Haliyle bin bir soru! Okuyucu dinler mi? Açıklama istiyor...
Gelin o zaman kaldığımız yerden devam edelim. Hem bölgeyi hem de aktörleri tanıyalım! Önce geriye gidelim.
AK Parti 2002 seçimlerinde ipi göğüslese de Erdoğan YASAKLIYDI.
Başbakanlık koltuğuna oturmasının imkanı yoktu! 10 milyon 808 bin oy alan, yani yüzde 34.2 ile ipi önde göğüsleyen partinin liderinin önü kapalıydı! Yaşanan ilkti! Bir el Erdoğan'ın önünü kesmeye çalışıyordu! Görünmeyen bir el de açmaya! Bu İKİ EL, Cumhuriyet tarihi boyunca bilek güreşi yapan iki güçtü! Yani İngiltere ve Almanya'nın "Türkiye kimin yanında olacak" diye Amerika ile giriştiği savaşın adıydı bu!
Türkiye'de herkes resmi tarihle büyüdüğü için ne bir siyaset adamı ne de bir tarihçi çıkıp bu gerçeği açıklar!
Devlette üst noktalarda görev yapanlar, bu gerçeği bilir ve yaşar! Bu nedenle Ankara'da DEVLETTE, İstanbul'da SERMAYEDE bu ayrışma kesin bir şekilde vardır!
Bu nedenle partiler, oylar, askerler, patronlar, bürokrasi, futbol hatta doktorlar da bile bu ayrılma vardır! Ama hep ÜSTTEKİLER bunu bilir! Diğerleri alışılan motivasyonla gider! Mesela hep yazdığım gibi LAİKLİK bunların başında gelir. "LAİKLİK" diye ısrar eden biri aslında bilerek ya da bilmeyerek Londra'nın Ankara'ya biçtiği role onay vermiş olur! Laiklik perdesinin arkasında Neo-Conlar'ın, Almanlar'ın ve Fransızlar'ın İngilizler'e destek verdiğini göremez....
Özelikle Almanya bazı noktalarda çok öne çıkar! PKK'ya her türlü yardımın organize edilmesinden birçok faili meçhul cinayetlere kadar eli uzundur! İçerideki MEDYANIN önemli bir bölümünü yönetir!
Bu nedenle Uğur Mumcu katledildiğinde İngiliz ya da Alman konsolosluklarına değil de İran temsilciliklerine yürürüz!
ALGI herşeydir çünkü! O basın da yıllarca bunu eksiksiz yaptı! Milleti yanılttı!
Neyse...
2002 seçiminde AK Parti'nin Genel Başkanı Erdoğan'dı. Ama yasaklıydı. Sahneye Baykal çıktı! CHP lideri Türkiye'yi bölme projesinin altına imza atan Londra, Berlin, New York ve Tel Aviv hattının karşısında bir isimdi!
MİLLİYDİ! Erdoğan'ın, VEKİL olamamasına itiraz etti. Milletvekilleri listesini hazırlayan Erdoğan'ın yolunu tıkayan sebebi çok iyi biliyordu! Oyunu bozmak için düğmeye bastı.
Erdoğan ara seçimle Siirt'ten Meclis'e geldi.
Sonra da BAŞBAKANLIK koltuğuna oturdu!
Erdoğan'ın önünü kesen güç yukarıda isimlerini saydığım İTTİFAKTI! Bunu bozan da Baykal'dı... O güçler bu yenilgiyi hiç unutmadı. Günü geldiğinde Baykal'dan bunun hesabı sorulacaktı! Öyle de oldu! Bir KASETLE, CHP elinden alındı. Yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirildi! Kemal Bey'in bundan haberi var mı, yok mu bilmiyorum. Ama operasyon böyle yapıldı. Amaç bir taşla iki kuş vurmaktı! Hem Deniz Bey'i götürdüler, hem de ileride KÖŞK'e çıkmak isteyecek olan Erdoğan'ın önünü, Baykalsız CHP ile kesme planı yaptılar! Bu plan hala yürürlükte! Bu sebeple Erdoğan, her konuda Devlet Bahçeli'den destek görürken, Kemal Bey'den hiç sıcaklık görmez!
Taner Yıldız'ı Erbil'e indirmeyen Maliki, Kemal Bey'i Bağdat'a davet etti. Davet kabul görürken CHP lideri "Türkiye'nin itibarını Ortadoğu bataklıklarında yerlerde süründüremezsiniz. Buna hakkınız yok sizin" sözleriyle Erdoğan'a yüklendi. Ve "Kerkük'e de gideceğim" dedi...
Yani "Davutoğlu giderse tutuklanır ama biz gidersek ayakta karşılanırız" mesajı verdi!
Zaten biz de onu söylüyoruz!
Derdim CHP'ye gönül veren vatansever insanların bu gerçeği görmesini sağlamak!
Yukarıdaki İTTİFAK'a gönülden bağlı olan Kemal Bey'in CHP'si, başka birşey yapamaz!
Misyonu BDP'yi de yanına alarak BÜYÜK TÜRKİYE'nin önüne geçmektir! Ha belki Sayın Kılıçdaroğlu bunu bilmeden yapıyor!
Bilemem! Ama bilmiyorsa bu yazı onun için de "yol açıcı olacak" demektir!
Türkiye, Musul-Kerkük petrolerinin ve bölgedeki gazın PATRONU olacak! Avrupa bundan son derece rahatsız. Bu oyunu bozmak için yukarıda ismini saydığım aktörler kenetlenmiş durumda! Yapacakları tek şey silahla, terörle ülkeyi karıştırmak... Çünkü ENERJİ Ankara'ya geçtiği an hepsinin ipi çekilecek demektir!
Bir yanda Cumhurbaşkanı, Başbakan, Ordu ve MİT, diğer tarafta Avrupa ve ABD karması!
Siz hangi tarafta olurdunuz?