Derslik sayısı 343 binden 622 bine, üniversite 76'dan 208'e, yurt yatak kapasitesi 182 binden 995 bine, gençlik merkezi 9'dan 469'a, spor tesisi 1.575'ten 4 bin 469'a…
Hastane yatağı 164 binden 271 bine, bölünmüş yol 6 bin 101 km'den 29 bin 730 kilometreye, otoyol uzunluğu 1.714'den 3.796 kilometreye; 2.032 kilometrelik hızlı tren ağı inşa edilirken, 26 olan havalimanı sayısı 32 ilaveyle 58'e... 1 milyon 481 bin konut yapan TOKİ 207 millet bahçesi yapmış, 80'i de açılışa hazır.
Sanayide 175 yeni OSB, 48 endüstri bölgesi, 105 teknopark, 1.333 AR-GE merkezi ve 336 tasarım merkezi kuruldu, yerli elektrikli otomobil TOGG üretiminde 52 bin rakamı aşıldı. Enerjide kurulu güç 31.846 megavattan 115.975 megavata çıkarıldı, Karadeniz'de 710 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfedildi, Gabar'daki petrol üretiminde günlük 76 bin varil geçildi...
Milli gelirimiz dolar bazında 6 kat artırılarak, Türkiye trilyon dolarlık ekonomiler ligine taşındı. Kişi başı gelir 3.600 dolardan 2023'te 13.243 dolara çıktı. Sanayide katma değer üretimi 95 milyar dolardan 320 milyar dolara getirilirken Türkiye, satın alma gücü paritesine (SAGP) göre 2023'de dünyanın en büyük 11., Avrupa'nın 4. ekonomisi oldu...
Aktarılanlar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresi'nde Türkiye için 22 yılda yaptıklarını özetlerken sayabildikleri. O'nun deyişi ile: "Tabii bunlar sadece özet rakamlar. Hepsini anlatmaya kalksak değil saatler, günler yetmez."
Çiftçilere -güncellenmiş rakamla- 2 trilyon 51 milyon liralık destek, ihtiyaç sahiplerine 1 trilyon 455 milyar lira sosyal yardım ödemesi, deprem bölgesinde yapılan 201 bin konut, Savunma sanayiinde yüzde 80'i aşan yerlilik; Altay, Kaan, Kızılelma, İHA ve SİHA'da dünya birinciliği ve daha birçok şey..
Bunların ve çok daha fazlasının yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini biliyoruz. Hiçbirimizin hastanelerden, yurtlardan, yollardan, havalimanlarından, enerjiden, sanayiden… bana ne diyecek hali de yok. Bunlar 86 milyon için çünkü.
Şimdi, soru şu: Dünyanın başka bir ülkesinde, 22 yılda kendisinden önce yapılanların 3, 5, hatta 10 mislini gerçekleştiren bir siyasi harekete insanların teveccühü acaba ne oranda olurdu?..
Bunu düşünmekte ve neyin aksadığını araştırmakta fayda var…
Zaruri bir not:
Yayımladığı bir videodaki iddialarına neden gerekli cevapların verilmediğini sorguladığım Levent Gültekin, yeni videoda kendisini arasam ve 'Levent dediklerin yanlış, napıyorsun?' desem: 'Özür dilerim, yanlış okudum' diyeceğini, söylemiş. Ama, Cumhurbaşkanımızın ailesine yönelik iddialarını dile getirmeden önce kimseye sormayan birinin bu sözleri, hiç inandırıcı değil.
Herhalde 'kişi refikin kendin gibi bilir' sözünün gereği olarak utanmadan 'tetikçilik' yaptığımı da iddia etmiş, Gültekin… Riyadan Cenab-ı Hakk'a sığınırım. Ancak, yarım asra yaklaşan meslek hayatım boyunca hiçbir zaman 'tetikçilik' yapmadığım ve hep 'Hakkın hatırı yücedir, hiçbir hatıra feda edilmez' prensibi ile çalıştığım da bilenlerin malumudur…