Çayları dağıtan İhsan, Selim'e takıldı:
- Heyecanlı bir şekilde okuduğuna göre, önemli bir haber var herhalde, nedir?.. Selim:
- Tutuklu İmamoğlu'nun New York Times ve Financial Times'te yayımlanan makalelerini merak ediyordum. Özet hallerin görünce okuyayım dedim. Diplomasının haksızca iptal edildiği, cumhurbaşkanlığına en güçlü aday olduğu için önünün kesildiği, asılsız suçlamalarla tutuklandığı gibi şeyler var… Mehmet:
- Bildiğimiz şeylerin tekrarı yani. Diploma iptalinin bitirdiği rivayet edilen okula usulsüz girişi sebebiyle olduğuna ve 6 senedir başkanı olduğu İBB'nin toplamda 1 trilyon lirayı aşan bütçesini har vurup harman savunduğuna değinmemiştir tabii… Selim, gülümseyerek:
- Ancak asıl dikkatimi çeken büyük laflar etme merakı. 'Hükümetin muhalefeti ezme girişimi sırasında tutuklanmam, ülkemin istikrarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor', demesi, mesela. Tutuklanması sonrası partisinin ortalığı karıştırma, huzur ve istikrarı bozma girişimlerinden bahis yok tabii. Makaleyi özetleyen internet sitesinin İmamoğlu'nu, Silivri'de tutuklu CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak takdimi de dikkat çekici… Mehmet:
- Bu arada aklıma gelmişken, sürecin başlangıcı ve devamının her aşaması CHP'lilerin kendi iç çekişmelerinden kaynaklanıyor olduğu halde ısrarla Hükümeti suçlamaları, oldukça tuhaf. Para destelerinden kuleler yapanlar CHP'li, o görüntüleri servis edenler CHP'li, şaibe karıştığı iddiasıyla kurultayı iptal ettirmeye çalışanlar CHP'li, rüşvet alanlar CHP'li, gizlisi ve açığı ile ihbarcılar ve konuyla ilgili bütün tanıklar, hatta şikayetçiler bile CHP'li, ama her nedense suçlu hükümet ilan ediliyor… Selim:
- Standart CHP tavrı. Her ne ise biz İmamoğlu'nun NY Times ve Financial Times'daki incilerine devam edelim. İstanbul Belediye Başkanı olduğundan beri alternatif arayışı içinde olduğunu iddia edip, Erdoğan'ın otoriter popülizminin aksine, kendisinin 'gelişimci halkçılık' dediği şeyi tanıttığını da yazmış, İmamoğlu. İnsan onuruna, pratik çözümlere ve kamu güvenine dayanan sivil bir modelmiş bu... İhsan:
Bu nasıl gazetecilik!..
- İmamoğlu'nun böyle sözler edebilmesi şaşırtıcı. Belediye başkanı olduğundan itibaren İstanbul'u bir adım bile ileri götüremeyen, onda birini bile yerine getiremediği vaatlerinin çoğunu unutmuş gibi yapan bir başarısızlık abidesi oysa. Seçimlere 3 yıl kala 'CHP'nin cumhurbaşkanı adayı' olmaya çabalaması, kılıfını hazırlamaya vakit bulamadan çaldığı minarelerin hesabını soracak yargı karşısında avantaj elde etmek içindi herhalde... Melih:
- Makalelerin birisinde, adaylığını ilan ettikten sonra kendisi ve CHP belediyeler üzerindeki baskının arttığını, 35 yıl önce aldığı diplomanın iptal edilip ardından da asılsız suçlamalarla tutuklandığından bahsediyordu. Üç yıl sonra yapılacak bir seçim yönelik olarak tek aday olarak katıldığı komedi mahiyetinde bir ön seçimde aldığını söylediği 15 milyon oy hikayesi de cabası… Selim:
- Ben siyasi bir mahkûmun diyen İmamoğlu, bir avuç 'gizli tanığın' söylentilerine dayanılarak hapsedildiğini yazmış. Halbuki gözaltına alındığında 4'ü gizli olmak üzere 21 tanık vardı. Şu anda açık tanık ve şikayetçilerin sayısı 50'yi aşmış durumda… Mustafa:
- Her şey bir yana, ancak itibarlı gazeteler olduğu düşünülen New York Times ve Financial Times böylesi makaleleri nasıl yayımlar, merak konusu bence. Diploması iptal edildiği için cumhurbaşkanı adayı olamayacağı kesin olup; yolsuzluk, rüşvet gibi suçlar sebebiyle tutuklanan birisinin ipe sapa gelmez laflarla doldurduğu bir yazıyı ne olursa olsun yayımlamamalılar diye düşünüyor insan. Bu nasıl bir gazetecilik, anlaşılır gibi değil. … Melih Bey:
- Sanırım uluslararası bazı özel bağlantılar yanında makaleyi ilan kabul ederek aldıkları ciddi paralar da söz konusu olabilir. Çok da şaşırtıcı değil yani. Batı medyasının objektifliği rafa kaldırması yeni bir olay değil. Düşünün Gazze konusunda gerçekleri yazmama konusunda hala kıvranıyorlar. İmamoğlu'nu kendilerinden kabul ettikleri için, zaten olmayan itibarlarını biraz daha kaybetmek problem değil onlar için… Mehmet:
- Şu gizli tanık meselesini başta genel başkanları olmak üzere bütün CHP'liler sık sık kullanıyorlar. Bu konuda işin aslı nedir?.. Melih Bey:
Dosya sayısı 200, tanıklar 50'nin üzerinde
- Az önce Selim de söyledi. Gözaltına alındığında 4'ü gizli tanık, 13'ü açık tanık ve 4'ü de şikayetçi olmak üzere 21 kişi söz konusuydu. Şu anda açık tanıkların ve çoğu etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen itirafçıların sayısı toplamda 50'nin üzerinde. Dolayısıyla, gizli tanık gizli tanık diye bağırıp çağırmalarının bir anlamı yok yani… Selim:
- Başından beri konuşulan yolsuzluk ve benzeri işlerle alakalı dosya sayısının da 200'ü aştığı söyleniyor. Bu konuda durum nedir?..
- Şimdilik 200 civarında dosya söz konusu ve sanırım gün geçtikçe bunların sayısı artacak. Çeşitli şekillerde varlıklarına çökülen birçok kişi adeta sıraya girmiş durumda. İşin dikkat çekici tarafı, bir şekilde şikayetçiler kervanına katılan bu insanların büyük kısmının da mecburen de olsa rüşvet verdikleri için yargılanacaklarını biliyor olmaları… Remzi:
- Parti yöneticileri haydi ne ise ama CHP kitlesinin inanmaz tavırları dikkat çekici. Bu kadar açık seçik bir durum ortada iken hala İmamoğlu için ümit beslemeleri, bana garip geliyor… - Bence çok garip bir durum değil. İmamoğlu her nasıl yaptı ise partinin yönetim kademesini tam bir kontrol altına almışa benziyor. Komediye benzeyen bir ön seçim yapmaları ve şimdiye kadar öğrendiklerimize bakılırsa, uzun yıllar hapisten çıkamayacağı belli olan birisini ısrarla adayımız diye tanıtma çabalarının başka türlü bir izahı yok çünkü. Bu arada diploması iptal edildiği için zaten aday olamayacağı da kesin, üstelik… İhsan:
- Hakikaten akıl dışı işler yapıyorlar bu günlerde. Sen bunların İmamoğlu'nun başta Özgür Özel olmak üzere CHP'yi zorlaması sebebiyle yapıldığını düşünüyorsun yani… - Bence öyle. Özgür Özel bir anlamda zevahiri kurtarıyor ama bir yandan da Ekrem İmamoğlu'nun artık denkleme giremeyeceği düşüncesiyle geleceğe yönelik adımlar atıyor.
Siyasi yasak durumunda İmamoğlu yerine en yüksek oy alacak kişinin cumhurbaşkanı adayı olacağı, netice olarak hedefin İmamoğlu'nun yasağını kaldırmak olduğunu söylemesi filan, bunlardan… Selim:
- Belki eksiklik bende. Ama Özgür Özel'in İmamoğlu'nun yasaklı olması durumunda takip edeceklerini söylediği formülü hala anlamış değilim… Melih Bey:
- Sanırım kendisi de tam anlayabilmiş değil. Laf olsun torba dolsun makamında sözler. En azından iki genel seçim ve bir referandum gerektiren bir süreçten bahsediyor ve bunun olmayacağını kendisi de biliyor… Mustafa:
- İrili ufaklı 200 civarında rüşvet, irtikap ve yolsuzluk dosyası. Turpların büyüğünün heybede olduğu sözü de halen geçerli. Bütün bunlar ortada ve hele de iptal edilen diplomanın bir daha geri alınamayacağı son derece açık iken, birilerinin hala tırmalaması, kendi bilecekleri iş... Mehmet:
- Her şey bir yana, sadece Sarıyer'de 15 milyona aldığını söylediği toplam değerleri 1 milyar 500 milyon lira olan ve sadece birisini yıllık 6 milyon liraya kiraya verdiği üç villa meselesi bile İmamoğlu'nu bitirmeye yeter. Bu villaların yanındaki arsayı kamulaştırmak için belediyeye ödettiği 156 milyon lira, ayrı bir hikaye… İhsan:
- Evet, bugünlük de bu kadar diyelim. Cenab-ı Hakk bizim, ailelerimizin ve milletimizin yardımcısı olsun…
- Amin…