BAŞKAN Erdoğan'ın küresel liderlik özellikleri ile yürüttüğü dış politika aktivizmi Türkiye'yi 2025'e girerken, dünyanın parlayan yıldızı konumuna taşıdı. 2002'li yıllara kadar, başını kaldıramayan, gözünü yakın coğrafyaya çeviremeyen Türkiye, 22 yılda 50 yıllık paradigmalar kuran (2053 ve 2071), yakın coğrafyasında OYUN KURAN bir ülke pozisyonuna getirdi. 1952'de Türkiye, NATO'ya girdi. O günlerden 2002'lere kadar Türkiyemiz
NATO'ya çıpalandı. Bağımsız Türkiye kodlarımızı geliştiremedik.
Dışa baktırmadılar. Geleceğe yönelik paradigmalar koyamadık. 2002'den bu yana Erdoğan liderliğinde Türkiye, birçok devrimi gerçekleştirdi. Bugün, içine kapatılmış Türkiye dünyaya 360 derece bakan bir konumda. Dünyanın en stratejik konumundaki Türkiyemizi, bugün YAKIN COĞRAFYAMIZIN BÖLGESEL GÜCÜ, KÜRESEL AKTÖRÜ pozisyonumuzla 2053 ve 2071 paradigmalarla KIZIL ELMA-2071'e yürüyoruz. Birinci hedef 2053-BÜYÜK TÜRKİYE. Aziz Türk Milleti gözünü 2053'e dikti. Gençlerimizin gözünde 2053 hedeflerini hayata geçirecek azmi ve coşkuyu görebiliyoruz. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelme yolunda ilerleyen Türkiye için hedefler artık birer hayal değil. Türkiye, 2053'e yürürken, Müslüman dünyanın birliği, Türk Devletler Birliği'nin ÖNEMLİ GÜÇ konumuna gelmesi, Kafkasya, Orta Asya, Uzak Asya ile gelişen ilişkiler ve Orta Koridor-ZENGEZUR'un artan değeri; Ortadoğu'da yeniden gelişen politik ve ekonomik vizyon, Afrika ile derinleşen iktisadi ve insani ilişkiler ağı, Balkanlardaki istikrarı destekleyici rolü; Doğu Akdeniz'de değiştirdiğimiz denklemler Türkiye'nin stratejik önemini artırmaya devam edecek. İkinci büyük hedef 2071-KIZIL ELMA. 2071 vizyonu JEOPOLİTİK HAMLELERLE Anadolu'yu yeniden gönül coğrafyamızın atan kalbi, nefes alan ciğeri, düşünen beyni, her anlamda merkezi haline getirecek YENİ DÜNYADA TÜRKİYE'NİN ROLÜ. Yaşadığımız günlerde YENİ Dünya düzeni kuruluyor. 2035'lerde 21'inci Yüzyıl Düzeni oturmuş olacak.
Yani, 2025'teyiz. Önümüzdeki 10 yıl müthiş gelişmelere, kırılmalara, sarsıntılara, birbirini takip eden denklemlere konu olacak. 2025'te de, birçok yenilik birbiri ardı sıra öne çıkarken, dünya düzeni fazlasıyla sarsılacak ve bazı yönlerden beklenmeyen boyutta çöküş ve bitişleri insanlığın karşısına çıkacak.
Türkiye, bugün TARİHİN DOĞRU YERİNDE DURUYOR. BÖLGESEL GÜÇ-KÜRESEL AKTÖR konumuyla, 2071 KIZIL ELMA yürüyüşünü sürdürecek. Türkiye'nin Yeni Dünya Düzeni'ndeki yeri ve rolü belirleniyor.
Sürprizlere gebe bir süreç içinde güç merkezlerinin yerlerinin değiştiği, bazı güç merkezleri eski güçlerini yitirirken, yeni yeni farklı ülkelerin ya da devletlerin daha fazla etkili güç merkezleri olarak devreye girdiklerini göreceğiz. Yaşadığımız günlerde, 21. Yüzyıl'ın derinliklerine doğru yıllar geçerken, doğu ve batı eksenindeki güç merkezlerinin yavaş yavaş devre dışı kaldıkları görülürken, AVRASYA bir güç merkezine dönüşmekte.
Türkiye'nin kalbinde olduğu AVRASYA'nın etki ve gücü yükselmektedir. EMPERYALİST GÜÇLER ÇEVREMİZDEKİ ülkeleri ele geçirerek bölgeyi yeniden fethetmenin yollarını ararken, Türkiye hem oyun bozuyor, hem de OYUN KURUYOR.
Bu çerçevede Yeni Dünya gelişmeleri, İstanbul'u merkez olarak öne çıkarıyor.
Bugün, BÜYÜK TÜRKİYE yolunda yürürken, Avrupa-Asya-Afrika arasında KİLİT ÜLKEYİZ. 2009'da, Başkan Erdoğan'ın, ABD-Batı'nın İslam Coğrafyasındaki karakolu İsrail'e "ONE MINUTE" ÇEKMESİ, sonrasında Türkiye'nin yakın coğrafyasına, komşuları olan Müslüman-Orta Doğu ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeyi hızlandırması, ABD-Avrupa tarafından, Eksen kayması olarak dillendirilme kampanyalarına dönmüştü. Aslında yapılmak istenen şuydu; Türkiye'nin özellikle 1952'de NATO üyeliğinin başladığı yıldan itibaren içinde yer aldığı Batı ittifakı yerine, Müslüman dünyaya yönelmesinin önü kesilmek isteniyordu. Türkiye-Erdoğan, 2009 sonrası, BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA VE ÇOK YÖNLÜ İLİŞKİLER SÜRECİNİ başlatmıştı. Türkiye'yi bölgesinin önemli siyasi gücü haline taşıdığı bir süreçte, milli güç unsurlarındaki artışa paralel olarak, bölgesindeki ağırlığının artması, bölgesel sorunlara müdahil oluşu, EKSEN KOYMASI OLARAK TECELLİ EDECEKTİR.