Kraliçenin adamları!
İşim gazetecilik olduğu için her kesimden insanla oturup kalkıyorum. Üç aşağı beş yukarı kimin ne söyleyeceğini bildiğim için de görüşmelerim çok keyifli geçiyor... Masum bir soru bile karşımdakinin saatlerce konuşmasına neden olabiliyor. Temaslarımda küçük küçük bahanelerin arkasında saklanmaya çalışılan GİZLİ BUZDAĞINI görüyorum... Özellikle BOĞAZ kıyısında yaptığım görüşmelerde edindiğim izlenim o mahallenin panik içinde olduğu yönünde...
Ama pes etmeyecekler...
Son ana kadar savaşacaklar...
İçlerindeki KİBİR bu mücadeleyi kaybedeceklerini görmelerini engelliyor! Ne Kazlıçeşme'ye gelen milyonları, ne terör istemeyen sessiz yığınları dikkate alıyorlar! "Dağdaki çobanın oyuyla benimki bir mi?" felsefesiyle hareket ediyorlar. Ama onlar böyle davrandıkça millet Ankara'nın arkasında kenetleniyor...
-Pijamayla başbakan karşılama -Herkesin içinde tehdit etme -Medya ile susturma -Yayın müdürleriyle sindirme -Manşetlerle indirme dönemi artık bitti!
Kazlıçeşme'de gördüğüm bu!
Ama Boğaz'ın efendileri bunu görüp geri adım atar mı?
Asla! Çünkü bağlı oldukları Londra onlara bu imkanı vermez! Çünkü kendilerini var eden güç onların saf değiştirmesine, en azından sessiz kalmasına izin vermez, veremez!
Zaten Londra'nın Türkiye'de olan bitenlere kayıtsız kalmayacağı dün bir kez daha ortaya çıktı!
İngiliz gizli servisi, yani doğrudan KRALİÇE Elizabehth'e bağlı olan teşkilat, 2009'daki G-
20 Zirvesi'ne katılan Bakan Mehmet Şimşek ile Ali Babacan'ı dinlemiş! İddia, bir İngiliz gazetesine ait! Hatta İngilizler dinlemekle kalmayıp bakanların e-maillerini bile takibe almışlar!
Yerli ve yabancı basın bu DİNLEME skandalıyla çalkalanırken benim aklıma şu soru geldi: 2009'da olan bir şey neden tam 4 yıl sonra, Gezi olayları gündemdeyken duyuruldu!
İngiliz gazetesine bu haberi servis eden akıl ne düşündü?
-Hedef neydi?
-Mesaj kimeydi?
-Plan nasıldı?
Uzun hikaye ama anlatmaya çalışayım...
Basın BARONLAR tarafından yönetildiği için, gizli sahipleri kendileri olduğu için, necip TÜRK BASINI asla ve kat'a İNGİLTERE ve Kraliçe hakkında olumsuz haber yapmaz!
Aynı şey Londra tarafından kurulan İSRAİL için de geçerlidir! Bizim bilmediğimiz GİZLİ ANLAŞMA bunu engeller! Zaten bu iki merkeze ne kadar yakınsan o kadar çabuk yükselirsin! Kendine, ülkene yabancı olmanın hiçbir önemi yoktur! Önemli olan Kraliçe'nin çıkarlarıdır! Ve bu çıkarların gözümüzü boyayan sihirlerle korunması temel hedeftir!
Türk basanın TEMEL HEDEFİ budur! Siz bakmayın Mustafa Kemal'in peşinde gittiklerine, Cumhuriyet'e sahip çıktıkları görüntüsü vermelerine, laikliğe sarılmalarına!
Hepsinin arkasında İngiliz Kraliyet ailesinin Türkiye'yi kontrol etme ve kaybetmeme hesabı vardır! Bu hesaba AMERİKALI olup Londra'ya çalışan çok insan da dahildir! Tıpkı SOROS gibi!
Bizim temel yanılgımız, Amerikan patentiyle gelenlerin birçoğunun İNGİLİZ olduğunu görememektir! Mesela NATO'yu kuran akıl da İNGİLİZ'dir! Ünlü İngiliz Lordu ISMAY "Rusya'yı dışarıda, Almanya'yı alaşağı edilmiş halde, Amerika'yı da içeride tutmak için NATO kuruldu!" demiştir!
Yani Amerika'ya atfettiğimiz birçok oluşumun arkasında görünmeseler de İngilizler vardır! Çünkü akıl ve büyük devlet tecrübesi onlardadır! Zaten bunun karşılığı sadece OSMANLI'da vardı! Bu nedenle yok etmediler mi? Üç kıtada hüküm süren Osmanlı'yı ateşe vermediler mi?
Milyonlarca insan anlamasa da, görmezden gelse de ANKARA'nın yapmaya çalıştığı Osmanlı'yı yıkan İngilizler'den rövanşı almaktır! Yani ortada 200 yıllık bir hesap durmakta! Bunu alırsak Büyük Türkiye geri gelecek, alamazsak faturayı çok acı ödetecekler!
Büyük Türkiye'nin hayalini kuran ve bunun için çırpınan Erdoğan bu nedenle tek hedefleri! AK Parti içinde Erdoğan'la aynı noktaya kilitlenen kaç isim var bilmiyorum!
Ama tek başına Erdoğan'ın herkesin uykusunu kaçırdığı bir gerçek! Saf Anadolu bunu anladığı için onun yanında, İstanbul sermayesinin yönettiği bazı gruplar ise sokakta! Aradaki fark bu!
Bunu anlamayan, kullanıldığıyla kalacak!
Neyse konuyu dağıtmayalım...
İngiliz basını Kraliçe'den aldığı emirle iki TÜRK BAKANIN dinlendiğini ve maillerinin izlendiğini duyurdu!
Burada asıl mesaj Erdoğan'aydı!
Oslo'ya gönderdiği temsilcisini dinleyen, kayıt eden ve bunu sızdıran güç en son ofisine BÖCEK koyarak "Dinledik" mesajı vermek istemişti! Amaçları sandıkta götüremedikleri Erdoğan'ı şantajla indirmek veya korkutmaktı!
Bunun içinde Ankara ve İstanbul'da onlarca PARALI istihbaratçıyı sahaya sürdüler!
Bu ekiplerin bulduğu pek bir şey yoktu!
Ama "VAR" göstermek gibi zorunlulukları vardı!
İşte bu nedenle İKİ BAKAN üzerine oyun kuruldu! Hem dışarıda hem içeride sizi dinliyoruz uyarısı yapıldı!
Akıllılardı ya!
Ankara'yı bu yöntemle dizginleyeceklerini sandılar!
Ava giden avlanırdı!
Çünkü İSTANBUL'daki has adamları ve görev verdikleri diğer isimler Ankara'nın takibi altındaydı! Onlar olmayan bir dinlemenin mutluluğunu yaşarken Ankara hatırı sayılır bir ARŞİVLE cevap vermeye hazırdı!
Eğer dediğim gibi Londra "kayıt var!" diye yaygara yaparsa gerçek kayıtlar ortaya çıkar! O zamanda içerideki adamlarının ne kadar TÜRK olduğu anlaşılır!
Bakın Londra Amerika'yı bir şekilde idare ediyor! İçeride çok güçlü şirketleri ve adamları var! Ama asıl korkuları OSMANLI'nın canlanıp TÜRKLER'in geri gelmesi!
Atlantik'in öteki ucundaki Amerika onlar için gerçek ve büyük tehdit değil! Ama Ankara, inmeyi düşündüğü ORTADOĞU ile onların kabusu!
Araplar'ın parasının ve enerjisinin Türkiye'ye gelmesi Kraliçe'nin hiç çıkarmadığı eldivenleri atması anlamına gelir!
Bu onların ve içerideki adamlarının sonu demek! Kraliçe'nin arkasındaki ROTHSCHILDLER de bunu çok iyi biliyor!
Gizlendikleri perdenin arkasından PARANIN gücüyle operasyon yapıyorlar!
Ve sokaklarda protesto edilen Erdoğan da koca bir İMPARATORLUĞA meydan okuyor! Az şey mi bu!
Bu nedenle oyunu görün ve Ankara'nın çevresinde safları sıklaştırın!
Silahlar patlamasa da DÜNYA savaşı yapıldığı bir gerçek!
Tarafınızı belli etmek için evlerinize TÜRK BAYRAĞI asın!
Bu yeter de artar bile!