Çözüm sürecine dönme ihtiyacı
Ortalık toz duman.
Ama zor zamanlarda ana
gündemden kopmamak, çözümlenmesi
gereken temel sorunları arka plana
atmamak gerektiğine dikkat
çekiliyor.
Türkiye'nin çıkarı ve
geleceği için.
Peki olması gereken
gündem nedir?
Hükümetin iradesine,
İmralı'nın talimatına rağmen
eylemlerle, saldırılarla sabote
edilmek istenen çözüm
süreci...
***
Türkiye'de bu soruna en
fazla kafa yoran
isimlerden biriyle; MİT eski
Müsteşar Yardımcısı
Cevat Öneş'le konuştuk.
Öneş, fırsatın kaçırılmaması
gerektiğini belirterek şu uyarıyı yaptı:
"Çözüm süreci sadece PKK'ya
silahların bıraktırılması meselesi
değildir. Çözüm süreci Türkiye'nin
nitelikli demokratikleşmesi sürecinde
atılacak adımların devamlılığıyla,
toplumsal uzlaşmayla bağlantılı bir
konudur. Sonuç alabilmek için PKK'nın
silahları bırakmasına paralel olarak Kürt
meselesinin çözülmesi gerekir. Bu da
yepyeni nitelikli bir anayasa içerisinde
yepyeni bir sistemin kurulmasıyla
bağlantılı bir konudur. Çok kapsamlı
demokratikleşme projesi ve farklı
kesimler arasındaki demokratik ittifakı
en geniş şekilde kurmaya ihtiyaç var."
***
Cevat Öneş'in son olaylara ilişkin
değerlendirmesini de aldık:
"...Meseleleri sadece dış
komplolara veya iç bağlantılarına
bağlı şekilde düşünerek önümüzde
bulunan sorun üzerine
odaklanılmaması da ciddi bir
sorun olabilir. Gerçekten dış
komplolar ve iç bağlantıları varsa
bununla mücadele yöntemi
bellidir ve devlet bunu açığa
çıkarıp net ve şeffaf şekilde
kamuoyuyla paylaşmak
zorundadır. "
***
Peki gelişmeleri nasıl okumak
gerekir?
"Gelişmeler Ak Parti-Cemaat
çatışmasının da içinde bulunduğu
daha geniş bir çerçeve içerisinde
ele alınmalıdır: Meseleye
Türkiye'nin demokrasi ve hukuk
standardı ile temel sorunların
çözümünde siyaset kurumunun
gösterdiği yetersizlikler ve çözüm
sürecindeki topyekun
yetersizliklerimiz gibi
parametreler çerçevesinde
bakılması doğru olur. "
***
Son soru:
Çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını
istemeyen dış faktörler yok mu?
"Her konuda dış faktör vardır.
Büyümek isteyen, büyüyen Türkiye'nin
çıkarlarıyla çatışan ülkeler vardır. Çeşitli
bölgesel küresel aktörler vardır. Dün
vardı, bugün var, yarın da olacaktır.
Devlet bunlarla mücadele edebilmek
için önce kendi içindeki potansiyel
sorunlarını çözmek ve toplumsal bir
uzlaşma iklimini yaratmak zorundadır."
CHP'nin ABD ile flörtü
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu
dün öğle yemeğinde ABD
Büyükelçisi Ricciardone'nin
misafiri oldu.
Her ne kadar "ABD ziyareti
sonrası sohbet için
düzenlenmiş bir yemek" olduğu
belirtilse de, bu çalkantılı gündem
içerisinde böyle bir görüşmenin
gerçekleşmesi "manidar" bulundu.
Ankara'da herkes birbirine aynı
soruyu yöneltiyor: ABD iktidara
"Bizimle uyumlu çalış(!)
Irak'taki anlaşmalarda bize ters
düşme" mesajı mı vermek istiyor?