Boğaz harbi

Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Eklenme Tarihi 7 Haziran 2018
AIPAC, Yeni İpek Yolu'na sahip olmak istiyor. Bu gizli de değil.
Elliott Broidy ve George Nader de bu nedenle hazırlanan plana uygun hareket ediyor. Elbette ABD Başkanı Trump'ın aldığı kararlar, Elliott Broidy ve George Nader'ın daha da güçlü adımlar atmasını sağlıyor. AIPAC, Birleşik Arap Emirlikler merkezli bir plan başlattı.
Maritime Silk Road yani 'Deniz İpek Yolu'nun rotası Çin'i Hint Okyanusu üzerinden Basra Körfezi ve Akdeniz'e bağlayacak.
Bu deniz yolu hattındaki ülkeler Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden kontrol edilecek...
Basra Körfezi'ne kıyısı olan Bahreyn, Irak, İran, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Umman'ı AIPAC'e yakınlaştırmak için Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden adımlar atıldı. Dubai'nin en önemli limanı Cebel Ali'nin merkezde olacağı, Aden, Mukalla Mokha ve Eş Şihr limanları için çok önemli yol kat edildi.
Broidy ve Nader, Basra Körfezi'ni yönetmeye başlaması için güçlü planlar bir bir hayata geçerken, yine 'Deniz İpek Yolu' için vazgeçilmez olan Cebelitarık Boğazı, Malakka Boğazı, Ümit Burnu, Süveyş Kanalı ve Bab'ül Mendep Boğazı da Rothschild ailesinin kontrolüne geçti gibi.
Tam olmasa da durum bu noktada... Boğazlardaki savaş çok büyük anlayacağınız...
George Nader'e, 1990'lı yıllardan itibaren Çek Cumhuriyeti, Almanya gibi birçok ülkede çocuk tacizinden davalar açıldı.
Çek Cumhuriyeti'nde hapis yattı.
Ancak bütün bunlara rağmen dahi zekası sayesinde hep Rothschild ailesi ona destek verdi ve onun aklını kullandı.
Aile içinde böyle birinin kullanılmasına çok kişi karşı çıksa da, Jacob Rothschild hep onu destekledi. Bu desteğin karşılığında da hem Basra Körfezi hem de Cebelitarık'tan Akdeniz'e açılan deniz yolunda ailenin etkisi çok arttı...
Elbette Eritre, Sudan ve Somali'de hala sıkıntılar var.
Hiç kolay değil zaten...
Şimdi AİLE iki stratejik deniz yoluyla ilgili büyük bir güç gösterisini açık şekilde ilan etti.
Peki plan tamamlandı mı?
Hayır.
Şimdi sıra bu iki deniz yolunun Akdeniz'le entegre edilmesine geldi.
Akdeniz'in de kontrol altına alınması için Türkiye ve Kıbrıs'ın her iki tarafının da ailenin isteklerine 'Evet' demesi gerekiyor.
Bugün için ne Türkiye ne de Kıbrıs'ın Rum ve Türk kesimlerinde aile için kanıtlanmış bir güç odağı var.
Durum tam istedikleri gibi değil yani...
Şimdilik...
Kıbrıs'ta Blackwater'ın kurucusu Erik Prince üzerinden Pentagon büyük güç kazandı.
Ancak bir gariplik vardı. Erik Prince'ı bulan, sermayeyi veren, onu güçlendiren ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne götüren kişinin George Nader olduğu ortaya çıktı.
Pentagon'un en güvendiği isimlerden olan Prince'in, Nader'in sözünden çıkmadığı ortada.
Bunu ispatlayan çok olay var.
BAE'de Nader'in bir ziyaretinde ayağa kalkıp, ceketlerini ilikleyip önünde eğildiği biliniyor.
İlginç değil mi!
Pentagon, Kıbrıs'ta planların başarılı bir şekilde tamamladığını düşünürken, bir anda adayı kaybetme ihtimalinin olduğunu da gördü...
Kıbrıs açıklarına giden Amerikan uçak gemilerinin, savaş gemilerinin bir amacı da Kıbrıs'ta Pentagon aleyhine yaşanacak gelişmelere hızlı şekilde müdahale edebilmek...
Kıbrıs gibi Türkiye sorunu da hem Rothschild hem de Pentagon için büyük bir sıkıntı.
Pentagon, son günlerde Türkiye ile askeri ilişkilerde önemli adımlar atmaya başladı.
Ailenin Türkiye'deki etkin odakları ise ANKARA'yı tamamen ikna edecek hamleleri sergileyemedi...
George Nader kadar Elliott Broidy de, Türkiye'de etkisi olan bir işadamı.
Bu gerçek pek açıklanmaz ama Türkiye'deki çok önemli iki sinagog, Elliott Broidy'nin bağışlarıyla ayakta durmaktadır.
Elliott Broidy'nin bu yaklaşımı, Türkiye'deki gücünün anlaşılması açısından çok önemli.
Devam...
Nisan 2018'de Akdeniz'de daha doğrusu Kıbrıs açıklarında (Baf limanına 50 mil uzaklıkta) 180 milyon euro'luk bir Rus Yahudi'ye ait olan teknede Elliott Broidy, George Nader, Erik Prince, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed, Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed el Halife, Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı İbrahim Mihlib, emekli 2 İngiliz bakan, hala görevde olan 3 Amerikalı senatör ve çok ünlü 3 İngiliz bankacı ile toplantı yapıldı.
U şeklindeki masanın etrafında şekillenen toplantıda Yeni İpek Yolu, Ürdün, Libya, Katar, Türkiye ve Kıbrıs'ın geleceği konuşuldu.
Elliott Broidy, George Nader'ın ekibinin hazırladığı bazı haritalarla ilgili sunum yapıldı.
Bölgenin 2020 haritasının ertelenmemesi için atılacak adımlar ve sonuçları tartışıldı. Açık şekilde BAE'nin Türkiye ve Katar konusundaki sert hamleler istemesi, olumsuz karşılanmadı.
Katar'a uygulanan ambargonun çok başarısız olduğunu söyleyen BAE yani Birleşik Arap Emirliği Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman'ı suçladı.
Selman da, toplantıya telekonferansla katıldı.
Hiçbir eleştiriye tepki göstermedi ancak bu kadar geniş bir toplantının anlamsız olduğunu söyledi.
Bu toplantıda konuşulacakları, alakasız bir ülkedeki yatırımcıdan duyduğunu ve kendisine anlatılanların tamamının gerçek çıktığını belirtti.
Selman'a bu bilgileri veren kişinin kim olduğu hala bilinmiyor.
Ancak Amerikalı olduğu ve yüksek ihtimalle Pentagon'a bağlı Military Intelligence Corps'tan bir ajan olduğu düşünülüyor.
Toplantıya katılması beklenen bir Amerikalı bankacının neden gelmediği U şeklindeki masa tarafından öğrenilemedi...
Veliaht Prens Selman'ın masadaki gündemi sıralaması sızıntının güçlü olduğunu gösterdi.
Tabii bu durum toplantıyı organize eden Elliott Broidy ve George Nader'ı daha da rahatsız etti.
Bu kadar özel toplantılar yapılırken, AIPAC'in planları bir bir yenilenirken Pentagon'un sessiz kalmadığı da doğru.
Kalamazdılar da zaten...
Belki de Akdeniz'de bu toplantının yapıldığı tekne Pentagon tarafından dinlendi.
Kuvvetle muhtemel...
Çünkü o toplantıda alınan kararların uygulanmadığı da en azından büyük bir kısmının hayata geçirilemediği gerçek...
Ürdün'de başlayan ayaklanma da o masada konuşuldu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr'in Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne büyük destek vermesi de...
Ancak konuşulan asıl konular ortada yok.
Bir el engelledi gibi...
Kesin olan kavga AKDENİZ'de...
Kavga ortada...
Ve biz de bu kavganın içindeyiz. Bir şekilde...
Etrafımız ateş çemberi...
Uyanık olmak akıllı davranmak zorundayız.
Sen-ben yok, BİZ varız. Böyle bakmalı, böyle haykırmalıyız...
Tekrarı olmayan maçtayız.
Dikkat...