Bazıları okuduğunu, gördüğünü, izlediğini, duyduğunu anlamıyor. Savaş her yerde. Boko Haram da, El Kaide de, DAEŞ de, PKK da hesaba dahil. Kavganın büyüklüğünü anlamak için parçaları kırıp dökmeden alt alta getirmeyi bilmemiz gerekiyor. Star Wars'taki HARİTA gibi! Yoksa önerme de sonuç ta yanlış olur. Özellikle bizim gibi HAMLELERİN arka planına seyahat etmeyen insanların milleti yanılttığı topraklarda anlık ve günlük konuşmak çok tutar.
Zaten kimse kimseye "DÜN BÖYLE DEMİŞTİN AMA!" diye sormaz. Hafızamız unutmaya yatkındır.
Arşiv de olmadığı için aksini söyleyen çok az kişi vardır. FIFA ve UEFA sallandı.
Sepp Blatter ve Platini askıya alındı. YOLSUZLUK ve USULSÜZLÜKTEN hesap verecekler. Peki "FUTBOL SADECE FUTBOL MUDUR?" Değil tabii...
Önce Paris'e sonra Amerika'ya gidelim...
Orada bilinmeyenleri yazanlar, konuşanlar var! Açık açık!.. Silah üzerinden sahaya inelim, top'la buluşalım...
Paris'te yaşanan terör saldırılarında 17 silah kullanıldı. İncelemelerden çıkan sonuç bu! Kimileri ise "Hayır. Bu rakam 21" dedi. Yani iki iddia ortada... 17 ve 21...
Fakat iki iddianın arkasında tek bir adres var. Century International Arms... Amerika'nın en önemli silah şirketlerinden biri. CIA 'ya yakın mı yakın. Hem de çok... Amerika dışındaki ÖRTÜLÜ OPERASYONLARDA kullanılan silahların adresi burası...
Paris'te kullanılan silahlardan biri olan M-92 yarı otomatik tabanca, Sırbistan'daki Zastava Silah Fabrikası'nda imal edildi.
Fabrika Müdürü Milojko Brzakovic de "Paris saldırılarında kullanılan silahlardan bazıları bizim fabrikamızda üretildi!" dedi. Yani itiraf etti. İsmi geçen silahların 2013'te Century International Arms'e teslim edildiğini doğruladı.
Son saldırıda böyle! Peki CHARLIE HEBDO'da olay neydi? Hangi silahlar kullanılmıştı?
Sızan bilgilere göre o saldırıda AK-47'ler kullanılmıştı! Peki bu silahların kaydı neredeydi?
Garip gelecek ama Century International Arms'ta... Tabii şirket PARİS'te dünyayı sarsan iki büyük dehşeti üslenecek değildi. İnkar etti. Doğaldı.
Ancak el altından sızdırılan BELGELER şirketi zora soktu. Sadece Paris ile ilgili değil. CIA'nın 5 kıtada yaptığı yaptığı operasyonlarda sadece ve sadece Century International Arms kullanılırdı. Özellikle Ortadoğu ve Suriye'deki operasyonlarda kullanılan silahlar hep aynı adresten geliyordu! Century International Arms. BAŞ HARFLERİNİ YANYANA GETİRİN! Ne buldunuz? CIA... Garip değil mi?
Şimdi silahlara ara verip sahaya geçelim...
Her şey kurşunlarla olmuyor sonuçta!
FIFA'nın bir önceki başkanı Havalange'dı.
Adidas'ın sahibi Horst Dassler'ın büyük desteğiyle göreve gelmişti. ADİDAS büyük bir güçtü ve FİFA ile 2030 yılına kadar anlaşması vardı. FİFA skandalı patlayınca tıpkı bizde olduğu gibi bir el düğmeye basıyor ve tweet yağıyordu. Mesajlarla ADİDAS hedef alınıyordu. Kurşun yerine tweet yani...
Havalange ve Blatter, Dünya Kupası'ndaki takım sayısını arttırarak Afrika ve Asya'dan oy aldı. Bunun karşılığında Adidas, Asya ve Afrika ülkelerine spor malzemesi yağdırdı. FUTBOL ASLA ve KAT'a sadece FUTBOL değildi! Topun arkasında koca bir siyasi operasyon vardı. Daha önceki Başkan İngiliz Sir Stanley Rouss dünya kupasını AVRUPA'yı merkeze alarak düzenliyordu. Bu nedenle 9 Avrupa, 4 Güney Amerika ve geri kalan 3'ü de koca Asya ve Afrika'ya veriyordu! Ama rüşvet almıyordu. Dürüsttü! Blatter'ın 1998'den beri çamura battığı bilinen bir SIR 'dı! Çünkü ASYA ve AFRİKA'ya gideceğiniz zaman PARA da götürmek zorundaydınız! Almak için vermek ve gitmek durumundaydınız. Futbol çilingir'di!
Ayrıca işin bir de Filistin CEPHESİ vardı. Blatter'ın sağ kolu Julio Grondona, 2003 yılında Arjantin'de katıldığı bir radyo programında "Neden hiç üst düzey Yahudi hakem yok" sorusuna "Yahudiler öyle bir hakem çıkaramaz" cevabı verince kıyamet koptu.
Güney Amerika'nın İsrail aleyhtarlığı biliniyordu. Blatter'ı İsrail istemiyordu. Hem de hiç! 2005'te bütün bu rüşvet hikayelerini İngiliz gazeteleri yazmıştı. İşin daha da ilginci Brezilya VOLKSWAGEN'i ülkesine sokmamak için çırpınıyordu. Şimdi işin içine bir de OTOMOBİL karıştı! Almanlar çıkıp Amerikalılar'ın ortak olduğu JAPON MARKALARI giriyordu! Silah, futbol, operasyon, katliam... KARDEŞTİLER... DEVAM... FIFA'nın en büyük iki sponsoru Coca-Cola ve McDonalds'tı... Bu iki firma FIFA Başkanı Sepp Blatter'ı istemiyordu.
Fırsat buldukça istifasını istiyordu. Blatter, ADİDAS'ın adamıydı. Alman spor devi ADİDAS, FIFA'nın hem eski hem yeni sponsoruydu... 2030 yılına kadar FİFA'ya ödeyeceği rakam 600 milyon sterlin'di...
Bu parayı veren ALMANLAR Blatter'i destekliyordu. Coca-Cola ise 16 yıldır aralıksız FİFA'nın sponsoruydu... 2022 yılına kadar 220 milyon sterlin ödemesi gerekiyordu... Diğer oyuncu McDonald's ise 1994'ten beri FİFA'nın arkasındaydı.
Şimdi Blatter'in şahsında kopan kavgaya bakın! Kim kimi silmeye çalışıyor? İşin içinde bir de NIKE var! Spor devlerinden bizdeki ŞİKEYE gelin... Operasyonlara bakın! Şikeyle suçlananlar ile kollananları ayrı ayrı yazın. ŞİKEYE BULAŞANLAR ADİDAS ile ilgilidir. Alman malı tercih edenler gitti. Başı derde girdi. Nike kullanıp yoluna devam edenler ise tehlikeyi gelmeden bertaraf etti! Kimse bunlara bakmadı! Rüzgarın esmeye başladığı yerde "KİME NE GÖREV VERİLDİ?" sorusunu cevaplayan olmadı. KÜRESEL BİR SAVAŞIN İÇERİDEKİ ÇATIŞMASIYDI YAŞADIKLARIMIZ! Fenerbahçe'ye bakın! Hangi markayı kullanıyor? Beşiktaş'a bakın! Formalarında ne yazıyor? Hepsi ADİDAS! Başları ağrırdı tabii ki! Başka seçenek olamazdı. Zaten içeride bu işe taşeron olmak isteyen çoktu! Oldu da! Hep böyle tezgaha gelirdik. Kimse KÜRESEL düşünmeyi istemediği için yenilirdik.
Anlamak istemezdik. Koca koca camialar diz çöktürüldü. Ne onların içinden ne de operasyona uğramayanların içinden birileri çıkıp gerçeği gösterdi. PARALEL işin tabelasıydı. Arkada çok büyük güçler vardı. Hesaplaşma başkaydı. Mesela GALATASARAY'a bir şey olmuyordu!
Üç büyüklerden ikisi sarsılıyor ama onlara toz konmuyordu! Konmasın elbette! Ama neden? Bizim ŞİKE davamızda başrol alan PLATİNİ bile oyunu göremezdi.
Göremiyordu. Koltuğunda çok mutluydu.
Hiç şikayeti yoktu. Ancak o GÜÇ gelip Platini'yi, efsane futbolcuyu da rüzgarın içine kattı. Fransa KURŞUNLARLA, BASKINLARLA, KORKULARLA yaşıyordu. Ne Fransa'nın Platini'ye destek atacak mecali ne de Platini'nin kendini savunacak durumu kalmıştı! FRANSA ve ALMANYA TOP'a tutulmuştu! Futbola yenik düşmüştü. Bu saha başka sahaydı. Yeşil zemin üzerinde oynanmıyordu bu oyun! KURGU ve güç dolu bu oyunu anlamak en azından maçı berabere bitirmenin kapısını aralardı. ANLAMADIN MI GİDERDİN! Bizleri şike ile vuranlar, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı operasyonla yıkmaya çalışanlar gün gelince ortaklarını da yıkıyordu!
Bakın Platini'ye Bakın Paralel'e...
Tabii anlayana...
Çok kişi var mı?
Siz söyleyin!
Bilmiyorum, bilemiyorum....
NOT1: Daha önce hiç izlemedim. Hakkında çok şey okudum ama gidip izlemedim. Pazar günü ailece STAR WARS'a gittik. Baktım ki filmden sonra çok kişi izlediğini anlamamış. Beyaz Perde'de bize verilen UZAY SAVAŞLARI değildi... Snoke ile Rey'in savaşı değildi! Han Solo'nun niyeti de değildi!
NOT2: DİNLER TARİHİNE bakın! İBN ARABİ'ye bakın... İnsanın ÖZ'üyle savaşı, İnsanın ŞEYTANLA savaşına bakın... Tabii magazinden fırsat bulursak! Adamlar bizim anlamadığımız DİNİ anlayıp sinema yapıyor, biz ise yerimizde sayıyoruz! Bu da yetmiyor ORTADOĞU'da bir araya gelemiyoruz. Anlamazsak gelme şansımız da hiç yok zaten! Onlar bize ait olanları bizden daha iyi anladığı için üstünler... ŞİMDİLİK... "Güç bizde... GÜÇ UYANIYOR..." diyorum ya, boşuna değil... İlk kez kendimizle yüzleştik. Yürüyüş başladı... Durmayız artık...