* İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa GLADYO'ya teslim edildi.
Almanya, Fransa, İtalya, Norveç, Hollanda, Belçika, Yunanistan, Avusturya, İsveç, İsviçre ve TÜRKİYE'de DERİN DEVLET kuruldu. Türk KONTRGERİLLASI her zaman ÖZEL bir konumdaydı.
El üstünde tutuldu.
* Gizli yapının temeli, İngilizler "Sovyetler'in Doğu Avrupa'yı işgalinin önleyemeyiz. Bu tehlikeye karşı bir örgüt şart" teklifiyle atıldı.
Bunun üzerine Amerikalılar'la birlikte (Stay Behind Nets) SBN yani Özel Harekâtçıları kurdular. Bu yeni örgütler orduya değil, istihbarat servislerine bağlıydı. Savaş bittiğinde oluşuma destek veren İngiliz Gizli Servisi lağvedildi. Yapı tamamen CIA'nın eline geçti.
* Gizli Devlet doğrudan NATO'dan emir alıyordu. Bütün ülkelerdeki gizli yapıların gizli temsilcileri arasında müthiş bir trafik vardı. Avrupa ülkeleri birbirlerinin operasyonlarını biliyordu ama Türkiye dışarıdaydı. Örneğin Fransız ve İtalyan Gladyo'su gizli tatbikat yaptığı zaman Türkiye katılmıyordu. Türkiye'deki yapı çok güçlü ve özeldi.
* Avrupa'daki yapılar çökerken ya da kabuk değiştirirken, Türkiye'deki yapı LAİKLİĞİ korumak için CANLI tutuldu. Zamanı geldiğinde de GÖREVİNİ yaptı!
* 1954 yılında kurduk. Ben kuruluşundan bir süre sonra Savunma Bakan Yardımcılığı'na atandım ve 5'inci departmandan da sorumlu oldum. 5'inci departman Özel Harekât Teşkilatı idi ve çok gizliydi.
Ordu İstihbarat Teşkilatları, Özel Harekat Teşkilatı'na istihbarat aktarıyorlardı.
Ama Özel Harekâtçılar orduya bilgi vermiyordu.
* Gizli yapıyı sadece Başbakan, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve İstihbarat Başkanı biliyordu. Örgütün şemasını kasada saklıyorduk ama ben örgütün başında olduğum için şemada bulunan herkesi tek tek biliyordum.
* Maliye Bakanı bilmezdi. Özel Harekât'ın tamamen ayrı bütçesi vardı. Fonlar, İstihbarat Teşkilatı'nın bütçesinin içindeydi.
Maliye Bakanlığı, parayı İstihbarat Teşkilatı'na veriyordu. Ama paranın Gladyo'ya gittiğini bilmiyordu. Bütçede çok gizli ibaresiyle "Özel teşkilata tahsis edildiği" yer alıyordu.
İstihbarat bütçesindeki hangi fonun Özel Harekât'a verileceğini Savunma Bakanı biliyordu.
* Savunma Bakan Yardımcısı olduğum zaman İstihbarat Servisi beni davet etti. Çok gizli bir brifing verdi. "Size anlatacaklarımız çok gizlidir. Listesini vereceğimiz kişiler dışında kimseyle konuşamazsınız.
Sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakanlık Müsteşarı, Dışişleri, Savunma, İçişleri Bakanı, İstihbarat Teşkilatı'nın Başkanı ve Jandarma Genel Komutanı dışında kimseyle konuşamazsınız" dediler. Bir belge imzalayıp başladım... Yıllar içinde KARA KUTU haline geldim...
* Soğuk savaşın başladığı yıllarda Avrupa'dan genç siyasetçiler seçilip ABD'ye götürüldü. Daha sonra hepsi ülkelerinde BAŞBAKAN oldu.
İngiltere'den Margareth Thatcher, Almanya'dan Helmut Schmidt ile Helmut Kohl, Fransa'dan Valery Gisgard d'Estaing bunların başında geliyordu!
* Savunma Bakanlığı'nın gizli 5'inci katında çalışıyorduk. Burada seçilmiş 50 personel vardı. Hücre yapısı bütün memlekete yayılmıştı. Gözbebeği olan Özel Harekatçılar'ın merkezi Brüksel'di.
İlginçtir; NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri'nin ABD'li komutanı, Özel Harekât bağını bilmiyordu.
Gizli olduğu için bilmemesi doğaldı! Ama NATO GENEL SEKRETERİ biliyordu...
* Her ülke gibi biz de CIA'dan para aldık. Bunu açıkça söyleyemezdik. Ama şunu söyleyeyim bu örgütün esas beyni İngilizlerdi.. Amerikalılar değil...
Her meslekten insan örgütün içindeydi. İşadamı, doktor, gazeteci, asker, din adamı, profesör devlet memurları gibi...
Gömülen silahlar bulunmasa bunları söylemezdim. Ama artık her şey ordtada. Ben de son kez vatanıma HİZMET ediyorum...
Evet... Yukarıdaki bütün sözleri İtalyanın eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga ölmeden önce söylemişti. 1978'de suikastle ortadan kaldırılan ALDO MORO tarafından gizli örgüte alınmıştı. İlk görevi Savunma Bakan Yardımcılığı oldu. İtalya'yı sarsan cinayette ise İçişleri Bakanıydı... Kendisine yol açan MORO öldürüldükten sonra ROL gereği istifa etti. Yaptığı meydan okuma onu BAŞBAKAN yaptı.
Bizde de DARBELERLE giden nedense hep geri geliyordu!
Ve o geri gelen önceki gün Meclis Araştırma Komisyonu'na şunları söyledi:
* Darbelerin arkasında kesinlikle ABD yok.
* Türkiye'de derin devlet yok.
Varsa askerdir.
* Kontrgerillayı duymadım.
Olsa Ecevit gider bulurdu.
* Gün gelir şimdi hesap soranlardan hesap sorulur.
* 28 Şubat yasal çerçeve içinde yapıldı.
Ben hiç şaşırmadım...
"Ege bir Yunan gölü deeldir, Ege bir Türk gölü de deeldir, binaenaleyh Ege bir göl deeldir" diyen DEMİREL'in KAHRAMANLIK yapmayacağını çok iyi biliyordum.
Oysa İtalya'yı 55 yıl yöneten COSSIGA gibi konuşup tarihe geçme fırsatını yakalamıştı. Ama olmadı. İnkar etti. Yok saydı.
Çıtayı ASKERDE tutup arkasını görmemizi istemedi!
Eski MASANIN geri geleceğine inancı tam olduğu için bu yolu seçti.
Demek insan bir çarkın içine düştü mü gerçeği göremiyor.
BABA da olsa bu değişmiyor!