Terörün kozmik odası
MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü son yılların en hassas operasyonunu gerçekleştirdi. 1971'den beri Türkiye'nin içinde-dışında gerçekleştirilen birçok flaş terör olayının arkasında yer alan DHKP-C'nin Kozmik odasına girdi.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın Özel Tim'leri tarafından gerçekleştirilen operasyon sonrası yapılan açıklamayı tekrar, ama tekrar okumak ve analiz yapmak, birçok derin ilişkiyi gözler önüne seriyor.
Açıklama şöyle:
"Bazı bürolarda, çelik kapılarla (11 çelik kapıdan geçilerek) korunaklı hale getirdikleri yerlerde, yurtdışında bulunan örgüt elebaşlarına ülkemizin kozmik bilgilerini şifreli metinler halinde kodlayarak raporladıkları, başka ülkeler lehine ajan faaliyeti yürütmek için gizli haberleşme merkezleri oluşturdukları tespit edilmiştir. Operasyon sırasında kriptolu doküman ve dijital delillerin yakılmak ve kırılmak suretiyle yok edilmeye çalışıldığı görülmüştür."
Açıklamayı okuyunca Türkiye'nin tanınmış istihbarat ve güvenlik stratejisti, MİT e.Daire Başkanı, Prof. Dr. Mahir Kaynak'ı aradım. Mahir Hocam, "Büyük iş başarıldı. Türkiye üzerinde oynanan BÜYÜK OYUN apaçık ortaya çıkıyor" dedi ve devam etti: "Gelecek günlerde, Türkiye'nin ne belalardan kurtulduğu, yabancı odaklarla yerli işbirlikçilerinin tezgâhları ve derin planları deşifre edilecek. DHKP-C'in kozmik odası, darbelere zemin hazırlayan planları net biçimde ortaya çıkaracak."
Kozmik Oda'dan ne çıkacak!
1970'li yıllarda Türkiye'de Marksist-
Leninist hareket canlandırıldı. THKP-C, sonra 1978'de Dursun Karataş tarafından kurulan Devrimci Yol (Devyol) ve 1994'te Devrimci-Sol örgütünün partileşme kararı alması ile DHKP-C ismini alarak günümüze kadar geldi.
Ocak 1996'da Sabancı Center'daki suikastlerle büyük ses getirdi. 2001'e kadar sessiz kaldı. Eylül 2001'de Taksim Polis noktasına canlı bomba saldırısı yaptı. 11 Eylül 2012'de Sultangazi 75. Yıl Polis Merkezi'ne canlı bomba saldırısı düzenledi. Aralık 2012'de Bahçelievler Emniyeti'ne, sonra Yenibosna Karakolu'na saldırınca dikkatleri çekti.
Olaylardan sonra istihbarat kaynakları, "DHKP-C uyandırıldı" demişti. Kimler uyandırmıştı acaba?
Dursun Karataş-Fransa
DHKP-C'nin Kozmik Odası'ndan, derin Avrupa'nın ve özellikle Fransa'nın çıkması ihtimalinden bahsediliyor.
Nitekim DHKP-C'nin beyni Dursun Karataş'ın uzun zaman Fransa'da yaşaması, orada ölmesi, Sabancı cinayetini yapan Fehriye Erdal'ın Belçika'dan bir türlü alınamaması, bu ihtimali kuvvetlendiriyor.
MİT eski terör daire Başkanı Mehmet Eymür'ün, "atin.org" isimli sitesinde Dursun Karataş'la ilgili analiz çok dikkat çekicidir:
"Karataş: Birileri düğmeye basınca o hemen faaliyete geçer.
İsmi gibi "Kara" ve "Taş" gibi hissiz bir adam..."
Ve ortaya çıkan sonuç....
Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu'nun. 3 PKK'lı kadının Fransa'da infaz edilmesinin ardından şu değerlendirmeyi yaptı:
"Fransa, PKK'ya bizim baktığımız gibi bakmıyor. Silahlı unsurlara, bunların "çatı kuruluşları" adına faaliyet gösteren unsurlara farklı muamele yapıyor. Bunların çoğu maalesef siyasi mülteci statüsünde. Böyle olunca da bir anlamda dokunulmazlık zırhı oluşuyor.
Fransa, bugüne kadar PKK'yla ilgili bir tek şahsı iade etmedi. Alt seviyede yani polis seviyesinde iyi kötü bir işbirliğimiz var fakat yukarılara tırmandıkça bu başka türlü bir mecraya sürükleniyor.
Fransa, PKK'yla mücadele konusunda maalesef beklediğimiz kararlılıkta değil."
Başka söze gerek var mı?