Sahne zamanı
HERKES "Neler oluyor?" sorusuna cevap aramakta.
Kolay bir soru değil. Özellikle Türkiye gibi uzun süre DIŞ MÜDAHALEYE açık ülkelerde böyle cevaplar kolay verilmez!
Gelin isterseniz birlikte adımlar atalım. Anlamaya çalışalım... 1960- 1971-1980-28 ŞUBAT darbeleri ve 15 Temmuz... Yakın tarihin önemli kırılmaları.
Darbelerde İNGİLTEREABD çekişmesi vardı.
Kimseye anlatılmadı.
Nesiller gerçeği öğrenemedi.
Sonra DEVLET kendi aralarında paylaştırıldı.
Bunu nereden anlıyoruz?
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDEN!
Her zaman kriz oldu! Son tahlilde yeterliliği olan biri seçilecekti. Neden kriz yaşandı? Neden sakin bir akışla KÖŞK'e çıkacak isim belirlenemedi!
Neden silahlar konuştu! Neden namlular kafaya dayandı! Hiç bilen var mı? YOK! İKİ BÜYÜK GÜÇ her zeminde kapıştı. Biz bunu Türkiye'yi iki frekanstan birinde tutmak isteyenlerin üzerinde gördük... Bu kavga çok eskidir! Çok hem de! ATATÜRK ile İNÖNÜ arasındaki kavgayı kaç kişi biliyor!
Neden en yakın arkadaşının (ÖYLEYSE) cenazesine İnönü gitmedi! Gidemedi! Silah arkadaşıydılar! Kapatıp geçiyoruz.
Bu işler hiç konuşulmadığı için şimdiyi anlamak çok daha zor bir hal alıyor... Türkiye, ABD ile İNGİLTERE arasında savruldu durdu. Bu mücadele içinde iki yönü de iki frekansı da tercih eden insanlar vardı. Bu doğaldı.
Sakın hemen "GAYRİ MİLLİ" yakıştırması yapmayın. Başka seçenek yoktu çünkü! Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar bir GÜÇLE yürümeyi gerektiriyordu. Bugün dünya üzerinde tek başına gidecek, gidebilecek bir ülke var mı? YOK.
Artık herkes herkesle bağlantılı. Bir ölçüde bağımlı! Mesela RUSYA GAZ vermese AVRUPA DONAR!
Tamam! Ama AVRUPA da gazı almasa RUSLAR ceplerinde tek kuruş bulamaz! BAĞIMLILIK DENGESİ BU!
Politika ile siyaset farklı şeylerdir.
Belediye başkanı da kısıtlı anlama kabiliyeti olan bir vekil de politika yapar!
AMA SİYASET DÜNYAYI ANLAMAKLA İLGİLİDİR! Bu zordur. Çıktığı zaman "DEVLET ADAMI" deriz. Dünyada da böyledir. Satranç ustası kadar mahir, elmas işçisi kadar naziktir! Nezaket, akıl ve bilginin harmanlandığı noktadır! Bu tip insanların en az görüldüğü yer ORTADOĞU, en sık görüldüğü yer İNGİLTERE'dir!
Özellikle II. BÜYÜK SAVAŞTAN sonra dünya üzerinde ABDİngiltere- Almanya-Fransa ve şimdi de Çin olmak üzere önemli oyuncular öne çıktı. Rusya da bu ölçülerde figürdür! Türkiye ÇUVAL GEÇİRME olayı ile başlayan, 15 Temmuz ile devam eden süreçten sonra TARİHİN EN ÖNEMLİ KARARLARINDAN BİRİNİ VERDİ! ANLAŞILMASI GEREKEN BU! ABD ile İngiltere ile zaman zaman ALMANYA ile yürüyen TÜRKİYE, RUSYA ile ittifak içine girdi. Rus uçağının düşürülmesine, Büyükelçi Karlov'un öldürülmesine rağmen bu rotadan sapmadı. NATO üyesi TÜRKİYE, NATO'nun yıllarca bilendiği RUSYA ile yan yanaydı. Büyük bir ezberin bozulmasıydı bu. KOLAY değildi elbette. 15 Temmuz'dan sonra zor kolaya döndü. Türkiye daha doğrusu DERİN DEVLET BU KARARI VERDİ.
2002'den beri yaşadıklarımıza bakın.
Bütün dosyaların, operasyonların içinde tek bir ortak nokta var. TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ... Kimi NATO'cu, kimi AVRASYA'cı! Kapıştılar.
Birbirlerinin ayaklarına bastılar.
Ergenekon, Balyoz gibi davalar AVRASYA EKOLÜNÜ tasfiye etmeye yönelikti. Karşı taraf başaramayınca bu kez AVRASYA ekolü atağa geçti. Hem rövanşı aldı hem rotayı değiştirdi. Türkiye "AVRASYA" dedi. Bu bir günde alınmış karar değil. Yıllar içinde yaşananları alt alta getirince kaçınılmaz bir sonuç.
Kabaca bu denklemi bildiğiniz zaman İÇ SİYASETTE NELER OLACAĞINI KESTİRMEK HİÇ ZOR OLMAZ... Biliyorsunuz isimlere girmek istemem. İstemeden incitmiş olmaktan sakınırım...
Ancak yine de altını çizmek zorunda olduğum hususlar var. Görevimiz!
Mesela geçtiğimiz gün oldukça derin ve etkili bir çıkış yapan Sayın Davutoğlu'nun ne dediğini de ne demek istediğini de anladım... Yollar ayrı artık. AK PARTİ içinde kalamayacağını ilan etti.
Ve hedef gösterdi. Aslına bakarsanız söylemediği ama rahatsız olduğu şey RUSYA ROTASIYDI! Bu şekline itiraz ediyordu. Ankara eleştirisi yapsa da bu konulara girmeyen Sayın Abdullah Gül de aynı frekanstaydı.
Buluştukları temel nokta RUSYA çizgisine itirazdı.
Sesini hiç duymadığımız Sayın Babacan'ın da farklı olduğunu hiç düşünmüyorum. CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da söylemese bile aynı itirazla siyaset yapıyordu. AK PARTİ ya da ERDOĞAN karşıtlığının nedeni buydu. İkinci kez REFERANDUM TALEBİNİN ALTINDA yatan gerçek de bu noktaydı. Sayın Devlet Bahçeli ise ERDOĞAN'ın sonuna kadar yanındaydı. Ayrışma böyleydi... Elbette farklı köşelerde olmak ekonomik ittifak açısından da ayrılıklar getirmekteydi!
Türkiye'nin gidişatını gören biri olarak IMF'ye gidilemeyeceğini anlamak zor değildi. Birileri PARA üzerinden ABD'ye yönlendirme telaşındaydı. Para alan rica da alırdı çünkü!
Asıl merak ettiğim şu... DERİN DEVLET'in AVRASYA kararı ortada.
S-400 olayı ASKERDEN bağımsız yürüyecek bir hadise değil. Anlaşılması gereken öncelikle bu. Sivil siyaset elbette güçtür, etkilidir. Ancak bu, orduyu doğrudan ilgilendiren bir adımdır.
200 bin askerini güney sınırında tutan bir BAŞKENTİN birlikte aldığı bir tavırdır! NATO'ya birlikte refleks gösterme biçimidir! Putin ve Trump, Erdoğan'ın yanında. Uzun zamandır bu üçlünün yan yana gelmesini istemeyenler olduğunu aktarıyorum. ABD içindeki koca bir oluşum da TRUMP'a dolayısıyla bu üçlüye karşı... Ancak ABD-Türkiye- Rusya üçlemesini bozamadılar! Ne burada ne ABD'de ne Rusya'da...
Rus uçağının vurulması, Savcı Mueller'in "RUSYA SEÇİMLERE KARIŞTI" iddiası, Kızılordu Korosu'nu taşıyan uçağın Karadeniz'e gömülmesi hep bu üçlüyü hedef alıyordu! Amaç yeni oluşacak dengeyi tasfiye etmekti...
Yapamadılar!
Trump bir şekilde ayakta kaldı.
Eski ABD BAŞKANLARI ateş püskürse bile ayakta.
Putin en garantili konumda!
Erdoğan ise dıştan gelen baskılar ve operasyonlardan sonra şimdi ekonomik durgunlukla birlikte içeride rakip olacak isimlerle mücadele de edecek.
YENİ DENGEYİ kuracak isim ERDOĞAN! Erdoğan'ın vazgeçmesi, Trump'ın da Putin'in de kaybetmesi demektir.
Bu kadar nettir!
Türkiye'nin 15 Temmuz'dan sonra oluşan tavrını biçimlendirmek için EKONOMİK SALDIRI ile gelmek isteyecekleri kesindir. Zaten kapının önünde hepsi. Türkiye'nin rotasından dönmesi için SİYASİ FİGÜRLER sahne alacaktır.
Bunun aksi mümkün değil. Neden dün değil şimdi? Çünkü Türkiye, BATI ile arasına çok mesafe koydu.
VE AKDENİZ için kararlılığını gösterdi. Petrol için OSMANLI'yı dağıttılar. Şimdi gözleri AKDENİZ'in gazı ve petrolünde.
Savaştan önce herkes kendi ittifakıyla yürümek niyetinde.
Olaylara böyle bakalım.
Bu nedenle çatışma ve çarpışma kaçınılmaz. Siyaseten de...
Bakalım neler yaşayacağız.
Türkiye her şartta kazanan ülke olacaktır. Rahat olun...
Ama filmi de izleyin...