AFGANİSTAN'DAKİ gelişmeler her geçen gün daha da ilginç hale gelmekte...
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA Direktörü William Burns'ün, önceki gün Afganistan'ın başkenti Kabil'de Taliban'ın önde gelen liderlerinden Molla Abdulgani Baradar ile gizli bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. Oysa genel kanı ABD'nin yenildiği ve Afganistan'dan çekilmek zorunda kaldığı yönündeydi.
Nüfusunun yüzde 60'ı hayvancılıkla uğraşan bir ülkenin ABD'yi oradan kovacağına inanılması bana baştan beri ilginç gelmekteydi!
Sovyetler'e karşı bu iklimi oluşturan ve ellerine Türkiye'de olmayan silahları veren ABD, yılar sonra aynı güç tarafından Afganistan'dan def ediliyordu! İnanmak isteyenler buna inanabilirdi! Sorun da değil...
Ancak bana NATO ve ABD gibi bir gücün DOHA'da TALİBAN'ı neden muhatap aldığına, niçin aynı masada fotoğraf verdiğine ve oyunun yeni şeklinin ne olacağına kafa yormak daha mantıklı geliyordu.
Gelişmelerin doğrultusunda Afganistan'da öne çıkan isim Aldulgani Baradar oluyordu. CIA başkanı ayağınıza kadar geldiğine göre önemli bir rolü vardı belli ki...
Zaten hayat hikayesi de biraz gizli kapaklıydı!
Hayatındaki bazı yıllar hakkında net bir bilgiye ulaşma imkanı yoktu...
TALİBAN'ın kurucu akıllarından biriydi.
Sovyetler'e karşı da mücadeleye katılmış bir isimdi. Genç yaşına rağmen ön almış bir karakterdi. 2001'den sonra tasfiye edildiler.
Baradar da uzağa itildi. Aradan yıllar geçti. Tarihler 2010'u gösterirken Pakistan'da bulunan Baradar cep telefonu kullandığı için sinyalden yakayı ele verdi.
CIA devreye girdi, hapishaneyi boyladı!
Ladin hiç telefon kullanmadığı için izi bulunamazken, Baradar CEP'ten gidiyordu.
Tabii bu olayın hikaye kısmıydı. Baradar'ın Pakistan'da hapiste kaldığını resmi ağızlar söylüyordu! İnanırsak tabii...
Trump'ın devreye girmesiyle birlikte 2010'da başlayan ESARET, 2018'de sona eriyordu. Oysa 2013'te Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'in Dışişleri Danışmanı Sartaj Aziz, Reuters haber ajansına verdiği demeçte, "Prensip olarak onu serbest bırakmayı kabul ettik. Zamanlama tartışılıyor. Çok yakında olmalı... Sanırım bu ay içinde" diye konuşuyordu!
Aziz, "Taliban lideri Afganistan'a mı yoksa başka bir ülkeye mi teslim edilecek?" şeklindeki bir soruya "Nereye gitmek istediğine mahkumun kendisi karar verecek" diyordu.
Serbest bırakılması 2018 olarak açıklansa da sanırım hiç hapishanede bulunmadı!
Trump'la cepten konuşacak kadar, Pompeo ile birkaç kez yüz yüze defalarca telefonla görüşecek kadar önemli olan bir isimdi BARADAR!
Beyaz Saray'ı doğrudan arayacak kadar etkili bir liderdi! Peki bu nasıl oluyordu? CIA ile aralarında bir yakınlık olmasa, tüm bunlar mümkün olabilir miydi?
Devlet başkanları bile ABD BAŞKANI'NA istediği zaman ulaşamazken Trump'ın gözünde bile önceliği olan isimdi... Önemli istihbarat kurumları HEDEFLERİ için örgüt kurarlardı! El Kaide gibi.
Bazen de hedef örgüt, içeriden ele geçirilirdi.
Abdulgani Baradar olur mu olmaz mı bilemem!
Ancak AFGANİSTAN üzerinden büyük bir oyunu başlatmak için Kabil'e indirildi!
El Kaide'nin olduğu yerde, DEAŞ'ın kuluçkaya yattığı yerde ABD'nin çekildiği yerde öne çıkan ya da çıkartılan isim oluyordu...
Trump'tan önce Başkan Obama'nın da "GÖREV ALMASI" için TUTUKLULUK HALİNİN uzamamasını istediği BARADAR ülkesine döndü. Ve yıldızı giderek parlamakta...
İPEK YOLU'nda Afganistan'ın nasıl bir görev aldığını yakında anlayacağız...
Olacaklar Baradar'ın kayıp 10 yılı ile yakından ilgili...
Bir de Afganistan'da geçmişte KAÇIRILAN ABD askerlerinin perde gerisinde BARADAR'ın yakın çevresinde olduğunu öğrenir ve TALİBAN'ı eğittiğini duyarsak parçalar yerli yerine oturur...