir.
DEM'den yapılan açıklamanın, rahatsız edici yönü, başlatılan sürecin yürütülmesi ve sonuç alınabilmesi için Öcalan'a "tecrit"in kaldırılmasının, tüm paydaşlarının talebi olduğunu ifade etmeleridir.
DEM'den İngiliz BBC'ye de konuşan bir parti yöneticisi, şunları söylemiş: "Bu sürecin selameti ve nihayete erdirilmesi açısından Öcalan'ın koşulların iyileştirilmesi gerekli. İlgili mekanizmalara sirayet edebilmesi açısından da gerekli ve önemli görüyoruz." Silah bırakma çağrısı olacak mı?
Bilindiği gibi, İmralı'nın MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ezber bozan çağrısı doğrultusunda silah bırakma çağrısı yapıp yapmayacağı merak konusuydu.
Beklenti, teröristbaşının DEM'in 2'inci ziyareti sonrası PKK'ya 'silah bırakma' çağrısı yapacağı yönündeydi. Fakat bu olmadı.
SONUÇ: DEM'in 2'inci İmralı ziyareti öncesi ABD aparatı Kandil çapulcularının Öcalan'ın, muhtemel, "PKK silah bıraksın" çağrılarına karşı çıktıkları gözlendi.
Kandil çapulcularından olumsuz açıklamalar artarken, Suriye'deki PKK-YPG'nin Amerika, Fransa, İsrail'den yardım istemeleri de dikkatlerden kaçmıyordu.
DEM Parti'nin İmralı görüşmelerinden çok Kandil eğilimi içinde oluşları da şüpheleri arttırmıştı.
DEM PARTİ'NİN
"Zaman kazanma, temasları zamana yayma, pazarlık zemini yaratma" eğilimi içinde oldukları görülünce ANKARA gardını aldı.
DEM PARTİ'nın pazarlık yapılıyormuş havası oluşturmasının önüne geçildi. DEM köşeye sıkıştı.
Bakalım DEM PARTİ, Amerika-Kandil'in mi, yoksa Türkiye'nin partisi mi olmaya karar verecek?