Elbette içerideki herkes değerliydi.
Elbette çok önemli işler yapılıyordu ve yapılacaktı. Ancak dünyanın tümüne baktığımda gördüğüm tablo farklıydı. Çok önemli oyuncular vardı. Bunlar derslerde, kitaplarda, filmlerde yoktu. Kazıya kazıya giderseniz bir yere ulaşıyordunuz.
Son tahlilde karşınıza muazzam bir akıl, muazzam bir organizasyon çıkıyordu! Ülkelerin birbirleriyle ilişkileri, ittifakların temasları, isimler üzerinden yürüyen trafik, dinler arası gidip gelenler, derin bağlar, gizli örgütler, insan ırkı ve yaşananlar...
Sadece "Ülkem nerede ve ne olacak?" sorularının peşinden koştum. "Ülkemi nasıl bir gelecek bekliyor" diye dert edindim. Hiç birimizin gidecek bir yeri yoktu. Biz bu topraklara aittik. Ama ülkelerin silahla değil akılla korunacağını çok önceleri öğrenmiştim. Ve akıl bütün memlekete yayılmadığı sürece işimiz kolay değildi...
Çok yazdım! Dünya kendi haline bırakılmaz. Hiç de bırakılmamış.
Böyle bir tarih yok. Sadece bize söylenen yalanlar var! UYUTULMA ötesinde bir şey yok. Dün burada önceden ŞERH de koysam Steve Bannon'dan söz ettim. Çok hem de. Gücünü, ilişkilerini biliyordum çünkü. Çok kişi farkında değildi ama böyleydi. Geldiğimiz yerde, vardığımız noktada, Steve Bannon ile Dugin dosttu, akıldaştı, yoldaştı!
1945'ten 1990'a kadar herkes ABD ile Sovyetler'in kavga edeceğini, savaşacağını düşünüyordu. Dünyayı aldatıyorlardı. Uyanan yoktu.
Şimdi de buna benzer bir çerçeve söz konusu. İşimiz anlamak ve aktarmak... Ülkeler belli olaylarla belli noktalara savrulur! Doğaldır ve insan zamanın içinde yolculuk ederken bunu anlamaz. Analizlerimiz resmi tarihlere göredir... Aksini savunmak pahalı bir iştir! Çünkü satın alınmış bilgileri değiştirmeye kimse yanaşmaz. Kimse konforunu bozmak istemez. Ama yanılgı da tam bu noktadadır!
AMAZON ORMANLARININ yanmasını ve Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro'nun ilişkilerini anlattım.
Dedesinin NAZİ olduğundan söz ettim. Arkasındaki gücü, yani Olavo de Carvalho'yu paylaştım.
Kaç kişi CARVALHO'nun dünya üzerinde çok ama çok büyük etkisinin olduğunu biliyor. Devlet başkanlarının çok ama çok üzerinde etkiye, güce sahip! Eleştirmiyorum.
Sadece anlayınca dünyada bizim ıskaladığımız muazzam bir AKIL olduğunu görüyorum. Bu akıl ÇILGIN milliyetçiliklerine rağmen Steve Bannon ile Aleksandr Dugin'i bir araya getiriyordu! Dışarıdan anlaşılması hiç de kolay olmayan bir durum bu! ABD ve RUSYA'da milyonlarca kişi iki devletin mücadele ettiğini, savaştığını sanıyor oysa...
Kendilerini seçkinlerin, seçilmişlerin üzerinde gören Bannon ve Dugin, sıradan insanları harekete geçiriyor. Ancak perde arkasında laiklik, çok kültürlülük, eşitlikçilik Bannon ve Dugin'in asla kabul etmediği konu. Bannon, Dugin'le gizli dost olurken, Doğu ve Batı olarak konumlandırılmayı seçti.
Bannon Batı'yı, Dugin de Doğu'yu şekillendirmeye başladı.
İkisinin de gizli güçleri olduğu söylendi. Bu doğru mudur bilinmez ama ikisinin de konuşmadan konuştukları, birbirlerini anladıkları iddia ediliyor. Metafizik hiç bilmediğimiz alan, pas geçiyorum!
Şunu da kabul etmek gerekir ki her iki adam da kendine özgü bir devrimcidir. Bannon, bir zamanlar Goldman Sachs'ta çalışsa da kendisini "devleti yıkmak isteyen" bir "Leninist" olarak nitelendiriyordu.
Yani KÜRESEL ÇAPTA SÖZ SAHİBİ OLAN ÇOK KİŞİYE KARŞIYDI! Dugin de üyeleri silahla yan yana gelen radikal milliyetçi Ulusal Bolşevik Parti'nin kurucusuydu. Yanılmıyorsam Ulusal Bolşevik Parti'nin bayrağı NAZİ flaması üzerine orak-çekiçten oluşuyordu. Sebottendorf'tan Dugin'e giden yol! Bakılması gerenken EKOLLERDİ. Bizim atladığımız da buydu. BAVYERA ekolü, İTTİHAT ve TERAKKİ, Rusya, İran, Doğu Avrupa büyük bir model olarak hazırlanmaktaydı. Dün BATI için adım atan Türkiye şimdi geleceğini burada bulacaktı.
Değişimlere, olaylara böyle bakmakta fayda var. Her şeye İYİ ya da KÖTÜ diye bakıyoruz.
İYİ İŞ ya da KÖTÜ İŞ yok. Akıl var, dizayn var, model var...
Mesela Macaristan bunu bildiği için SOROS'u ülkesine sokmuyor. Bu dizayna karşı. Direnebilir mi? Zor gibi...
Dugin ve Bannon'un AVRASYACILIK planını biraz da olsa geri iten Putin oldu. KIRIM'a müdahale Washington'da da dengeleri bozdu. Bannon, Kırım'ın işgal edilmesi halinde planlarının birkaç yıl gecikeceğini söylerken, aynı saatlerde Dugin de Kırım işgaline karşı çıkıyordu. Bunlar tesadüf olamazdı.
Bannon, daha da güçlenmek için perde arkasına geçti ve amacı için hızla yürümeye başladı. Bannon, anti-Huawei çalışması Claws of the Red Dragon yani "Kızıl Ejderin Pençeleri" filmini tamamladı.
Bannon, "Çin Komünist Partisi'nin radikal bir kadrosu tarafından yönetilen Çin Komünizmi, bugün Batı'nın karşılaştığı en büyük varoluşsal sorundur. Huawei, 5G ve 6G üzerinden küresel bir teknoloji hakimiyeti sürecinde olduğu için şimdiye kadar karşılaştığımız en büyük ulusal güvenlik tehdidi" dedi. Dugin ise tersini, Çin'in güçlenmesi gerektiğini söyledi.
Ancak perde arkasında Bannon ve Dugin aynı yolda yürüyordu. Peki Bannon'ın Claws of the Red Dragon filminin senaryosunda Dugin'in de parmağının olduğunu aktarsam...
Yeterli olur mu! Huawei'in sahibi Ren Zhengfei'nin kızı ve CFO'su Meng Wanzhou da filmin senaryosunda görev aldı. Bannon'ın ekibindeki senaristlerden birine yaşadıklarını anlattı. Umarım bunlar şaşırtıcı değildir.
Geçen yıl Bannon'ın Kanada'ya özel bir jetle gittiği, Meng Wanzhou ile tutuklu olduğu polis merkezinde görüştüğü de çılgın bir iddiaydı.
Ancak şimdi bu iddianın ne kadar doğru olduğunu biliyoruz.
Bannon'ın söylediklerinden çok söylemedikleri onun gerçeği.
O nedenle açıklamalarından çok suskun kaldıklarıyla ilgilenmek daha doğru. Trump'ı Beyaz Saray'a gönderen güç sıradan değildir.
Trump'ın, Bannon kampanyasının beyni olmadan önce kamuoyu yoklamalarında yüzde 22'yi zor aştığı biliniyor. Rakibi Hillary o günlerde yüzde 41'i bulmuştu. Bannon, Trump'a zafer kazandırırken elbette bazı konularda istekleri olacaktı.
O istekleri de kabul ettirdi ve farklı bir yolda büyük planlarını hayata geçirmeye başladı. Claws of the Red Dragon filminin yeni dünya düzeniyle ilgili çok önemli ipuçları vereceğinden kuşkumuz yok. Çünkü Bannon bunun işaretini verdi.
1990'dan sonra dünya adeta buz üzerinde kaydı. Şimdi yeni bir düzen kurulmakta. Ve Bavyera- Türkiye-Rusya-Çin-İran ve Doğu Avrupa başrollerde olacak...
İngiltere de perde gerisinde! Şimdi böyle bir kurguyu gazetelerde, televizyonlarda okumak kolay değil... Ama olan bu! Eski kalıplara esir olduğumuz sürece hiçbir şeyi anlama şansımız yok. Türkiye yeni bir yolda, yeni bir rotada. Devlet bilerek istediği yere gidiyor. İçeride sıkıntı doğal. Olacaktır. Aynı sıkıntı Rusya'da da Çin'de de var. Ancak kimse durmuyor, koşuyor. İçinde MÜSLÜMANLAR'I Türkiye'nin temsil edeceği bir MODEL İNŞA EDİLMEKTE. 1945'ten sonra bize KOMÜNİZMLE MÜCADELE rolü nasıl verildi. Ve devlet bunu sorgulamadan yerine getirdi! Şimdi ise vuruşarak giden AKILLI bir DEVLET var. Geleceği gördüğü yere koşuyor. Olanlara böyle bakarsak daha gerçekçi bir pencere kullanmış oluruz! Ya da izleyin görün! Sonra konuşuruz.