Türkiye'nin istese de istemese de merkezinde yer aldığı kavga herkesi kuşattı.
Amerikalı DERİN DOSTUM da tam bu konuya ilişkin özel şeyler aktardı.
Bunların bir bölümü bile önemli.
Bakalım sevecek misiniz?
Nasıl oluyor bu?
Pentagon'un en güvendiği isimlerden biri olan ABD'nin Londra Büyükelçisi Woody Johnson'dır. Önemli bir isimdir.
Woody Johnson, İran'ı bahane ederek Rothschild ailesinin Afrika'daki şirketlerine ağır yaptırım kararı uygulayacaklarını bizzat Kraliçe II. Elizabeth'e söyledi. Kavganın sokaklara taştığını gösteren bir hamleydi bu. Kraliçe bunu beklese de şaşırdı…
Kraliçe Elizabeth BREXIT ile İngiltere için riskli bir dönemden geçildiğini biliyordu. Üzerine bir de İRAN ambargosuyla başlayan tehlike gelirse işler daha da karışabilirdi diye düşündü.
Ve bu dalganın AFRİKA'daki İNGİLİZ şirketlerini vuracağını öngördü… Durum kritikti!
Londra'nın sıkıntıya düşmemesi için yapılacak hayati önemde hamleler vardı!
Yapıldı tabii..
Woody Johnson'ı kabul eden Kraliçe II. Elizabeth, Başbakan Theresa May'i ertesi gün yani Ağustos ayının son günlerinde Afrika'ya gönderdi.
Kraliçe II. Elizabeth, Rothschild ailesinin hedef olacağı Afrika'da eski sömürge günleri için plan değişikliğine gitti. Kraliçe Elizabeth İpek Yolu için de önemli bir kıta olan Afrika'da güçlü bir alt yapı sağlayan Türkiye ile çalışmak istedi. İngiltere Başbakanı MAY üç ülkede de TÜRK ŞİRKETLERLE çalışacağını anlattı… Ortaklığı anlattı, ikna etti…
Bizim açımızdan taşınabilecek bir şey değil. Sizin için önemli olsa da bizim için sakıncalı… Pentagon KRALİÇE'nin bu hamlesinden çok rahatsız oldu.
Var güçleriyle AİLENİN yani ROTHSCHILDLER'in önünü keserken öte yandan İNGİLİZİ- TÜRK işbirliği bir KALE GİBİ yükseliyordu. Ayrıca sizin bilmediğiniz önemli bir gelişme daha yaşanıyordu aynı gezi de hem de… 2 ÖNEMLİ TÜRK İŞADAMI AFRİKA gezisinde Başbakan MAY ile birlikteydi!
Merak ettin değil mi!
May, Nijerya'da ülke petrolünün yüzde 50'sinin İngiltere tarafından çıkartıldığını ve satıldığını söylerken, İngiltere'de yaşayan eski medya patronu Türk işadamının da Afrika'da önü açılacak. Bunun için gereken adımlar atıldı!
İsimlere şimdilik girmeyelim istersen. Ama önemli bir TÜRK olduğu konusunda hiç şüphem yok… AFRİKA'da büyüyecek.
Fazlasıyla hem de. Arkasında büyük bir güç var artık…
İngiltere'nin daha da önemlisi İngiltere Kraliçesi'nin Türkiye ile Afrika ortaklığı düşünmesi bile çok büyük bir açılım. Bunu iyi değerlendirirseniz kazançlı çıkarsanız. Hızlı olmazsanız PENTAGON'un vahşi saldırıyla karşı karşıya kalırsınız...
Çünkü Afrika kıtası da hiçbir zaman önemini kaybetmedi.
İngiltere, Türkiye ile Afrika ortaklığı planlarken, bu durumdan sadece Washington değil Fransa'da pek hoşnut değil.
Türkiye'nin Afrika'da attığı her adımı takip eden Fransız İstihbarat Servisi DGSE'nin hazırladığı raporlar da Türkiye'nin İngiltere ortaklığıyla Afrika'da ciddi bir rakip olacağını gösteriyor.
Şimdi Türkiye derin yapılarla mücadele ederken, ABD'nin dışında bir de Fransa ile Afrika'da karşı karşıya gelmeye hazır mı? Bence değil. Gerek de yok. Afrika'da büyük adımlar attığınız doğru, bölgede sevildiğiniz de bir gerçek. Ancak Kuzey Afrika'da gördüğünüz değer ve saygıyı kıtanın güneyine indiğinizde o derece görmediğiniz de bir gerçek.
Çünkü kıtanın güneyinde FETÖ hala çok güçlü.
Washington bu önemli okullarla ilgili Türkiye'nin adım atmasını istemedi.
Hatta okulların yönetimini Pentagon'un belirlediği isimler üzerinden yönetilme fikri de Türkiye'de karşılık bulmadı. Bu problem nedeniyle Türkiye'nin Afrika'nın güneyindeki FETÖ operasyonları da güçlü olmadı.
Amerika Birleşik Devletleri tam olarak ne istiyor? Her yerde her şekilde var mı olmak amaçları?
Pentagon, 5 kıtanın da birleştiği ama kontrolün tamamen Washington'da olduğu bir düzen istiyor.
Bu düzen elbette geçmişteki kurguyla olmaz. Bu görüldü!
Şimdi Pentagon o nedenle, ülkelerin dini yapısıyla ilgili hamleleri arka planda yapıyor.
Geçmişti yaptıkları dini hamlelerin bugün artık işe yaramadığı ortada. Birçok dini lider, siyasetin içinde öne çıktı ve o ülkelerde hapse atıldı.
Belli kitleleri yöneten 17 dini lider 16 ülkede hapse atıldı.
50 yıllık bu planın da son kullanma tarihi geçen bir ürün olduğu konusunda büyük uzlaşı var. ABD bundan vazgeçti anlayacağınız…
Şimdi siyasi liderlerin, güçlü figürlerin öne çıkacağı döneme girdik. ABD sıradan liderlerle devam etmek istemiyor. Güçlü liderlerle tartışmanız da büyük olur anlaşmalarınız da. Ancak büyük gücü elinde bulunduran Washington tartışmaları da kazanır, kazanıyor da.
Haklısın. Ama kazanmak için tekrar tekrar gelmek için enerjileri ve birikimleri var. Bu önemli…
ABD ile Türkiye eski konumlarında değil. İlişkiler esnedi zarar gördü. Başkan Erdoğan'ın bu ay içinde New York'a yapacağı ziyaret önemli.
Orada olup bitenleri görelim.
Tekrar konuşalım… Bu saatten sonra her devlet hızlı karar almalı ve uygulamalı… Öyle de olacak… Emin ol çok şey değişecek. Her yerde!