KALDIĞIMIZ yerden devam edelim...
Dün AMERİKALI dostumun sözlerini paylaştım. Bugün de değişik konularda çok önemli bilgiler verdi.
Bakalım siz de keyif alacak mısınız?
"VAY BE" diyecek misiniz?
Başlayalım...
Orada durum tam olarak nedir?
Aslında 8 Kasım 2016'daki seçimde ABD için büyük bir güç savaşı oldu.
Şimdi ara seçimler de bir başkanlık seçimi havasında yaşanacak gibi.
Türkiye'de ise her seçim iktidar ve güç savaşıdır. Şimdi Başkan Erdoğan'a karşı büyük bir operasyon görmüyorum.
Daha önce bu kadar net konuşmuyordunuz!
Evet!
Çünkü Erdoğan'a karşı başlayan büyük ittifak bir anda çöktü. Bu ittifakın çökmesine neden olan da bir Amerikalı.
Jacob Jeremiah Sullivan...
Kim bu?
Yıllarca Hillary Clinton'ın danışmanlığını yaptı. Son BAŞKANLIK seçimlerinde de devrede olan isimdi. Siz görmediniz ama.
Nasıl yani?
Abdullah Gül Bey ortak aday olacaktı. Ancak gerekli isimlere gerekeni söyleyen ve Abdullah Bey'i dışarıda tutan bu isimdi. Bu olmasa BAŞKANLIK seçimleri bambaşka bir atmosferde yaşanabilirdi!
Çok ilginç..
Devamı var... Aslında Abdullah Gül'ün Başkan adaylığı için her şey bitmişti. 28 Nisan Günü Abdullah Gül'ün "aday değilim" açıklamasından önceki gece bile büyük trafik yaşandı.
Önemli üç ülkenin derin yapısı ve liderleri o anlarda sahne aldı.
Detayları sonra konuşuruz! Ancak Jacob Jeremiah Sullivan, Amerikan'ın son dönemine değil ama uzun yıllar derinliğine hükmeden sesin Türkiye'deki yankısı oldu. Erdoğan için de Trump formülünü düşündüler.
Sonrasında çevreleme ve etkisizleştirme. Planları buydu! Plaları istedikleri gibi gitmeyenler şimdiden BAŞKANLIK seçimleri için düğmeye bastılar...
Şimdiden mi?
Evet! Son dönemlerde öne çıkan isimlerin üzerinden bir bir geçiliyor!
Özellikle DEMOKRATLAR ... ismini öne çıkarmak için karar aldı. HAZİNE BAKANLIĞI'NI yöneten ekip bu isim üzerinde mutabakat sağladı.
Gelecekte parlayacağını, parlatılacağını göreceksin. Zaten başladılar bile... Bir iki isim WASHINGTON'da şimdiden mercek altında. Her derin toplantıda o isimler masada. Bilgin olsun...
ABD gerçekten tuhaf!
The National Press Foundation'da (NPF) bazı gazeteciler ağırlandı.
Kimlerin nasıl haber yapılacağı, nasıl parlatılacağı tek tek gösterildi. Öyle isimler var ki şaşırırsın. Amerika Birleşik Devletleri medyası o gün gelince bunları yayacak... Hatırlarsın, Başkan Erdoğan hakkında olumsuz haber kararı bazı dönemlerde bu merkezde alındı.
Şimdi sana yine garip ve ilginç gelecek kararlar alındı. Yakında sana çok detaylı olarak veririm. Şimdilik biraz beklemeyi uygun görüyorum.
Neden ABD Türkiye'ye bu kadar kafa yoruyor?
Erdoğan'ın BAŞKAN seçilmesiyle yönetim anlayışında büyük farklar meydana geldi. Şimdiden kendi isimlerini BÜYÜTÜP sistemi kontrol etmek isteyecekler. Bu son derece doğal... Unutmadan bir şey daha söylemek, paylaşmak istiyorum.
Öne çıkan iki isim de AMERİKAN KARŞITLIĞI ile medyada yer bulacak.
Buna dikkat et... The National Press Foundation'daki temasları hiç ama hiç unutma!
İki ismi takip edeceğim...
Başka peki?
Var, var!
Nasıl yani?
İsmini biliyorum. GÜLER SABANCI... Garip bir şekilde siyasete itilecek gibi... Çok güçlü bir isim. Burada da ilişkileri çok güçlü. Birkaç yerde karşıma çıktı. Etkilendim doğrusu.
Tanımıyordum çünkü.
Güler Hanım çok bilinen değerli bir ailenin değerli üyesidir.
Ne oldu ki?
Clinton Global Citizen Award, çok önemli bir ödül.
Ardından bir de David Rockefeller Köprü Kurucu Liderlik Ödülü... Bu ödülleri alabilen pek kişi yok.
Sabancı, her ikisine de layık görüldü. Yani uluslararası ölçekte çok güçlü biri. Şimdi onun mesela İstanbul BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI olması uluslararası algı açısından çok önemli.
Net bir şey söyleyemem ama Güler Hanım'ın ismini çok yerde duydum...
Takip edelim bakalım ne olacak.
Gerçekten çok ilginç. Mesela Güler Hanım İstanbul'u yönetse ne değişir ki?
Güler Sabancı adaylığını açıklasa ve kazansa, İstanbul Avrasya bölgesinin finans merkezi olabilir mi? OLUR!
İstanbul'daki adalar da finans merkezinin çok önemli bölümleri olabilir mi? OLABİLİR! 20 yıl önce konuşulan bu planın tekrar gündeme gelmesi, İstanbul'daki yeni havalimanının tamamlanması aslında bu planın tekrar revize edildiğini de gösteriyor olabilir mi?
OLABİLİR! Bakalım Güler Hanım açısından böyle bir gelişme yaşanacak mı! Duyumlarımı, yani yakın çevresinden duyduklarımızı daha sonra aktarırım...
Bölgeye gelelim... Kürt konusuna... Sorunlar ne zaman aşılır?
Kuzey Irak benzeri bir özerkliğin Türkiye için büyük sorunlara neden olacağı doğru. Ancak Ankara'nın bu büyük baskılara daha ne kadar dayanabileceği de bilinmiyor. Türkiye ile ABD'nin yaşadığı sorunların merkezinde biraz da ABD Savunma Bakanı Mattis var.
Nasıl yani?
Mattis önemli bir isim... Önemli bir şey paylaşmak istiyorum...
Çok sevinirim...
Gelen bilgiye göre Başkan TRUMP yakında Mattis'i görevden almak için büyük bir hamle yapacak.
Kimseler bunu bilmiyor daha.
Yapabilecek mi bilemem ama kafasında bu net olarak var. Bu Washington'da bütün dengeleri alt üst eder.
Allak bullak olur her şey... Mattis PENTAGON'u değil PENTAGON Mattis'i yönetir. Bilinmesi gereken bu. Bunun için bu hamle Trump'ın Pentagon'a rağmen ısrar edeceği bir durum değil. Eğer Pentagon Mattis'ten vazgeçerse bu ihtimal, Başkanlık düzeyinde sonuçlanır.
Bunu da kısa zamanda göreceğiz.
Eğer Mattis görevden alınırsa, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinde bir düzelme görebiliriz.
Peki Kıbrıs'a gelelim. Çok yazdım çizdim ama siz ne düşünüyorsunuz. Kıbrıs nedir?
İstanbul geleceğe damga vuracak şehir. NEW YORK gibi olacak.
Ancak her şeye rağmen hiç aklınızdan çıkmaması gereken bir yer daha var ki orası da KIBRIS! Kıbrıs'ta ne kadar küçük büyük hakkınız varsa hepsine dört elle yapışın. Asla ve kat'a vazgeçmeyin. Kim ne derse desin, vazgeçmeyin. Düşünmeyin bile...
Çünkü Kıbrıs, gelecek vizyonu olan, hayali hep büyük olan ülkeler için cazibe merkezi... Kıbrıs'ta hakkı olan devletlerin gelecek 100 yılda hep güçlü olacağı Pentagon raporlarında mevcut. O nedenle alacağınız her kararda Kıbrıs'ın gücünü ve etkisini unutmayın. Ben bir Amerikalı olarak Kıbrıs'ın değerini biliyorum ve Los Angeles'ın olduğu California eyaleti ile takasına bile razıyım. Bilmem anlatabiliyor muyum?