ESAD'IN düşmesinden sonra bölgede ne olacağı merak edilen soruların başında geliyor.
Gelin bugün biz de parçaları birleştire birleştire ilerleyelim.
Bakalım karşımıza ne çıkacak?
Son günlerin en önemli, en popüler ismi şüphesiz HTŞ lideri COLANI... Yıllarca radikal örgütler içinde mücadele etti.
Manevralar yaparak, rakiplerini ve eski müttefiklerini ortadan kaldırdı. Başarılıydı. Son dönemde CNN'e bile çıktı.
Sert söylemleri bırakarak ILIMLI mesajlar vermeye gayret etti. İngiliz istihbaratı tarafından sızdırılan bilgilere göre Colani'nin, El Kaide ile bağları 2003 yılında Irak'ta ABD askerlerine karşı savaşan radikallere katılmasına kadar uzanıyordu. Amerika tutukladı.
Hapse attı. Çıktı. Aynı dönemde yıldız isim Ebubekir el-Bağdadi'ydi.
IŞİD lideri yani... Colani yanındaydı. ARAP BAHARI bölgeyi ters yüz edince 2011'de SURİYE karıştı. Bağdadi El Kaide'nin 'Nusra Cephesi' adlı bir kolunu kurması için Colani'yi Suriye'ye gönderdi. Esad karşıtları yeni kulvara sokuluyordu. Colani başroldeydi.
Suriye'deki iç savaş 2013'te şiddetlendi. Colani'nin hırsları da arttı. El-Bağdadi'nin Nusra Cephesi'ni feshetme ve El Kaide'nin Irak'taki operasyonuyla birleştirerek Irak Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) kurma çağrılarına karşı çıktı. Sonraki süreçte El Kaide kendisini IŞİD'den ayırdı.
Nusra Cephesi, IŞİD'le savaştı.
Esad'a karşı olan Suriye silahlı muhalefeti içindeki rakiplerinin çoğunu ortadan kaldırdı.
Doğru mu? Kesinlikle...
Devam...
Colani 2016 yılında, grubunun adını "Şam'ın Fethi Cephesi" olarak değiştirdi. El Kaide ile bağlarını kopardığını duyuran bir video yayınladı.
Giderek gücünü pekiştiren Colani, büyük bir dönüşüme imza attı. Hem gömlek, ceket giyiyor hem de söylemleri ÖZGÜRLÜK kokuyordu. 2021 yılında PBS'e röportaj verdi. Blazer ceketi ve arkaya taranan kısa saçları dikkat çekti... Colani artık George Clooney gibiydi...
Colani için Suriye'ye gelişi ve NUSRA'yı kurup yönetmesi milattı. Olaylara farklı kompartımandan baktığımız için ıskalıyorduk ancak COLANİ'nin yükselişi Türkiye'deki AÇILIM SÜRECİNE denk geliyordu... EL KAİDE ile bağlarını kopartması da EMİR üzerine talimat üzerine alınan bir karardı. Yolculuk artık VIP şeklinde devam edecekti.
Neden mi? Açalım...
Suriye karışmaya başlayınca sahaya gelen özel akımlardan biri, özel oluşumlardan biri de White Helmets'di. Yani BEYAZ MİĞFERLER... Kurucusu hakkında pek çok iddia mevcuttu.
Esad'a karşı hareket eden Beyaz Miğferler, Mayday Rescue Vakfı ile yoluna devam ediyordu.
KURGU İngiliz vatandaşı Le Mesurier'e aitti. İngiliz ordusunda görev yapan bir istihbaratçıydı.
Vakfın Suriye projeleri için 2015'te İstanbul'da bir ofis kurdu.
Uluslararası bir FON meydana getirdi. VAKFA oradan da Beyaz Miğferlere para akıyordu. Sorun da tartışma da burada başlıyordu...
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth 2016 yılında, "Suriye'deki sivil savunma ve sivillerin korunmasıyla ilgili yaptığı hizmetlerden ötürü" Le Mesurier'ye şövalyelik unvanı verse de tartışma giderek alevleniyordu! Başta Rusya olmak üzere bölgedeki aktörlerin MI6 görevlisi olan Le Mesurier ile TOPHANE'DEKİ ofisinde öldürülünceye kadar mücadelesi sürüyordu. Le Mesurier ve grubu, Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi. Netflix'teki grup 'The White Helmets' 2017 yılında en iyi kısa belgesel dalında Akademi Ödülü'nü kazandı.
'Last Men in Halep' ile de başka ödüllere aday oldu.
2019'da TOPHANE'DE öldürülen MI6 görevlisi Le Mesurier'den en çok RUSYA rahatsızdı... Mayday Rescue Vakfı-Beyaz Miğferler'i elinin altında tutan İNGİLİZ İSTİHBARATÇININ NUSRA
CEPHESİ ile de "Şam'ın Fethi Cephesi" ile de yakından ilgili olduğu ileri sürülüyordu.
COLANİ'nin yolunu açan da yükselten de Le Mesurier olduğu DERİNLERDE çok sık dile getirilmekteydi. "Colani'nin rakiplerini yene yene gelmesinin arkasında bu gerçek yatıyor" diyen az sayıda önemli isim vardı!
İngiliz istihbaratçının SOROS kanallarıyla da yakın durduğu, yakın olduğu söyleniyordu. Beyaz Miğferler'in kurucusu eski İngiliz subayı James Le Mesurier'in, ESAD'a karşı savaşırken George Soros'la bağlantılı olan Purpose Inc.'den de maddi yardım aldığı iddia ediliyordu. Yani BATI'nın PARASI ESAD'a karşı mücadele eden radikal oluşumlara akıyordu.
Rusya Dışişleri Sözcüsü Maria Zaharova, "Gelin, bu yapının köklerinde kimin bulunduğuna bakalım. Örgütün kurucularından birinin James Le Mesurier olduğu açıkça biliniyor.
Mesurier, İngiliz istihbaratının, tam olarak MI6'nın eski ajanı" diyerek mücadeleyi olabildiğince açık hale getiriyordu. Ruslar'a göre Le Mesurier gelen paraları ESAD MUHALİFLERİNE
AKTARIYOR, ŞAM'ı devirmeye çalışıyordu. DENGE buydu... Gelen paraların bir kısmı ise Amerika tarafından ÇİN'i zayıflatacak eylemlerde kullanılıyordu. Mesela Kırgızistan'daki Çin elçiliğine düzenlenen saldırının El Nusra Cephesi tarafından finanse edildiği ileri sürülüyordu. Ahrar'uş Şam'dan, El Nusra Cephesi'ne kadar ayakta tutulan yapıların asıl hedeflerinden biri ÇİN'di.
Eylemler de söylemler de ortadaydı.
Dün de altını çizdiğim gibi bu yapıların hedefi yüzünden Cinping, ESAD'ı eşiyle birlikte ağırlıyor, kadeh kaldırılıyor ancak bu tablo ŞAM'ı ayakta tutmaya yetmiyordu... Amerika ve İngiltere HTŞ'yi TERÖR ÖRGÜTÜ olarak kabul de etse, Colani'nin başına 10 milyon dolar ödül de koysa, sahadaki hedefler için ortaklık kaçınılmazdı. Sahne önünde görünenle gerçekte olan çok farklıydı...
Aklı başında herkes bilir ki RADİKAL yapılar içinde de, YPG/SDG içinde de ağırlıklı olarak Amerikalılar'ın gücüyle İngiliz aklı vardır. Manşetlere çıkmasa da ortak hedeflerin başında ÇİN'in durdurulması, bölgeden RUSYA ile silinip atılması gelmekte. İran zaten pes etti bile... Yakında Amerikalılar'la yaptıkları anlaşmaları okuyacaktık... Sınırlarımızın hemen aşağısında KÜRESEL bir mücadele sürdürülmekteydi.
Esad kimsenin umurunda bile değildi. Yıkıldı gitti. Karar önceden verilmişti zaten.
2011'de ilk taş atıldı üç gün önce de sonuç alındı... İlmik ilmik adım adım gelindi... Büyük akıl, büyük emek, büyük strateji vardı...
Ruslar, Le Mesurier ile mücadele etse de ölümüne sevinse de COLANİ, ŞAM'a giriyor ve Kremlin'in mağlubiyetini ilan ediyordu.
Kazanan İngiltere, kaybeden Rusya oluyordu.
Bize gelecek olursak...
Ankara doğru tarafta olsa da kazanan tarafta yer alsa da dikkati elden bırakmamalıydı...
KÜRT KARTI doğrudan Türkiye'yi ilgilendiren kronik bir sorundu. Sadece Suriye'nin kuzeyi ile ilgili değil, tümüyle ilgili kararları verme noktasında olmalıydı... MI6'in eski şefi Sir John Scarlett, "Türkiye, muhalif grupları bir araya getirerek yeni bir rejim oluşturma çabalarında kilit rol oynayacak" ifadelerini kullandı. Olması gereken de buydu... İlk düğme doğru bağlanmalıydı... Sıkıntısı sonra çok olurdu...