Karışacağı zaten belliydi.
Türkiye, bu tablo ile yoluna devam edemezdi. Bir hamle yapması, geleceği kurtarması kaçınılmazdı. Ankara bekleneni yaptı. Ancak en çatlak ses RUSYA'dan geldi.
Görünürde SURİYE'ye karşı savunma amaçlı geldiği söylenen füzeler, gerçekte Irak'taki Şİİ askeri güce karşı alındı!
Peki Irak'taki güçle Moskova'nın ne ilişkisi var? Rusya füzeleri neden çok önemsiyor?
İşte düğüm burada... Gelin bölgede kısa bir yolculuğa çıkalım.
Bakalım ne oluyormuş?
Önce şu Patriotlar'ın özelliklerini yazalım...
Bu füzeler Körfez Savaşı'nda rüştünü ispat etti. Havadan kuş olsa geçmesine izin vermedi.
Yüzde 100 isabet sağladı...
İşte bölgenin en büyük ordusunu elinde tutan Türkiye'nin böylesine önemli bir silaha kavuşması, bölgenin diğer önemli aktörü Rusya'nın kimyasını bozdu.
Moskova, Patriotlar'ın geleceğini duyunca "Bu füzeler bölgede istikrar sağlamayacaktır. Biz Ankara'nın, Şam'la diyalog kurabilmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız" dedi.
Füzelerin Türkiye'de hangi noktalara konulacağı ortaya çıkınca, Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, "Füzelerin gelmemesi için NATO ile masaya oturacağım" çıkışı yaptı.
Irak'taki Şii Başbakan Maliki ve el altından İran yönetimi de aynı sözleri söyledi.
NEDEN?
Dünya petrollerinin ve gazının yüzde 70'i Türkiye'nin güney ya da güneydoğusundaki ülkelerden çıkıyor. Özellikle ABD'nin çekilmesinden sonra Irak'ta Arap-Şii ve Kürtler arasında çatışma başladı.
Kimse kendine düşen paya razı gelmiyordu. Kürtler ısrarla Musul-
Kerkük'teki zenginliğin kendilerine ait olduğunu söylüyordu. Ancak sırtını Rusya'ya dayayan İran ve Şii Bağdat yönetimi, buna rıza göstermiyordu. Kürtler'i el birliğiyle derdest edeceklerini düşünüyorlardı.
Bu aşamada Ankara devreye girdi.
Peki Ankara neden Kürtler'i kucaklamaya soyundu?
Rusya ve İran, Türkiye'yi gazıyla ısıtan iki ülke... Rusya, KUZEY AKIM ile Avrupa'nın kuzeyini avucunun içine aldı. Avrupa başlarındaki tehlikeyi görse de bir şey yapamadı. Afrika ve Ortadoğu'daki gazın gelmesi kolay değildi. Her taşın altından Rusya çıkıyordu. Özellikle farklı fiyat politikasıyla AB'yi bölüyordu. Mesela İspanya Rus gazına hiç ihtiyaç duymazken, Almanlar göbekten bağlıydı. Bu nedenle ortak bir alternatif hayata geçirilemedi! Ancak çözüm aranmadı değil. Türkiye'nin tam ortasında bulunduğu adını Guiseppe Verdi'nin operasından alan NABUCCO PROJESİ son anda yattı! Türkmen, Azeri ve İran gazı Türkiye üzerinden Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya üzerinden AVRUPA'ya gidecekti.
Bu hamle yapıldığında RUSYA devre dışı kalacaktı. Ama rafa kalkan, proje oldu. Ruslar kontrolü elinde tutmaya devam etti. Daha sonra Moskova, MAVİ AKIM'ı hayata geçirmek için zeytin dalı uzattı! 1997'de imzalar atıldı.
2005'te iş tamamdı! Türkiye gaza kavuşmuştu! Ancak Türkiye denizin altından getirdiği bu gazla TAMAMEN RUSYA'nın eline kalıyordu! Zaten yüzde 20 için de İran'ın ağzının içine bakıyorduk!
Yani Ankara'ya kelepçe vurulmuştu!
Bu tablo ortadayken RUSLAR Türkiye'yi sahanın dışına itmek için GÜNEY AKIM'ı devreye soktu.
İtalyanlar'la ortak olan Ruslar, Karadeniz'in altına döşedikleri sistemle gazı Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya ulaştırdı.
Türkiye stratejik olarak kadro dışı kalmıştı! Antalya'da yaz sıcağını paylaşan Ruslar, kış soğuğunda yanımızda değildi!
Hızla büyüyen Türkiye, ENERJİDE tamamen Rus ve İran kıskacındaydı!
Daha önce yazdığım gibi KATAR'dan gelecek olan gaz Esad'ın "Olmaz" demesiyle Suriye topraklarından Türkiye'ye giremiyordu! Dost-kardeş ülke lideri Esad, Rus ve İran ekseninden yana tercihini kullanıyordu! Bütün bunları gören YENİ ANKARA önceliği KÜRT SORUNUNU çözmeye verdi. Ülkenin gücünü emen terör belasından kurtulmak için masaya oturdu! PKK'nın silah bırakması için her yolu denedi. Irak'taki KÜRTLER'i alarak bölgede kardeşçe var olacaktı. Yok olmazsa hem Türkler hem Kürtler acı çekecekti! Öcalan bile bunu görüyor ve destekliyordu! Maliki'nin aklını okuyan Ankara, "Yakında saldırı olacağını ve Kürtler'in Körfez Savaşı'nda olduğu gibi baskıya uğrayacağını" biliyordu. İş askerdeydi artık! Bu bölgede kimse masada kazanamıyordu! Gücü olan yumruğunu vurup istediğini alıyordu. Zaten bu nedenle Türk askeri ısrarla Suriye'ye çekilmek istendi. Amaç Türk'ü Irak'tan uzak tutmaktı! Bu oyuna gelen olmadı!
Bomba düştü, uçak düştü "Ya sabır" denildi. Gelişmeleri olgunlukla izleyen Ankara, kendini güvene almak için çok önemli hamleler yapıyordu! İşte bunlardan biri de PATRIOT'tu... Bu füzelerin gelişi İran, Irak ve Suriye'ye milyarlarca dolar karşılığı silah satan Rusya'nın iflasıydı! Çünkü Patriot, Moskova'nın sattığı silahların celladıydı!
Nabucco ve Güney Akım'la iki gol yiyen Türkiye, bu kez Rus filelerini havalandırıyordu! Bir de Kürtler'i sarıp sarmaladığında ENERJİ kucağındaydı! Çünkü KARA ORDUSU olarak Türkiye'nin eline su dökecek kimse yoktu! İlk kez tehlike KOMŞULARIMIZ için bu kadar büyüktü!
İşte bütün mesele bu!
Dost da olsa kimse Türkiye'nin önünü açmak istemiyordu! Herkes kendi çıkarlarıyla meşgul. Bir Patriot belki CARİ AÇIK, ENERJİ ve NÜFUS sorununu çözecekti.
Kürtler'i kucaklayan Türkiye, nüfus olarak büyüyecek enerjiye harcadığı milyarlarca doları gelişmeye ayıracaktı!
Bir hamlede birkaç kuş birden vurulacaktı yani!
Putin, 3 Aralık'ta gelecek!
Bölgenin son şekli orada çizilecek.
Türkiye, haklılığını bir kez daha masaya koyacak!
Ya Ruslar tarihi dostluğun hatırına hak verecek ya da Ankara'daki AKIL gidip hakkını kendi elleriyle alacak!
Bu yüzden Ankara'da "Dost ya da düşman yok. Sadece ajanda var" sözü dillendiriliyor!
Kararlılık bütün bölge tarafından görüldü. İnşallah enerji kartıyla masaya gelenler bir çılgınlık yapmaz!
Çünkü Ankara kararlı...
Peki, Amerika neden Patriotlar'ı veriyor?
Türkiye olmazsa pasaportla bile bu bölgeye gelemezler de ondan!
Son söz VATANSEVER'de...
Win Win yani...