Gabor ve Jolie
Macaristan'da Yahudi bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Magda ve Eva isminde iki kız kardeşi vardı. Çok güzel ve akıllıydı. Zaten güzelliği ile kısa zamanda yaşıtlarının arasından sıyrıldı.
Yakınlarının desteğiyle katıldığı güzellik yarışmasında KRALİÇE oldu.
Bakışları ile erkekleri peşinden koşturuyordu.
Hep önde olmak, hep konuşulmak istiyordu. Çok genç bir kızken Viyana'da Kulüp FEMİNA'da sahne aldı. Şarkılarını söylediği kulüp, her gece dolup taşıyordu. Bakışlar üzerindeydi. Bu ışıltılı hayat sürerken karşısına bir TÜRK çıktı. Çok geniş bir çevresi olan bu isim Burhan Asaf Belge'ydi... Yani Murat Belge'nin babası...
Belge'den hoşlanan genç kız, "Benimle gelir misin?" teklifine düşünmeden "Evet" dedi. Arada yaş farkı olmasına rağmen çok uyumluydular. Burhan Bey oturdukları semtte dedikoduların çoğalması üzerine genç aşkına evlenme teklifinde bulundu... Cevap yine "Evet"ti...
Belge'nin dost çevresi kısa zamanda genç eşi kabul etti. Birçok kişi bu güzel kızı konuşuyor olmuştu...
Birgün, büyük bir kapının ardından içeriye girdi. Heyecandan kalbi deli gibi çarpıyordu. Mermer taşla döşenmiş yoldan geçerek bahçe içindeki eve doğru yöneldi.
Çok büyük bir zeytin ağacı evin girişini gölgeliyordu. Hipnotize olmuştu. Üst kata çıktı. Atatürk el işlemesi geniş bir gürgen koltuğa oturmuştu. Arkası ona dönüktü. Yanındaki masa üzerinde duran nargilesini içiyordu...
Macar kız, Atatürk'le böyle tanışmıştı. Aralarında sıcak bir yakınlaşma olmuştu. Sarışın kız çok etkilenmişti. Evliydi ama bundan kendini alamamıştı... Latife Hanım da kendisini kıskanmıştı.
Hatta bir gün "Nerede kaldın?" sözü üzerine Atatürk'ün boşanma sürecini başlattığına tanık olmuştu.
Gencecik kız, bütün dünyanın konuştuğu ismin yani Mustafa Kemal'in yanındaydı. Ve bütün olup bitenlerden haberi vardı...
İlk eşi olan Burhan Asaf Belge ile tam 4 yıl evli kaldı. Atatürk vefat ettikten sonra boşandılar. Genç kız kendine başka bir yol çizdi. Yaşamı çok hareketliydi. Belge'den boşandıktan sonra Hilton Otelleri'nin sahibi olan Conrad Hilton'la evlendi.
Bu beraberlik de 4 yıl sürdü. Daha sonra sırasıyla George Sanders, Herbert Hutner, Joshua S. Cosden, Jack Ryan, Michael O'Hara, Felipe de Alba ve Frederic Prinz Von Anhalt ile hayatını birleştirdi...
Yıllar sonra anılarını kaleme alan kişiye "En güzel yıllarım Ankara'da geçenlerdi" diyecekti.
İkinci evliliğinden sonra Hollywood'a transfer olan bu genç kız Sari Gabor bilinen ismiyle Zsa Zsa Gabor'du...
Attığı her adım biliniyor ama en önemli özelliğini kimseler göremiyordu!
Gabor CIA'nın en güvendiği isimlerden biriydi.
1 Ocak 1944'te verdiği raporlar yıllar sonra ortaya çıktı.
Türkiye uzmanlık alanıydı. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI öncesi Amerikan istihbaratına önemli raporlar yazıyordu.
5 konu hakkında dosya tuttu!
ABD Genelkurmay Harp Dairesi İstihbarat Bölümü'ndeki rapor numarası 123600'dı...
Türk Ordusu, Panislamizm (İslami birlik), İsmet İnönü, Alman nüfuzu ve Türk Polisi başlıca ilgi alanlarıydı... Türk Ordusu bölümü "Komutanlar, ilk önce ve her şeyin üstünde Türk yanlısıdır" ifadesiyle başlıyordu.
Panislamizm tehlikesiyle ilgili olarak da "Ülkeyi idare eden sınıflarda şiddetli bir milliyetçilik duygusu dinin yerini aldı ve halk arasında da yaygınlaştı. Artık Türkiye'de İslamiyet, sultan zamanında olduğu gibi halk üzerinde mutlak hakimiyete sahip değildir. Bu yüzden Panislamizm Türkiye'de çok büyük adımlar kat edemez" ifadesini kullanıyordu...
Yani Ankara'da herkesin küçük sarışın kız dediği GABOR gördüğü bildiği her şeyi ABD'ye göndermişti!
Kimlerle oturup kalktığı o gün bugün bilinmiyor!
Ama Gabor ısrarla Türkiye'de İSLAMİ duyarlılığı olanların yönetimde olmadığını söylüyordu...
Yıllar sonra ise başkan olan OBAMA Kahire'de Müslüman dünyasına sesleniyordu. Ve orada "Amerika ile İslamiyet arasındaki bağ, İslamiyet'in ne olmadığı ile ilgili değil, ne olduğu ile ilgili olmalı. Bir ABD Başkanı olarak da benim sorumluluğum İslamiyet karşıtı kalıplaşmış yargılarla mücadele etmektir" diyordu...
Zaten bunu söylediği için de BARONLARIN hedefinde!
Neyse..
Benim asıl merak ettiğim GABOR'dan sonra ülkemizi ziyaret eden diğer Hollywood yıldızı Angelina Jolie'nin Türkiye hakkında ne yazdığı....
Esad rejiminden kaçan Suriyeliler'in kaldığı kampları iki kez ziyaret etti. "Böyle güzel bir kamp görmedim. Suriyeliler bunu fazlasıyla hak ediyor" sözleri dünya basınına manşet oldu...
İkinci gelişinde giydiği ipek siyah elbise olay oldu...
Kılık kıyafetinden başka bir şey de göremiyorduk zaten...
İster misiniz yıllar sonra Jolie'nin kamplarda yaptıkları ortaya çıksın!
Hemen "Olmaz" demeyin...
Bir şey bildiğimden değil ama yine de bekleyin...
Hollywood'un hangi rolü verdiğini bilmiyoruz çünkü!