Önce adamların yaptıklarından söz edelim.
Ladin'i operasyonla öldürdüğünü ve Umman'da denize attığını söyleyen ABD nedense bir türlü ikna edici bir görüntüyü dünyaya sunamadı.
Bunu yapamayan ABD, yani yalanının farkında olanlar, şimdi hem kitaba hem filme sarıldı...
Sözde operasyona katılan bir komandonun yazdığı "NO EASY DAY"le (Kolay Gün Değildi) isimli kitap ve "ZERO DARK THIRTY" isimli filmle bütün gerçekler ortaya konulacak!
Film zaten başlı başına FİLM!
Ekim'de vizyona giriyor.
Komediyi herkes görecek.
Kitap ise inandırıcılığı olsun diye CIA tezlerinin bir kısmı çöpe atılarak yazdırılmış.
Hem de TAKMA isimli birine...
Demek ki Ladin'in ölüsünden bile korkan var...
Dünyayı film setine çeviren bir gücün yine bildiği yoldan gitmesinin bir sakıncası yok.
Ladin için kitap yazdırmaları ya da film çekmeleri de bizi ilgilendirmez.
Ancak dünyada sadece TAKVİM gazetesinin yazdığı LADİN GERÇEĞİ'nin inkar edilmemesi şartıyla...
Hatırlamayanlar olabilir.
Zaten Türk basınında kıskançlık tavan yapmıştır. Zaten şimdiye kadar hiçbir başarı cezasız bırakılmadı. Elini taşın altına sokanın eli kesildi. Bunlara alışığız. Biz gerçekleri açıklarken her zaman olduğu gibi Batılı kaynaklar referans olarak alındı.
Bizim ne dediğimizin bir önemi yoktu içerideki çok bilmişler için.
ABD'den insanlar arayıp sorarken "yerli yabancılar" olan biteni görmeyerek pusuya yatıyordu!
Yaklaşık 2 yıl önce yaptığımız haberde, ki bence her türlü ödülü hak ediyordu, dünyanın en çok merak ettiği konulardan birini açıklamıştık.
Gün, yıl ve yer vererek...
Peki, ne demiştik biz?
Dünyanın en büyük istihbarat örgütü CIA'nın Başkanı Leon Panetta, önceki gün, "10 yıldır Usame Bin Ladin'den haber alamıyoruz" açıklaması yaptı.
CIA Şefi Panetta, bir kaç hafta önce de, El- Kaide'nin 3 numaralı adamını öldürdüklerini belirterek, "Ladin, Pakistan sınırında.
Baskıyı sürdürürsek yakında ortaya çıkar" dedi.
Oysa Afganistan'daki Türk istihbarat birimlerinden aldığımız bilgiye göre, El-
Kaide lideri Usame Bin Ladin, 13 Aralık 2007'de Tora Bora dağlarında öldü.
Yıllar önce sol böbreği işlemez hale gelen El- Kaide lideri, 2004 yılında sağ böbreğinde de sorun yaşadı. "ABD'yi titreten" Ladin, Tora Bora'daki ilkel şartlar altında, 3 yıl tek böbreğiyle hayatta kalmaya çalıştı. 13 Aralık 2007 sabahı Ladin hayatını kaybetti.
ABD hayatta olmayan Ladin'e 2011'de operasyon yaparken TAKVİM 2010'da Ladin'in böbrek yetmezliğinden öldüğünü açıklamıştı yani.
Peki, CIA bir türlü ortaya görüntü ya da ikna edici bilgi koyamazken TAKVİM bu RİSKLİ habere nasıl imza atıyordu?
O dönem bana en çok sorulan soruların başında bu yer aldı.
Yaptığımız manşetten sonra A HABER'de katıldığım bir programda yanımda oturan Mahir Kaynak Hoca'ya dönerek "Tora Bora'da elleri cebinde gezen kimler?" diye sormuştum.
Hoca cevap vermeye hazırlanırken "Göğsünde Ay-
Yıldız taşıyan askerlerimiz değil mi?" diye eklemiştim...
Evet, Batılı bütün ülkelerin askerleri patlayan bombalar yüzünden birliklerinden dışarı çıkamazken oradaki Türk askeri bölge insanıyla iç içeydi.
Hala da öyle!
Bizim o haberi yaparken en büyük güvencemiz ABD'nin peşinden koştuğu Ladin'e bir Türk doktorun ulaşmasıydı. Böbrek hastası Ladin kendini bir Türk doktora emanet etmişti!
O şartlarda El Kaide'nin liderine yardımcı olan doktor, Türk Askeri İstihbaratı'nı atlatamamıştı. Attığı her adım kontrol ediliyordu. Türk istihbaratı Ladin'in, doktorunun kollarında öldüğünü çok iyi biliyordu.
Hatta nerede gömülü olduğunu bile!
Yine de haber bizim tehlikeliydi. Çünkü sonsuz film tekniklerini elinde bulunduran güç orada bir DUBLÖRÜ ortadan kaldırıp dünyaya bunu satabilirdi! Ama bu düşünülmedi ya da yapılamadı. Bilemiyorum.
Yapılsa bile haberimizi savunurduk. Çünkü doğruyu yazmıştık.
Belki sesimiz herkesi bastırmaya yetmezdi ama yine de avazımız çıktığı kadar bağırırdık!
Aklı başında hiç kimseyi tatmin edemeyen ABD, şimdi HOLLYWOOD'la yeni bir TURA çıkıyor. Kitapla kitle hazırlanıp filme ikna edilecek!
Ve bütün dünya bu HAPI yutacak! Adamlar kendinden emin.
En iyi yaptıkları iş bu!
Onlar film işinde iyi, biz de kamera arkasında nelerin yaşandığını yazmakta!
ABD'nin neden görüntü yayınlamadığı sorusunu kendime de çok sordum.
Galiba o doktorun elindeki kayıtlar yüzünden!
Kimse aptal değil!
Bakarsınız günün birinde film değil de gerçek görüntüler ortaya çıkar...
Demedi demeyin...
Hep söylediğim gibi gerçeklerin ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır!