Türkiye'yi parçalamak suretiyle birilerine peşkeş çekmek istediği malum olan PKK'nın siyasetteki uzantısı DEM Parti ile yaptıkları iş birliğini kent uzlaşısı diye yutturmaya çalışan CHP'liler, Esenyurt Belediye Başkanı'nın tutuklanması üzerine heyheylendiler…
Yerel seçimlerde CHP ile Dem arasında yapılan anlaşma gereği güya sağlık sebepleriyle çekilen aday yerine CHP adayı gösterilip seçilen kişinin, terörle bağlantısı sebebiyle tutuklanmasına en yoğun tepkinin DEM Parti'den gelmesi, konunun esasını işaret ediyordu.
Türkiye'nin geleceği hakkında milletimizin ekseriyetinden farklı fikirleri olup, PKK uzantısı partinin talebi ile aday gösterildi ve seçildi Esenyurt Belediye Başkanı. Başına böyle bir şey gelme ihtimalinin yüksek olduğunu herhalde CHP'liler de biliyorlardı. Çıkacak problemleri, Tıpkı DEM Parti gibi gürültü çıkarabilmekte kullanmak üzere adaylığına razı oldular belli ki. Beklenen olunca da bağırıp çağırmaya başladılar.
Sadece Batılı ülkelerin değil kendi ayakları üzerinde durabilen birçok ülkenin bir araya gelerek daha büyük yapılar oluşturmaya çabaladığı bir dönemdeyiz. ABD zaten 'birleşik' bir devlet. Değişik ülkelerin oluşturduğu Avrupa da bir 'birlik' oluşturmuş. Onlar kadar sıkı olmasa da benzer birçok örgüt, başkalarına yem olmak istemeyen ülkeler açısından adeta birer liman.
Osmanlı bakiyesi ülkelerle dolu bölgemizin hali ortada. Cetvelle çizilen sınırlardan oluşan ülkelerin, bölgeyi kan gölüne çeviren İsrail karşısındaki çaresizlikleri, 'böl, parçala ve yönet' formülünün acı sonuçlarından. Birilerinin özerklik sevdası da bizi yumuşak lokma haline getirme niyetlerinden.
Ülkeler birliklerle güçlerini artırmaya çabalarken, sureta haktan gözüken birilerinin ülkemizi parçalara ayırma çabasının, iyi niyet ve hele demokrasi, fikir hürriyeti ve benzeri kavramlarla alakası yok. Bize yönelik özerklik ve benzeri çabaları teşvik eden Batılı ülkelerde, özerklik benzeri niyetlere kapılanların genellikle 'yok edildikleri' bilinir. Bu ülkelerin emriyle ülkemizi bölmeye çalışanların evrensel kavramları kullanmaları da sahtekarlığın zirvesidir.
Esenyurt Belediye Başkanı ile ilgili gelişmelere demokrasi, seçilme özgürlüğü ve benzeri kavramlarla yaklaşanların, bu kişinin terör örgütü ile üst düzey bağlantılarının ortaya çıktığını unutmamaları gerek. Tabii ki herkesin sonuna kadar savunulması gereken hakları vardır, ama devletin kendini koruma hakkı olduğu da unutulmamalıdır!..
CHP'liler, "biz, seçim kazanabilmek için terör örgütü bağlantılı parti ile her türlü iş birliğini yapar, seçime bir buçuk ay kala kendi adayımız yerine onların önerdiğini seçtirir ve hemen her yaptığına ve bu arada ilçeyi terör yuvasına çevirmesine bile katlanırız', diyebilirler. Ama bizim öyle bir lüksümüz yok.
Ne idi meşhur söz? Yok öyle, burası Türkiye!..