Mandela efsanesi
Bizler gerçekte yakıcı bir problemi meydana getiren NEDENLERİ ve sarsıcı SONUÇLARI asla görmeyiz! Özellikle BASIN bizim elimizde olmadığı için atlarız!
Gözümüz kapatılır!
Farkında olmadığımız "dev sistemin" devamı için bu olmazsa olmazdır!
Farkına varmadan BARONLARIN senaryosunu yazdığı filmin figüranı oluruz!
Sağcı, solcu, muhafazakar, ülkücü hiç fark etmez! Bu yapı kafasına koyduğunu şimdiye kadar yaptı! Her oluşumun içine muhakkak girdi! Aksini düşünmek büyük hayal kırıklığı olur!
Bakın Güney Afrika'nın efsane lideri MANDELA öldü!
Bütün BATI dünyası yasta!
Garip değil mi?
İngilizler'in güzel bir sözü vardır:
Başedemiyorsan KONTROL et!
Bu modeli Türkiye'ye de çok uyguladılar!
Peki Mandela olayı nedir?
Anlatalım...
Bir kabile şefinin oğlu olarak dünyaya geldi.
Fort Hare ve Witwatersrand Üniversitesi'nde HUKUK eğitimi aldı.
Johannesburg'da yaşarken IRKÇILIK KARŞITI hareketin içinde yer aldı.
ANC isimli şiddeti öneren ve buradan güç alan örgüte katıldı.
Öne çıktı!
Başkaldırı hareketinin önemli ismi oldu.
Tutuklandı. Tarihler 1962'yi gösterirken hükümeti alaşağı etmek için komplo kurmak ve sabotajdan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. FOK ADASI'na götürüldü!
27 yıl orada kaldı.
1990'da uluslararası kampanya sonucu serbest kaldı. Kitap yazdı. Başkan F.W. de Klerk ile anlaşıp seçime gitti! ANC ezici bir zafer kazandı. Devlet Başkanı olarak yeni bir ANAYASA oluşturdu.
Irkçılığı bitirdi, halkını özgürleştirdi!
Toprak reformu, sağlık sorunları ve yoksullukla mücadele etti! Doğruları Araştırma Komisyonu'nu kurdu! Ülke kendisiyle BARIŞACAKTI! "Mücadele benim hayatımdır.
Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim" demesi, halk arasında onu bayraklaştırdı.
Siyahların efsane lideri dönmüş ve büyük hayaller de peşinden koşmuştu!
Ancak gerçek başkaydı! Güney Afrika'da gözaltında tutulduğu evi yakından görmüş ve çok gizli toplantılara tanıklık ettiğini anlamış ve öğrenmiştim! Hem de tam yerinde! Zaten Mandela'nın KONTROL edilmeye başlanması orada gerçekleşmişti! BATI için gerekli olan bir HALK isyanı ve o insanların işine yarayacak bir zaferdi!
Mandela ile görüşen BARONLAR, o zaferi bataklıklarda yaşayan milyonlarca yoksul insana verdi!
Mandela, BARONLARLA anlaştıktan sonra önü giderek açıldı!
IRKÇILIK karşıtı görüşleri giderek yankı buldu! Sanki yeni bir şey söylüyormuş. Sanki yeni bir şey söylüyormuş gibi sunuldu! Bütün dünya basını baş tacı etti! 1993'te NOBEL gelip kendisini buldu! Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı Özgürlük Madalyası, Lenin NİŞANI da dahil olmak üzere şimdi cenazesine temsilci gönderen her ülkeden ÖDÜL aldı!
250'den fazla MADALYA evinin en güzide köşesinde duruyordu! Güney Afrika'da ULUSUN BABASI olarak görülüyordu!
Herkese "evet!" diyen, NEHRU'dan Simon Bolivar ödülüne kadar NİŞAN almayı kabul eden Mandela, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nü istemedi, geri çevirdi! Hoş daha sonra kerhen "evet" diyerek alsa da tepkilerden geri adım attığı iddia edildi! Şimdi ABD'nin hayatta olan 5 başkanı, Fransa lideri Hollande, İngiliz Başbakanı Cameron, Prens Charles, Prens William, Tony Blair, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, İspanya Veliaht Prensi Felipe, Hollanda Kralı Alexander, Kanada Başbakanı Joseph Harper, Çin lideri Xi Jinping, Netanyahu, Olmert, Monaco Prensi Albert, Belçika Kralı II.
Albert gibi çok sayıda isim, anlaşıp etkisiz hale getirdikleri Mandela'yı uğurlamak için Güney Afrika'ya gidiyor!
Batı böyledir! ZAFER verirken altından sandalyeni çekip alır gider!
Mandela efsanesi yaratılsa da siyah insanlar hala içi b.k dolu teneke evlerde üst üste yaşıyor!
Biraz parası olan KİBRİT KUTUSUNDAN ismini alan yapılara sığmaya çalışıyor!
Siyah olan ne varsa yerlerde sürünürken BEYAZLAR yani BARONLAR ve torunları hala ülkenin en güzide yerlerindeki ŞATOLARINDA etrafı yüksek gerilim kablolarıyla çevrili bir halde yaşıyor!
Ülkenin büyük nüfusu SİYAH olsa da zenginlikler hala ÖZGÜRLEŞEN insanlara gelmiyor!
Mandela ve ailesi parayla buluştuğu halde hizmet sektöründe hala bir tek BEYAZ ADAM yoktu!
Irkçılık kağıt üzerinde son bulsa da, Mandela BEYAZLARI rahatlatan gizli anlaşmalara imza atsa da gerçek değişmiyordu!
Irkçılığın, eşitsizliğin, adaletsizliğin yeryüzünden silinmesini MANDELA üzerinden önlediler! Efsane lider buna gönüllü oldu! Kendi AIDS'le mücadele ederken ülkesinin zenginlikleri özellikle ELMASLARI Belçika'da ANTWERP, Amerika'da NEW YORK, İsrail'de Tel Aviv'e gidiyordu!
Altından çok daha değerli olan ve fiyat istikrarı konusunda en güvenilir liman olan ELMAS hep MUSEVİ BARONLARA doğru yol alıyordu!
Nasıl orada MANDELA ile yaptılarsa burada da başka AKTÖR VE FAKTÖRLERLE Ankara'nın gidişatını durdurmak istiyorlar! Belki bizler BEYAZ olduğumuz için aramızdaki BEYAZ TÜRKLER'i çok net göremiyoruz ama bunların görevi o! Ülkeyi doğrudan Londra'ya bağlamak!
Onlara verilen misyon bu!
Zenginliklerinin altında yatan gerçek bu!
Bu denklemin yaşaması için de kendi kurdukları CUMHURİYET'in aynen bu şekilde sürüp gitmesi gerekiyor!
Bizde bunu yapacak MANDELA bulamasalar da CHP'ye sızan adamları var! Sadece CHP de değil, üstelik AK Parti içinde de varlar! Her yerde oldukları için orada olmaları da doğal!
BARONLARIN emriyle, karşılarına dikilen Erdoğan'ı götürmek için çırpınıyorlar!
Yemin ettiler!
Bakın karşımızdakiler TÜRK görünümlü YABANCI! Bizlerle bir ilgileri yok! Kağıt üzerinde bu ülkenin vatandaşları sadece! Tek amaçları ANADOLU'nun yürüyüşünü durdurmak!
Erdoğan'ı yenemeyeceklerini bildikleri için hedefleri ANKARA'da yükselenlerin YAŞAMINI devam ettirmek!
Erdoğan'ın seçimden sonra Ankara'da tasfiye yapacağını önce onlar biliyor!
Şimdiki yapay fırtınanın sebebi bu!
Adamlarının Ankara'dan kazınmasını istemiyorlar!
Asırlık denklemin bozulmaması için çırpınıyorlar!
Konu bu! Yapay nedenlerle üretilen kavganın asıl sebebi bu!
Erdoğan ülkeyi MİLLİ çizgiye çektikçe bunlar hopluyor!
İlk kez yenildiler!
Rövanş almak istiyorlar!
Her yerden gelecekler!
Ama yenilecekler!
Güney Afrika'dan siyah insan getiremeyeceklerine göre mağlubiyetleri devam edecek!
Mandela mı?
"Birinin senden olması sana çalışacağı anlamına gelmez!" sözünü doğrulayıp gitti!
NOT: Bir dostum dün mail gönderdi.
Amerika'da ünlü bir televizyoncu programında şunu söylemiş:
Kimi suçlayacağın konusunda şüpheye düşersen İngilizler'i suçla!