"Yolsuzluk ve rüşvet"
iddialarından sonra 3 Bakan
istifa edince "Yargılanacaklar mı"
tartışması başladı.
Bu tartışmalarda "hafıza
zayıflığından" ötürü bir
noktanın karıştırıldığı dikkat
çekiyor.
Zannediliyor ki, Savcılık
fezleke hazırlayıp Meclis'e
gönderecek ve Bakanların
yargılanmasına başlanacak.
Oysa yakın geçmişte birçok
Bakan hakkında suçlamalar
gündeme gelmiş,
ama kararı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
vermişti.
Yani Meclis bir
Bakanın suçlu
olduğuna karar
vermeden, o
Bakanın yargı
önüne çıkarılması mümkün değil.
Özal döneminde İsmail Özdağlar
davasında, Mesut Yılmaz döneminde
çok sayıda Bakan hakkında, hatta
bizzat Yılmaz'la ilgili soruşturmada aynı
yöntem izlendi.
Bazıları Yüce Divan'a gönderildi,
bazıları Meclis'te aklandı.
***
Peki Meclis nasıl karar veriyor?
Anayasa'nın 100. Maddesine göre
Bakanlar hakkında Türkiye Büyük
Millet Meclisi üye tamsayısının en az
onda birinin vereceği önerge ile
soruşturma açılması istenebiliyor. Meclis
bu istemi en geç bir ay içerisinde
görüşüyor ve gizli oyla karara bağlıyor.
Soruşturmanın açılmasına karar
verilmesi halinde 15 kişilik bir komisyon
oluşturuluyor. Komisyona her parti
Meclis'teki gücü oranında üye veriyor.
Komisyon, soruşturma sonucunu
belirten raporunu iki ay içerisinde
Meclis'e sunuyor. Soruşturmanın bu
sürede bitirilmemesi halinde iki aylık
yeni ve kesin bir süre veriliyor. Bu süre
içerisinde raporun Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı'na teslimi
zorunlu.
Rapor; verildiği tarihten itibaren on
gün içinde dağıtılıyor, dağıtımından
itibaren on gün içinde görüşülüyor ve
gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce
Divan'a sevkine karar veriliyor.
Yüce Divan'a sevk kararı ancak üye
tamsayısının salt çoğunluğunun (276
milletvekili) gizli oyuyla alınıyor.
***
Meclis Soruşturma
Komisyonları iddiayla ilgili g��rdüğü
herkesi dinleme yetkisine sahip.
İfade vermeye gelmeyen olursa,
kolluk kuvvetlerinden yardım alınıyor.
Böylece bir Bakanın suçlu ya da
masum olduğuna karar vermeden önce
kapsamlı bir araştırma yapma imkanı
doğmuş oluyor.
***
Komisyon raporunu oylayan TBMM
Genel Kurulu'ndaki karara göre, ilgili
Bakan suçlu görülürse Yüce Divan'a,
yani Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor,
görülmezse aklanmış oluyor.
Ancak Meclis Soruşturmasına konu
olmak veya Yüce Divan'a sevk
edilmek, o Bakanın kesin olarak suçlu
olduğu anlamına gelmiyor.
Geçmişte birçok Bakanın Meclis
Soruşturma Komisyonu'nda veya
Yüce Divan'da aklandığı görüldü.
Hukukta önemli olan geçerli
kanıtlardır.
Söylentiler değil.
Eğer kanıt varsa, Yüce Divan'da
gereği yapılıyor.
Bunun dışındaki uygulamalar ve
kamuoyu oluşturma çabaları "yargısız
infaz"a giriyor...