TRUMP daha seçilmeden, piyasalar ve karar verici rolünü taşıyanlar geldiğini biliyordu, görüyordu. 2020'deki kaybedişi de çok konuşulmuştu. 2016'da Hillary Clinton'u yenerek gelen Trump, Washington'da aslında hiçbir liderin yapmadığı bir konuşma ile kendisini dinlemeye gelenlere yemin törenini izlemeye gelenlere sesleniyordu.
Amerika'yı yönetmeye çalışanları, dünyaya ayar vermeye çalışanları o AİLELERİ uyarıyordu. "Burada işiniz bitti..." diyordu. Trump, "Onların zaferleri sizlerin zaferi olmadı. Bunların tamamı değişecek. Bugün olan da bu..." sözlerini kaydediyordu...
Uzun bir konuşmaydı.
ELİTLERE sesleniyordu! Yani KÜRESELCİLER'e yükleniyordu. Başlamış olan savaşı meydana çıkarıyordu.
Donald Trump, başkan olup Beyaz Saray'a gelmeden yüzlerce kez anlattığım RUSYA DOSYASI açılıyordu. Amerika içinde Londra ile bağını canlı tutan ANGLOSAKSON ekolü Hillary'nin mağlubiyetinin arkasında Putin'i arıyor buluyordu. FBI devreye giriyor, Trump için zor bir süreç başlıyordu. "SEÇİMLERE RUSYA MÜDAHALE ETTİ" denilerek Trump'a büyük saldırı başlatılıyordu. Savcı Mueller dosyayı açıyor ve BEYAZ SARAY'dan 67 isim gidiyordu. Trump en yakınındakileri bile koruyamıyordu.
O zaman da yazdı��ım gibi bunlar RUSYA'nın ÖTEKİ yapılması içindi. Öyle de oldu. Biden gelince, ANGLO-SAKSON ittifakı Rusya'yı karşısına aldı. Türkiye'nin de pozisyonu burada yer almaktı.
Rusya Libya'dan, Mısır'dan, Akdeniz'den, Suriye'den sürülüp atıldı. Türkiye büyük bir rol aldı.
Putin buralardan tasfiye edildi.
Hatırlayacaksınız 2008'de SOÇİ'de Putin ile BUSH dans ediyor eğleniyor perde arkasındaki işbirliği sürüyordu. Biden bunu bitiren taraf oluyordu. Trump, Amerika'da BAŞKAN olurken burada da 15 TEMMUZ KALKIŞMASI yaşanıyordu...
Donald Trump, hiç görülmeyen bir şekilde kaybettikten sonra yine kazandı. Geldi. Şimdi her yerde meraklı bekleyiş söz konusu... Daha önce geldiğinde açıkça Pentagon'u, üniversiteleri, düşünce kuruluşlarını, Wall Street'i, medyayı, Hollywood'u uyarmıştı. "Değişeceksiniz" demişti.
Şimdi de aynısı söz konusu. Elon Musk, JD. Vance ve Peter Thiel gibi önemli isimleri, DİJİTALCİLERİ yanına alarak Amerika'yı yeniden BÜYÜK YAPMAK isteyecekti.
2018'de BM kürsüsünden de söylediği gibi TRUMP Amerika'yı KÜRESELCİLERDEN temizlemek hem de bu çerçevede dünyada yeni bir dönem açmak istiyordu.
Donanmayla, silahla, orduyla, askerle, savaşla değil akılla, üretimle giderek TEHLİKE gördüğü ÇİN ile uğraşacaktı. Bunu da EKONOMİK manivelalarla gerçekleştirmek isteyecekti. KÜRESEL EKOLÜ temsil eden şimdi ÇİN'di.
Üretiyorlar, satıyorlar ve finans merkezi haline geliyorlardı. Trump ve ekibi Amerika'ya dönerken de Çin'in uzandığı kollarına basınç uygulayacaktı. AVRUPA'ya mesela... Hem Çin'in pazarlarına hem enerji yollarına yüklenecekti...
Trump elinden geldiği kadar Anglo-Sakson ekolüne, onların politikalarına geçit vermeyecekti.
Bu da hem orada hem dünyanın geri kalanında sorun üretecek bir mekanizmaya dönüşecekti.
Trump'ın tekrar geleceğini en iyi bilen İNGİLTERE'ydi. Londra bunun için Amerikan seçimlerinden yaklaşık 15 gün önce olmayacak bir şeye imza atıyordu. Birleşik Krallık İKİ BÜYÜK SAVAŞTA karşı karşıya geldiği ALMANYA ile SAVUNMA ANLAŞMASI imzalıyordu. Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey ve Alman mevkidaşı Boris Pistorius'un imza attığı anlaşmaya göre ALMAN UÇAKLARI İskoçya'daki Lossiemouth üssünü "periyodik olarak" kullanabilecekti.
"Trinity House Anlaşması" olarak adlandırılan ve "benzeri görülmemiş" yorumları yapılan anlaşmanın, "Artan Rus saldırganlığı, büyüyen tehditler karşısında ulusal güvenliği ve ekonomik büyümeyi güçlendirmeyi" amaçladığı söyleniyordu. John Healey anlaşmadan sonra "Bu burada kalmayacak. İki ülke işbirliğini en üst düzeye çekecek.
Yeni anlaşmalar da yolda..." açıklaması yaptı. Bu sebeple mi bilemiyorum ancak Trump, Beyaz Saray'a geçmeden NOTRE DAME için Paris'e geldi. Macron'un elini tuttu. Umulandan fazla yakınlık gösterdi. Geçtiğimiz hafta yazdığım gibi bu POZLARDAN hemen sonra New Orleans ve oradaki Fransız mahallesi, BOURBON CADDESİ terörle tanıştı...
Birileri Trump'ın İNGİLTERE'yi dışarıda tutarak iş yapmasını istemiyordu. Trump'ın sağ kolu VANCE Londra'yı "NÜKLEER ŞERİATÇI ÜLKE" olarak gösteriyordu.
Elon Musk ise Kier Starmer'e doğrudan saldırıyordu. Geçtiğimiz yaz aylarında kurstan çıkan üç kıza bıçaklı saldırı yapılmasından sonra TESLA'nın sahibi MUSK doğrudan Başbakan Keir Starmer'i hedef gösteriyordu. Aşırı sağcıların sokağa çıkmasından sonra "İÇ SAVAŞ KAÇINILMAZ" diyerek mesaj paylaşıyordu. Şimdi de tecavüze uğrayan kızlar üzerinden Starmer'i sıkıştırıyor ve "Amerika, İngiltere halkını, zalim hükümetinden kurtarmalıdır. Evet mi, Hayır mı?" diyerek sosyal medya hesabından tartışmayı başlatıyor ve KÜRESEL hale getiriyordu.
Musk durmuyor, BEYAZ SARAY iletişim başkanı gibi davranıyordu. Almanya'ya sarkıyordu! Ünlü patron Almanya'da yapılacak seçimler öncesi Almanya'nın aşırı sağcı "Almanya için Alternatif (AfD)" partisini destekleyen bir sosyal medya paylaşımında bulunuyordu.
Musk kendi platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda AfD'nin "Almanya'yı kurtarabilecek" tek parti olduğunu söylemesi Berlin'de sarsıntı meydana getiriyordu.
AfD'nin şansölye adayı Alice Weidel, Musk'ın desteğini coşkuyla karşılıyordu.
Peki neler oluyordu? Bizi ilgilendiren taraf neresiydi?
İngiltere, Almanya'yı yanına çekmeye çalışınca önce kendisi sonra Almanya hedef oluyordu.
Trump, Çin'le uğraşırken AVRUPA'yı önceleyecekti. İKİ EKSENİ birbirinden TAMAMEN uzağa itecekti. Bu yönde politikalar geliştirecekti. Asıl mesele ise bizi de ilgilendiren RUSYA ile nasıl yol alacağıydı. Çok önceleri yazıyordum. Hatırlayanlar olacaktır.
TRUMP'ı Beyaz Saray'a getiren güç, Amerika'nın RUSYA ile daha önce kurduğu dengeyi devam ettirmesini, AVRUPA ve ÇİN ile böyle mücadelenin uygun olduğunu düşünmekte. Türkiye de bu planda RUSYA'nın yanında Amerika ile birlikteydi... 2016'da TRUMP gelirken Türkiye, 15 Temmuz'dan sonra Londra ile yeni bir yola çıkıyordu. Ankara-Londra yakınlığı arazide de çıplak gözle görülüyordu.
EN son ALMANYA-İNGİLTERE savunma anlaşması imzalanınca Londra rica ediyor Berlin de EUROFIGHTER için engel olmuyordu. Hatta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sık sık AVRUPA'yı öne çıkartan mesajlar veriyordu.
FRANSA HARİÇ!
Konu kesinlikle YPG/SDG'ye, Kürt meselesine gelecekti. Trump'ın geçtiğimiz günlerde Başkan Erdoğan'ı övdüğü cümlelerin arasında bir sitem vardı. HTŞ Londra'ya yakındı. Ankara'nın elbette ağırlığı vardı. Ancak bölgede sınırları Washington çizmek istiyordu. Bu Londra'nın da bildiği bir gerçekti. Konuşulmayan anlatılmayan buydu. Trump, İSRAİL'e yakın kabine kurarak içerideki ANGLO-SAKSON YAHUDİ İTTİFAKINI BOZMAK amacı güdüyordu.
Londra'nın elinin güçlü olması istenmiyordu. Bunların olup olmadığını Putin ile yaptığı görüşmeden sonra anlayacaktık.
Görüşmenin olması bile Donald Trump'ın 2016'daki yemin töreninde söylediklerinin canlı olduğunu göstermekte. Trump, savaşı bitirir PUTİN'i yanına alırsa tüm kartlar yeniden dağıtılırdı...
Mazlum Abdi, TRUMP'ın yemin töreni için 20 Ocak'ta Washington'da olursa ilk önemli işaret verilmiş olacaktı... Türkiye'nin izleyeceği yolda bundan sonra netleşirdi... Amerika TRUMP ile değişmek ve değiştirmek istiyor.
Atılan adımların iyi okunması şarttı.
Sarsıntı uzak değildi... İzleyin...