Pekçok kişi yaşananlardan doğan soruların cevaplarının peşinde. Hiç uzatmadan altını çizelim.
TÜRKİYE İLE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ARASINDAKİ ÇATIŞMA HALİ ÇOK BÜYÜYECEK.
İddialı gibi görünse de bunu görmek hiç de zor değil. Amerika Birleşik Devletleri'nin yaşaması için dünya üzerine egemen bir güç olması gerekmekte. Ve bu egemen güç TÜRKİYE'nin bölgedeki varlığını BÜYÜK olarak sürdürmesine karşı. BU NEDENLE TÜRK DEVLETİNİN ANATOMOSİYLE
OYNAMAK İSTEMEKTE...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti BAĞIMSIZLIĞININ sınırlarına yapılacak operasyonu kabul edemeyeceğine göre ABD de BÜYÜK olmaktan vazgeçemeyeceğine göre çatışma kaçınılmazdır ve büyüyecektir. Önümüzdeki dönemde bunu göreceğiz.
S-400 asla ve kat'a sadece bir HAVA SAVUNMA SİSTEMİ değildir.
TÜRKİYE'nin dünya üzerindeki konumu göstermektedir! NATO'dan uzaklaşmasının işareti, ABD'den kopmasının da işaret fişeğidir. BATI'dan AVRASYA'ya yerleşme operasyonunun KOD ADI'dır! Bu nereden bakarsanız bakın ABD'nin bölgedeki gücünü bitiren bir adımdır. Kavga da budur!
Bu sebeple ABD YAPTIRIM için karar alsa da uygulamaya geçirmek için zamanı kullanacak. Türkiye'deki ABD KARŞITLIĞININ TAVAN YAPMAMASI İÇİN USULCA GELECEKLERDİR.
Gelmeyi deneyeceklerdir.
Trump ile DERİN ABD bu konuda farklı düşünmüyor.
Zaten tam da bu evrede F-35 kararı geldi!
Lockheed Martin CEO'su Marillyn Hewson, 2020'nin Mart ayından itibaren Türkiye'nin üretim zincirinden çıkarılacağını açıkladı. Marillyn Hewson, ABD eski savunma bakanları Mattis ve Shanahan, son olarak da Mark Esper'e yön veren isimdir. DEMİR LADY yani! ABD Savunma Bakanı'ndan çok Marillyn Hewson'ın sözleri daha güçlüdür, etkilidir. Bunu bilen bilir. ABD Başkanı Trump da savunma bakanlarının sözlerini pek ciddiye almaz bazen ama Hewson'ın sözlerini dikkatlice izler, değerlendirir.
İlk kez Türkiye hakkında açıklamalar yapması, Lockheed Martin'in hedefinde Türkiye'nin olduğunu gösteriyor. Bu olması muhtemel gelişmeleri açıklayıcı bir adım.
Kafalarında ne olduğunu buradan görmek hiç zor değil.
Çünkü Lockheed Martin, MIM-104F Patriot PAC-3'ün dünyadaki en büyük rakibi S-400 nedeniyle Türkiye'yi düşman ilan etti. Lockheed Martin'in, Türkiye'nin S-400 kararıyla birlikte büyük bir maddi kayba uğrayacağı kesin. Çünkü F-35 kullanacak ülkelerin tamamına MIM- 104F Patriot PAC-3 savunma sistemleri satacaktı.
Şimdi Türkiye'nin S-400 kararıyla birlikte, F-35 projesinde olmayan ülkeler de S-400 için ilk adımı attı.
Türkiye'ye inen ilk S-400 kargo uçağından sonra 17 ülkenin temsilcileri, Rusya ile ön görüşme yaptı.
Hepsi birden S-400 talep etti.
Büyük bir oyunu bozacak büyük hamleler geliyordu! Olan biteni sadece Lockheed Martin'in maddi kaybıyla açıklamak yeterli olmazdı.
Elbette önemliydi! Ancak Amerikan ulusal güvenliği artık risk altındaydı. Bu maddi kaybın çok ötesinde bir şeydi.
NATO'yu bir gemi olarak düşünecek olursak Türkiye yani organizasyondaki önemli oyuncu bulunduğu yerden geminin su almasına izin verdi. NATO, Amerikan ulusal güvenliği için en önemli savunma gücüydü. Türkiye'nin hamlesinden sonra NATO'nun kimyasının bozulduğu gerçek.
Hiç duymadığımız sorunlar da peşinden gelecektir. Başka olaylara da gebe bu adım.
Marillyn Hewson, son 20 yılda NATO ve Amerikan silah gücünün aldığı en ağır darbe olarak S-400'lerin Türk sınırları içine inmesini gösterdi. DURUM BU KADAR CİDDİ YANİ!
Amerika Birleşik Devletleri'nin gücü, BM üyesi 198 ülkeden 176'sına Amerikan silahlarını satmasıydı. Yeni teknolojilerle birlikte Pentagon bu silahların kimin elinde ve hangi uçakta olduğunu görebiliyordu. Ne zaman ateşlendiğini ve gittiği hedefi de...
Şimdi S-400'le başlayacak yeni süreç Washington'a, ciddi şekilde güvenlik riskini hissettirecek. Mesela çok ilginç bir detay var. 25 Mart tarihinde, Rusya Venezuela'ya S-400 gönderdi. Bu gizli tutulsa da, Washington'ın bu bilgiyi öğrenmesine izin verildi.
O andan itibaren ABD'nin Venezuela'yı işgali rafa kalktı.
Çünkü Amerikan uçakları, işgal için havalandığı anda belki de kuş gibi avlanacaktı.
Amerikan sisteminin gücü ve etkisinin aslında bir masal olduğu dünyaya duyurulacaktı.
BOLTON operasyonu iştahla istese de S-400'ler oyunu bozuyordu!
Şimdi ABD, gizlice Rusya ile S-400'lerin Venezuela'dan geri alınması için temaslarını sürdürüyor. Putin akıllı biridir. Eğer ABD; Putin'in istediği tavizleri verirse, S-400'ler tekrar Moskova'ya döner. İşte o andan itibaren ABD, Venezuela'yı işgal eder. Bu bilgiyi ABD'de ilk telaffuz eden kişi de Marillyn Hewson oldu. Söylediği kişi de Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'dı.
İKİ DEV arasında pazarlıklar sürüyor anlayacağınız...
Bütün bu denge içinde TÜRK DEVLETİNİN verdiği karar değişmez.
Hangi partinin, hangi ismin geldiği önemli olmakla birlikte TÜRKİYE'nin AVRASYA'daki yerini etkilemez. Bu karar bir kez alınmıştır. Gördüğüm bu!
Zaten siyasi partilere bakınca değişimi görüyorsunuz. Pek çok konuda artık aynı ses çıkmakta... Büyük devletler kendi çıkarlarını ilgilendiren konularda böyle yapar!
Türkiye de artık bu frekansta...
Türkiye yeni koordinatında yola devam edecektir...
Saldırı mı? Onlar olacaktır!
Yoldan döndürmeye yetmeyecektir ama...
Unutmayın ABD-NATO hep askerle gelip darbelerle sonuç alıyordu! Ülkenin kontrolünü sağlıyorlardı. Şimdi bizatihi TÜRK ASKERİ ABD'nin karşısında. ÇUVAL OLAYINDAN sonra ipler koptu. Washington şimdi anlıyor bunu... Olay bu!