ASLINDA başka, çok konuşulmayan ve ıskalanan bir meseleye el atacakken son dakika haberini görünce vazgeçtim. Haber TÜRK DEVLETİ'nin çabalarını, istikametini anlatıyordu. İç içe geçmiş pek çok sorun vardı, adım vardı, hamle vardı!
Açarak ilerleyelim...
Sanırım önceki gündü. Önemli haberdi ancak dönüp pek kimse bakmadı.
Pekin ve Washington arasındaki jeopolitik gerilim, birçok küresel şirketin konumunu, etkisini, duruşunu etkiliyordu, etkileyecekti. NET...
IBM de bunlardan biriydi.
Önemliydi. IBM, Çin'deki araştırma-geliştirme faaliyetlerini durduracağını ve yüzlerce çalışanın işini kaybedeceğini açıkladı. Çok sayıda firma sessizce çalışanlarıyla vedalaştı.
Bazıları da yer değiştirdi. IBM, Çin'den çekilen son Batılı firma oldu. Çin'de uzun bir geçmişe sahip olan IBM, ilk olarak 1934 yılında başkentteki büyük bir hastaneye makine tedarik etti. Çin'in dünyaya açılmasının ardından 1984 yılında pazara yeniden girdi.
Büyük potansiyelin peşinden koştu. ÇEKİLME HABERİ yayınlanırken arada önemli bir vurgu vardı. Üstüne basılmadan operasyonların HİNDİSTAN'a gidebileceği ileri sürülüyordu!
Devam...
Hindistan'da 1.5 milyar insan yaşıyordu ve bunun yarısı 25 yaş altındaydı. Büyük bir işgücü bulunmaktaydı. Çin'in 1980'lerdeki hali gibiydi.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yayınladığı rapor Hindistan'ın 2024 yılında da DEV ekonomiler arasında en hızlı büyüyen ülke olacağını söylüyordu. IMF raporunda Hindistan'ın 2024'te büyüme tahminlerini yüzde 6,5'ten yüzde 6,8'e yükseltmesi de ilginçti. DEVLER LİGİ'nde Hindistan'ı yüzde 4.6'lık büyüme ile ÇİN, 2.7 ile de Amerika takip edecekti. 2021-22'de yüzde 8,7'lik bir büyüme yakalayan HİNDİSTAN, 2022- 23'te de yüzde 7,2'nin altına düşmüyordu. Narendra Modi'nin ülkesinde enflasyon da yüzde 4.6'lık seviyelerde olacaktı.
MODİ'nin ülkesi 2022'de İngiltere'yi geçerek dünyanın beşinci en büyük ekonomisi oldu. Hindistan'ın uzun yıllar "sömürge olarak hizmet verdiği" İNGİLTERE'yi geçmesi hem ekonomik hem siyasi hem de stratejik olarak iyi bakılması analiz edilmesi gereken bir sayfaydı!
IMF açıkladığı raporuyla DÜNYA DENGESİNİN nasıl kurulmak istendiğini de ilan ediyordu. Raporda Hindistan'ın GSYH'sinin 2025 yılında 4,34 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşarak 4,31 trilyon dolarlık Japonya'yı geçeceğini işaret ediyordu. 2030'a kadar da 10 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağının altı kalın çizgiyle çiziliyordu. 2027'ye gelindiğinde ise yani üç yıl içerisinde Almanya'yı sollayıp dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olacağının vurgusu yapılmaktaydı. HİNDİSTAN 10 yıl önce dünyanın 9. en büyük ekonomisi olarak yerini alıyordu.
2027'de 3. sıraya yükselecek olması 6 basamak birden atlayacağı göstermekteydi. Bu da biraz kafası çalışanlar için YENİ DENGEDE NASIL BİR ÖNEME
SAHİP OLDUĞUNU ORTAYA
KOYUYORDU.
DELHİ'de yapılan G20 Zirvesi'nde HİNT-AVRUPA KORİDORU ortaya çıkıyordu.
Çin'in İPEK YOLU'na karşı.
Amerika stratejik hesapları siyasi ve ekonomik soslarla bezeyip yeni oyunu sahneye koyuyordu.
Binlerce kez yazdığım gibi bu nedenle HAMAS'ı da HİZBULLAH'ı da bölgede yoluna taş koyacak ŞIKLARI da istemiyordu. Rusya'nın UKRAYNA savaşı AVRUPA'yı çaresiz bırakıyor, Washington'un kollarına itiyordu. Çin'i büyüten Amerika şimdi aynı formülü Hindistan için masaya getiriyordu.
Tam bu denklem içine oturan gelişmeler devam ediyordu.
Amerika, KIRMIZI LİSTE ile arandığı söylenen 'Mazlum Kobani' kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile Haseke'de yine bir araya geliyordu. Şahin ABD üssüne CH-47 Chinook helikopterle getiriliyordu. Bir önceki BAŞKAN Trump, Başkan Erdoğan'a mektup yolluyordu.
Mektupta "Harika bir anlaşma yapabilirsin. General Mazlum (Kobani) seninle müzakere etmeye ve daha önce hiç vermedikleri tavizleri vermeye hazır. Onun bana yolladığı, daha yeni elime ulaşan mektubunun bir kopyasını da gizli olarak (bu mektuba) iliştiriyorum" diyordu... Bu nedenle ŞAHİN'in ABD ÜSSÜ'nde görülmesi şaşılacak bir durum değildi.
Daha önce de yazdığım gibi AMERİKA, HİNDİSTAN üzerinden kurduğu KÜRESEL OYUNUN sağlığını korumak için Türkiye'yi tehditlerden biri olarak değerlendiriyor ve sınırımızın aşağısında kalabalık bir askeri güç bekletiyordu.
Hazırlıyordu. Bu gücün söylenmeyen asıl görevi HİNTAVRUPA KORİDORUNU
BOZMAYA KALKANLARLA
MÜCADELE EDECEK
OLMASIYDI!
DELHİ'de HİNT-AVRUPA KORİDORU projesi ilan edilince Türkiye dışlandığını, yalnız kaldığını gördü. Hamle yaptı.
Aradan bir hafta geçtikten sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ankara'da İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly'yi ağırlıyordu. Ortak basın toplantısında konu KORİDORA geliyordu... Fidan DELHİ'deki karara gönderme yaparak "... jeostratejik endişelerin ön planda olduğu görülüyor" diyordu. Fidan, DELHİ'de BAŞKAN Erdoğan'ın Kalkınma Yolu Projesi için bastırdığını da ekliyordu. Başkan Erdoğan IRAK'ı yanına alarak Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ı da işin içine çekerek YENİ BİR SOLUK getirme gayreti içindeydi. Yıllar sonra IRAK'a gidişi de bu nedenleydi...
Amerika SURİYE'deki üslerinde MAZLUM KOBANİ'yi ağırlarken İSTANBUL'da yazıya konu olan toplantı gerçekleşiyordu.
TÜRKİYE-IRAK-KATARBİRLEŞİK
ARAP
EMİRLİKLERİ BAKANLARI
KALKINMA YOLU PROJESİ
İÇİN masanın etrafında buluşuyordu. Yani Türkiye, Amerika'nın AVRUPA'yı yanına alarak yaptığı projeye alternatif bir güzergah çiziyordu. HASSAS İKİ BÖLGE VARDI. BASRA ve HİNDİSTAN... STRATEJİK olarak buraların kontrolü şarttı.
İRAN bu nedenle uzun süredir dayak yiyordu. Devlet Başkanı ve Dışişleri Bakanı havada patlayan helikopter içinde can veriyordu. HAMAS liderini bile orada tasfiye ediyorlardı.
GÜÇSÜZ ve oyun kurucu bir ülke olamadığını ilan ediyorlardı.
Fidan'ın, misafiri Cleverly'nin yanında ANKARA'NIN HAMLESİNİ AKTARMASI
ANLAMLIYDI. Türkiye'nin bölgede yalnız olmadığı böylece görülüyordu. Bu yeterli olur mu bilemiyorum. Ancak Çin ile yakınlaşmaya rağmen ANKARA'nın HİNDİSTAN üzerinde durması ve uzun uzun düşünmesi gerekiyordu.
BASRA'dan kurulacak oyun için DELHİ önemliydi. Türkiye "Ya yeni bir yol buluruz ya yeni bir yol yaparız" diyordu.
Konu sıkıntılı sancılı ve uzun solukluydu... İstanbul'daki toplantı Türkiye'nin tam gaz gittiğini gösteriyordu.