Barış Manço'yu kim öldürdü?

Eklenme Tarihi 11 Ocak 2013
Türkiye' de geniş bir kitle "Silahlar artık susacak" iyimserliği içine girmişken, önce Hakkari'deki karakol saldırısı gerçekleşti.
Ardından, Paris'teki bir evde üç PKK'lı kadın kurşunlanarak infaz edildi.
Birincisinin failleri belli; ikincisininki şimdilik meçhul!
Ancak, onun da arkasında muhtemelen iç hesaplaşma var.
Nitekim AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in ilk değerlendirmesi bu yönde oldu:
- Olay, iç hesaplaşma gibi görünüyor.
Dış basın da aynı görüşte.
Fransızlar'ın ünlü Le Monde Gazetesi, olayı "Kapıyı kim açtı?" sorusu ile okuyucularına duyurdu.
Belli ki birbirlerini tanıyorlardı. Katil ya da katiller, kapıyı çalarak içeri girdi. Rahat bir şekilde infazı gerçekleştirip çıktı.
Üç kadının da kafalarından kurşunlanarak öldürülmesi, saldırının hiç beklemedikleri bir anda gerçekleştiğini gösteriyor.
DTK'nın yaptığı "Kürt halkına Avrupa'nın ortasında bile vahşet uygulanabiliyor" açıklaması da bu işin sosu!
Olayın zamanlaması ise son derece önemli! Bu cinayeti gerçekleştirenler, bir taşla iki kuş birden vurdular:
1) Kendi metotlarıyla örgüt içindeki bir problemi çözdüler.
2) Türkiye'de yayılan iyimserlik havasına bir darbe daha indirdiler.

* * *
Öldürülenlerden Sakine Cansız, PKK'yı kuran isimlerden biriydi. Yola çıktığı arkadaşları ile aynı akıbeti paylaştı. Daha önce de diğer isimler bizzat Abdullah Öcalan tarafından verilen talimatla infaz edilmişti. Öcalan'ın hezeyanları, hepsinin sonu olmuştu.
İlginçtir, Sakine Cansız da Öcalan'la ters düşen isimlerden biriydi!
Şimdi, akla gelenleri sıralayalım...
Öcalan, 1980'de PKK Merkez Komite Üyesi ve Urfa Sorumlusu Resul Altınok'u, MİT Ajanı ilan etti. Bu yüzden hapsettirdi. Kaçınca da Suriye Gizli Servisi'nin yardımıyla yakalayıp öldürttü.
PKK'nın çekirdek kadrosunu oluşturan Kürdistan Devrimcileri Grubu'ndan Mehmet Uzun, Ali Yaylacık ve Ahmet Ballı da "Öcalan infazının" kurbanları oldu. Gerekçe yine aynıydı:
- MİT Ajanı!
Örgütün Botan Sorumlusu "Kör Cemal" kod adlı Halil Kaya, 1987'de kurşuna dizdirildi.
Merkez Komite Üyesi Mehmet Şener, Kamışlı'da arkadaşları ile birlikte katledildi.
PKK'nın İstanbul ve Marmara Sorumlusu Osman Tim, 1992'de Sağmacılar Cezaevi'nde boğduruldu.
Boynuna da "işbirlikçi" yaftası asıldı. Öcalan suçladı, yakalattı ve öldürttü.
En ufak bir problem yaşadığında, en yakın arkadaşlarını "MİT Ajanı" olmakla suçlamaktan kaçınmadı. Karısı Kesire'ye bile "işbirlikçi" damgasını vurdu.
Öcalan'ın "hain" listesi uzayıp gidiyor:
"Kesire Öcalan, Pilot Necati Kaya, Mehmet Cahit Şener, Ali Çetiner, Hüseyin Yıldırım, Şemdin Sakık, Resul Altınok, Abdullah Kumlu, Halit Kaya, Cihangir Hazır, Abdullah Ekmekçi, "General Zinnar" kod adlı Alaattin Kanat..."

* * *
Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı da Öcalan öldürdü! Özal'ın vefatının üzerinden 24 saat bile geçmeden MED TV aracılığı ile "Özal'ın öldürüldüğünü" ilk ortaya atan kişi Abdullah Öcalan'dır.
Biz de bu sözlerin peşine takılıp, yıllarca "Özal öldürüldü mü?" sorusuna cevap aradık. Öcalan'ın hezeyanları ve paranoyası ile hareket ettik. Üstelik, "Özal öldürüldü" derken hiçbir dayanağı da bulunmuyordu.
Bu sözler, Öcalan'ın içinde bulunduğu ruh halini yansıtıyordu. Çünkü, O'nun için "normal bir ölüm" yoktu! Bugün Ergenekon Davasında tutuklu olan Albay H. Atilla Uğur, Öcalan'ı sorgularken, içeri biri girdi ve Barış Manço'nun öldüğünü söyledi. O anda Öcalan'ın ilk tepkisi şu oldu:
- Sahi mi? Kim öldürmüş?
Öcalan
'ın geçmişine, kişiliğine ve içinde bulunduğu ruh haline bakınca, gösterdiği tepkide şaşılacak bir durum yok. Sürekli ölüm emirleri veren bir insanın bu tepkisi, "Sahi mi, kim öldürmüş?" sorusunu sorması çok doğal! İşte bu yüzden, Öcalan'ın kurduğu örgüt içindeki gelişmelere de bu gerçekleri bilerek bakmak lazım!