Geçen hafta Norveç'in Ankara
Büyükelçisi'yle TAKVİM'in
manşetten verdiği bir haberi tartıştık.
Haber, Türk Hava
Yolları ile Norveç'e giden
yolcuların arasına köpeklerle
dalan polislerin "kara para
arama" bahanesiyle taciz
eden bir uygulama yaptığını
içeriyordu.
Amaç hızla büyüyen
Türk Hava Yolları'nı
yıpratmaktı.
Büyükelçi Janis Björn
Kanavin
haberimiz
üzerine bir
e-posta
gönderdi.
Özetle şunu
söylüyordu:
"Son 10 yıl
içinde para
kaçakçılığına
karşı
önlemler çerçevesinde şahsıma da
birka�� kez köpekli arama uygulanmıştır.
"... terör veya başka amaçlar için
yapılan para kaçakçılığını kontrol altına
almak ve engellemek adına gösterilen
çabalar doğal olarak Türk Hava
Yolları'nı da kapsamaktadır. Parayı
koklamaları için köpeklerin kullanılması
(tıpkı uyuşturucu maddeler veya tarım
ürünlerinde vs. olduğu gibi) uluslararası
genel bir uygulamadır. Bu, Norveç'te de
senelerdir varolan bir uygulamadır. Türk
Havayolları ile seyahat eden yolcular
elbette bu kontrollerden muaf
değillerdir."
***
Aslında Büyükelçi yalanlamaya
çalıştığı haberin doğruluğunu itiraf
ediyordu.
Kaldı ki Alper SANCAR'ın yazdığı
başarılı haberi hem Dışişleri
Bakanlığı hem de Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden teyit etmiştik.
Yetinmedik.
Oslo'daki Büyükelçiliğimize de
sorduk.
E-postamıza özetle şu yanıt verildi:
"Hem Büyükelçiliğimiz
Norveç'te hem de Dışişleri
Bakanlığımız Ankara'da bu konuda
müteaddit girişimlerde bulundu.
Konu bilgimiz ve takibimiz
altındadır."
Bu açıklama, herhangi bir diplomatik
girişimden haberi olmadığını söyleyen
Norveç Büyükelçisi'ni de
yalanlıyordu.
Ya da doğruluyordu; büyükelçinin
olup-bitenlerden haberi yoktu...
***
Bunun üzerine Büyükelçi
Kanavin'e e-posta yoluyla şu yanıtı
verdik:
"Elektronik ve teknik
yöntemlerin ve istihbarat ağının bu
kadar geliştiği bir dünyada
yolcuların arasına köpek salarak,
uçağın içerisine polislerle baskın
düzenleyerek kara para ile
mücadele yapıldığını söylemek pek
inandırıcı değil.
Ayrıca Avrupa'da Türk Hava
Yolları dışında hangi havayolu
şirketlerinin uçaklarına köpekle ve
polisle baskın düzenlediğinizi
açıklamamışsınız. Onu da
belirtirseniz memnun oluruz.
Doğru bir haberi eleştirmek
yerine, yanlış bir uygulamayı
düzeltme yolunun aranması hem
iki ülke arasındaki bu sıkıntının
aşılmasını sağlayacak hem de
sorunun kökten çözümüne katkı
sağlayacaktır. "
***
Norveç Büyükelçisi bize ikinci bir
e-posta göndererek açıklamasının tam
metnini "genel basın ahlakı" gereği
yayınlamamızı istedi.
Sayın Büyükelçi "tekzip" talebinde
ısrar ediyor.
Ama atladığı bir konu var:
Yanlış haber düzeltilir.
"Genel basın ahlakı" doğruları
yazmaktır Sayın büyükelçi.
Elektronik mektupta da
vurguladığımız gibi, doğru haberi
yalanlamak yerine yanlış uygulamayı
düzelttirebilirseniz, bir diplomat olarak
iki ülke ilişkilerine daha fazla katkı
sağlamış olursunuz.
Çünkü Norveç, Türklerin gözünde
bu tür küçük oyunlara girmemesi
gereken saygın ve değerli bir ülkedir...
