İdlib satrancı
DAHA önce çok sık yazdım... Amerika Birleşik Devletleri'nin kafasının nasıl çalıştığını aktarmaya çabaladım.
Washington önce düşmanını meydana getirir, sonra da buna uygun ekseni kurar ve yönetirdi.
Bu parayı da silahı da siyaseti de kapsıyordu... Anlaşılması kolay olmadığı için çok kişi atlıyordu.
Daha geçtiğimiz hafta AHABER'de YAZBOZ'da OLANI BİTENİ ÖZETLEMİŞ VE ŞUNU PAYLAŞMIŞTIM:
Söylediklerimin doğruluğunu biliyorum. Ama bu benim görebildiğim. Asıl mesele ARKA KAPIDA ABD ile RUSYA'nın ne görüştüğüdür...
Rusya asla ABD'nin rakibi olabilecek bir güç değil. Hiç de olmadı. Havası ABD'nin gizli ortağı olmasından kaynaklanır.
Sovyetler döneminde de böyleydi, şimdi de böyledir. Ancak ORTAKLIK değil KAVGA ve DÜŞMANLIK ön plana çıkar.
Oysa Rusya'nın ABD'ye ne düşmanlık yapacak gücü ne de kavga edecek cesareti vardır.
Hiç olmadı da...
Washington'un TÜRKİYE'nin milli politikalarından rahatsızlığı sonucu ve içerideki yerli operasyon elemanlarının katkılarıyla Türkiye zorunlu olarak diğer kutba yaklaştı.
Ankara'da Karlov suikastı oluyor, sonrasında S-400 alıyorduk.
Kremlin'le yakınlaşma doğal olarak büyüyordu... Türkiye-Rusya yanına Avrupa ile ÇİN'i alınca elbette büyük bir güçtü. PESCO da öyle.
Ancak ÇİN'in yaşaması şartıyla...
10 DOLAR'lık virüsle hikayeyi başlamadan bitirdiler. Kim? DERİN AMERİKA... Zaten her başkentte ABD ile çalışmak isteyen de karşı çıkan da vardı. Moskova için de geçerliydi bu... Moskova-Washington arasındaki GİZLİ BAĞ bilinmediği için doğru analiz yapılamıyordu...
İDLİB'deki hain saldırıdan sonra ABD'nin de NATO'nun da hemen koşması gerekir mi? Evet.
Koştular mı? Hayır! İki büyük güç de masadan büyük pay almak isteyen ve milli çıkarları için çalışan ANKARA'yı istedikleri kulvara sokmak üzere gayret etmekteler...
Rusya ile başbaşa kalacağız. Belki son aşamada ABD gelecek, gizli ortak geri çekilecek ve ABD Türkiye'nin kötü gün dostu olacak.
Buna yakın bir senaryo ile karşı karşıyayız... Sonrasını siz düşünün...
İçeride ve dışarıda neler değişir...
Devam...
2020 yılı büyük kırılmaların yaşanacağı dönemin başlangıcı olacaktı. Öyle de oldu. Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın tek süper gücü. Bu özelliğini kendine bir düşmanla sağlamlaştırdı. Önce Sovyetler Birliği, ardından Rusya, son olarak da Çin. Aslında Washington, hepsini kendi güvenliği için yaptı.
Uzun konu ama olan budur.
Sonra Asya'dan başlayan, Afrika ve Ortadoğu'yu içine alan, son olarak da Avrupa ile final yapacak olan İpek Yolu projesi ortaya atıldı. Adına da "Bir Kuşak Bir Yol" denildi. Bu fikir ABD için de olumluydu. "Bir Kuşak Bir Yol" içinde yer alacak ana şirketler Amerikalı patronlarındı. Ancak 2015'ten sonra ABD'nin proje dışına itildiği anlaşıldı. Daha doğrusu Washington bunu gördü.
Rusya, İran ve Türkiye, bu büyük projede Çin'le yürüyeceklerdi. Perde arkasında bir süre bekleyen İngiltere de Rusya, İran ve Türkiye'nin bloğunda olacaktı. KABACA denklem buydu! İngilizler terörün hedefi oldu. Ardından Türkiye, terörle güne uyanmaya başladı.
İran'a karşı ambargolar, Rusya'ya karşı sert yaptırımlar arka arkaya geliyordu. Ancak hiçbiri ABD ile ortaklığı istemiyordu. Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'deki gücüyle Rus jetini düşürdü. Beklenen oldu. Türkiye ile Rusya derin bir krizle karşı karşıya kaldı.
Ancak bir süre sonra Türkiye ile Rusya tekrar bir araya geldi.
Türkiye ile Rusya'nın yakınlaşmaya başlaması, perde arkasında toplantılarla sorunun çözülmesi Washington'ı tekrar harekete geçirdi.
Türkiye, 15 Temmuz 2016'da darbe girişimini yaşadı. Artık Türkiye- Rusya yine yan yana gelmişti!
Türkiye ile ABD arasındaki ipler kopmuştu. Bunlar hepimizin gözleri önünde oluyordu. Kaçırdığımız bir nokta da yoktu. Rusya, bölgede güçlenmek için Türkiye ile yakın ilişkiler kurdu. Ancak istemediği hiçbir konuda Türkiye'ye taviz vermedi.
Özellikle de Suriye konusunda.
Türkiye, Rusya ile yakın gibi görünse de YPG Moskova'da Kremlin'e bile girebiliyordu.
Nasıl oluyordu bu!
Hani sadece ABD YPG-PKK ile yan yanaydı. Değilmiş demek ki...
ABD de Türkiye'nin "jeoproblem" merkezinin merkezinde olması nedeniyle, Rusya ile Türkiye'nin arasını daha da kolay açabileceğini biliyordu. Türkiye, Rusya'dan S-400 alırken, bunu en güçlü kullanan Washington oluyordu. Washington, Türkiye'ye ağır baskı yaparken, Rusya bu krizin daha derinleşmesi için adımlar atıyordu. Çin de bu durumdan mutluydu.
Ancak 2020 yılıyla birlikte ABD, önce Çin'i bitirme kararı aldı. Aralık ayıyla başlayan Coronavirüs, Ocak ayıyla birlikte Çin'in çöküşünü hazırlıyordu. Sadece Çin mi? Petrol fiyatlarının hızla düşmesiyle Rusya ve İran'ı da zor durumda bırakıyordu.
Ardından Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye yakınlaşacak, bölgede hatta Asya, Avrupa ve Afrika kıtasında dengeler değişecekti.
Rusya bir anda ortada kalacaktı.
Suriye'de güçlü olması, dengeler için önemliydi. Ancak ABD ile Türkiye'nin anlaşması, onun yaşayacağı büyük yıkımın ilk adımıydı. Rusya da ABD ile karşı karşıya gelemeyeceği için Türkiye'yi hedef seçti. İdlib'de başlayan ve Türk askerini hedef alan her saldırı Kremlin'de planlandı.
NATO veya ABD, Türkiye'nin yanında duruyordu. Ancak sadece duruyordu. Suriye hava sahasında Türkiye'ye destek verilse, tek bir Rus jeti dahi havalanamazdı.
AMA YAPMIYORLARDI!
YAPMAYACAKLARDI!
TÜRKİYE İSTENİLENİ VERİNCEYE KADAR UZAKTAN İZLEYECEKLERDİ!
Bunu Putin de biliyor, Esad da...
Ancak ne ABD ne de NATO, Türkiye'nin Suriye'de politik olarak güçlenmesine karşıydı. Şimdi yeni saldırılar olacak. Türkiye bölgede yalnız bırakıldı. Washington'un planı böyleydi zaten...
Rusya ile Türkiye'nin Suriye konusunda anlaşma ihtimali hiç yoktu. Ama karşımızdakiler bizim kadar samimi ve içten değildi...
Suriye'den Türkiye'ye göçü aslında planlayan da Washington'un kendisiydi. Çünkü birkaç milyon Suriyeli Türkiye'ye göç ederse, hem iktidarın hem de dış politikada Türkiye'nin elinin zayıflayacağını biliyordu. Kapılar açılırsa da AVRUPA zarar görürdü! Bu da ABD'nin çok istediği bir karttı!
Yazının sonuna doğru gelin konuyu iyice açalım... Şu an kimse bilmiyor fakat RUSYA çok ama çok endişeli... MEHMETÇİLERİMİZE saldıran Rusya'nın şuursuzluğunun altında ekonomik olarak büyük bir sorunla karşı karşıya kalmaları yatmakta... ABD; Rusya'ya tek bir mermi atmadan büyük zarar verdi.
Rusya füze ile bile ABD'ye zarar veremez. ANCAK TÜRKİYE ZARAR VERİR! HEM DE ÇOK! O nedenle İdlib, yeni bir dönemin başladığı nokta. Derin Amerika virüsle Çin'den başlayıp rakip olmayı aklına getiren herkese fatura çıkartıyor. Rusya da bu işe dahil. Türkiye de Kremlin'e sıcak baktığı için Rus saldırısını yaşadı...
ABD, önce rakiplerini belledi.
Sonra serpilmelerine izin verdi.
Gelip son sözü söyledi... Olan bu!
Karşımızda Rusya var ama arkada görünmeyen ABD... Türkiye ve Rusya'yı savaşın eşiğine getiren şartları hazırlayan onlar... Çin'i diz çöktüren de... Bu nedenle ilk günden itibaren CORONAVİRÜS'ün yolu İDLİB'ten geçer dedim.
YAZDIM...
NOT: Yazıyı bitirdiğim an ekrana alt yazı düştü: RUS ve ABD Genelkurmay Başkanları İDLİB'i görüştü...