Yeni dünya

Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Eklenme Tarih 8 Aralık 2020

Joe Biden'ın gelişiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri ile AVRUPA'nın yakınlaşacağını defalarca buraya not düştük. Gelişmeler de bu yönde zaten. Türkiye, dünya üzerindeki konumu nedeniyle bu ikili ile karşı karşıya gelecektir. Bu da gelişmelerle yaptırım tehditleriyle kendini iyiden iyiye hissettirmektedir.

Şimdi şu cümlelere bakalım... Hatırlayalım...

"Avrupa ile Amerika Birleşik Devletleri stratejik ortaktır. Libya ya da Suriye'de olduğu gibi Rusya ile Türkiye tarafından doldurulan boşluk bırakmamalıyız. Artık otokratik oyunculara oyunları için alan sunamayız. Biz Avrupalılar, ABD ile ittifak içinde barışı, demokrasiyi ve insan haklarını garanti altına almak için üzerimize düşeni yapmaya hazırız... ABD'nin uluslararası sahneye dönüşü çok şeyi değiştirecek çünkü birlikte işbirliği yaklaşımını destekliyoruz... Bölgesel siyasi çıkarlarımızı ABD ile birlikte açıkça tanımlamalıyız. Çin'e veya İran'a karşı birlikte nasıl hareket ederiz? Afganistan veya Irak'ta sorumluluklarımızı nasıl yerine getirebiliriz? Artık eski günlerin geri döneceğini umut etmek yanıltıcı olur. ABD dünya polisi rolüne geri dönmeyecek..." Ayrıca AVRUPA'nın NATO içinde gereken her şeyi yapacağını da söyleyen kişi Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'dı...

Yani Biden'ın seçildiğinden bu yana yazdıklarımızı MAAS da aynı şekilde tekrar ediyordu. HEM OYUNU HEM PLANI AÇIK EDİYORDU!

Almanya DOĞU AKDENİZ'den Çin'e ve İran'a karşı yapılacaklara kadar Washington'un yanındaydı... Maas, bütün bu sözleri de sık sık buraya taşıdığım DER SPIEGEL DERGİSİ'NE söylüyordu. Hatırlayın bu dergi 2 yıl önce KAPAĞINDA TRUMP-ERDOĞAN-PUTİN-CİNPİNG'e savaş açmış ve "BUNLARI DURDURUN" çağrısı yapmıştı. Trump gitti. Şimdi MAAS aynı dili kullanarak Putin ile Erdoğan'ı hedefe koymakta... Bu bakış açısı asla ve kat'a sadece bir ALMAN BAKANIN bakışı değil! Küresel bir anlayışın DER SPIEGEL'in sayfalarında yer almasıdır...

Değişimin ayak sesleri zaten ABD'de fazlasıyla hissedilmeye başlandı. Olaya "Trump gitti, Biden geldi" diye bakmak yeterince sağlıklı değil. Sisteme, modele odaklanıp AMACI çözmek gerekmekte... Beyaz Saray'da Trump'ın olmayışı ya da Biden'ın oluşundan çok ama çok daha önemlisi GOLDMAN SACHS'ın gitmesi, BLACKROCK'un gelmesidir...

Uzun yıllardır Goldman Sachs'ta görev yapanlar, Beyaz Saray'da üst düzey roller üstlendi. Son üç döneme bakıldığında bile bu açık net görülmekte. Mesela Steven Mnuchin de GOLDMAN SACHS kökenliydi! GİTTİ! Joe Biden ile bu değişiyor. Başkan seçilen Joe Biden yönetiminde, bu tür roller için varlık yönetim devi BlackRock'un yöneticilerini kabineye aldı. Biden, BlackRock'un Sürdürülebilir Yatırım Başkanı Brian Deese'yi Ulusal Ekonomik Konsey Başkanı olarak seçti. Yönetim Kurulu Başkanı Larry Fink'e en yakın isim olan Operasyonel Birim Şefi Wally Adeyemo'yu ise Hazine'nin iki numarası yaptı. 1981 yılında NİJERYA'da doğan Adewale Adeyemo Kaliforniya'da büyüdü. Lakabı Wally'di! Yale mezunuydu...

Adeyemo artık Amerika Birleşik Devletleri Hazine Müsteşar Yardımcısıydı... Biden bir ismi daha istiyordu. O da şu anda BlackRock Araştırma Birim Başkanı Thomas Donilon'du... Donilon, daha önce Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı'ydı. Donilon'un erkek kardeşi Mike Donilon da Joe Biden'ın başkanlık kampanyası baş stratejistiydi. Kimilerine göre Trump'ın Bannon'ı neyse Mike da Başkan Biden için aynı şeydi,,,

Tabii burada rüya isim Larry Fink önemliydi. AVRUPA'da DEVLET BAŞKANI gibi karşılanan Fink yeni oyunun en önemli oyuncusuydu! GÖLGE ABD BAŞKANI diye tanımlasak abartmış olmayız... Fink yaklaşık 15 trilyon doları yöneten isimdi. Hayatı hakkında yazılan çizilen çok şey var. Hırsı herkesin dilinde. 1776 yılından beri yaşatıldığı söylenen KAPPA BETA PHİ üyesi... Yeni sistemin mimarlarından biri Larry Fink! Bu kesin ve net! Dünyada hiçbir kurumda ya da bankada BLACKROCK'taki güç yok! Para yok! İlişki yok!

Anlaşılması için şöyle bir örnek vermek yeterli olacaktır sanırım...

Apple, Microsoft, JP Morgan Chase, Wells Fargo gibi S&P500 endeksindeki tüm firmaların yaklaşık yüzde 98'inde yüzde 5 veya daha fazla hisseye sahip olan tek oluşum BlackRock'tur! Larry Fink ile Joe Biden'ın en büyük ortak noktası ise DEVRİMİ HABER VEREN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONUSUDUR... Fink dünya üzerindeki pek çok şirkete mektup yazarak YENİ SİSTEME UYUM SAĞLAYIN uyarısında bulundu. Joe Biden'ın çalışmalarına destek veren Carbon Disclosure Project (CDP), geçtiğimiz hafta şirketleri iklim değişikliği konusunda daha güçlü eylemler yapmaya teşvik etmek için 20 trilyon dolarlık güçlü bir yatırımcı grubuyla bir kampanya başlattı. Kampanyada 137 kurum, 1800 şirket KARBON emisyonlarını azaltmak için bilime dayalı hedefler belirleyecek. 1800 şirket, toplam küresel emisyonların yüzde 25'ini temsil ediyor. Carbon Disclosure Project'in ana merkezi de ALMANYA'dır!

Bu ne anlama gelmekte?

Kabaca ELEKTRİKLE çığır açan TESLA'nın dünyanın en değerli şirketi olacağına, kömür-gaz-petrol gibi enerji kaynaklarının yavaş yavaş silineceğine, enerjinin güneş-hava-su-hidrojenden sağlanacağına ve pek çok ülkeyle şirketin batacağına, yerine yenilerin geleceğine...

YENİ PARA, YENİ EKONOMİ, YENİ İLETİŞİM, YENİ DÜNYA...

Larry Fink üzerinden Joe Biden ABD'nin 500 büyük şirketini BEYAZ SARAY'a taşımış olmakta... BlackRock, İngiliz bankacılık devi HSBC, İspanyol bankaları Bilbao ve Santander ile Deutsche Bank'ın halihazırda en büyük veya ikinci büyük hissedarıdır. Bayer, Monsanto, DuPont gibi şirketlerin de... Wall Street'in HAYALET KAHRAMANLARI olarak bilinen BlackRock şimdi Goldman Sachs'ın yerinde...

Yani ABD'nin en büyük 500 şirketinin yanı sıra AVRUPALI şirketler de bu AĞ içinde yer almakta. Biz de bunu siyaseten Biden ile AVRUPA yakınlaşması olarak görmekteyiz. Larry Fink'in yönettiği PARALAR içinde AVRUPALI SOYLULAR'a ait olanların miktarı sanıldığından daha fazla! Fink AVRUPA'yı hedefe koyar ve "Burada uyuyan para çok" tanımlaması yapar...

Biden'ı getiren güç, DÜNYAYI değiştirmek istemekte. Enerjiden paraya, iletişimden uzaya kadar her şey değişecek gibi. İKLİM de... Bu nedenle çok kişi batacak. Çok ülke yere serilecek... Beyaz Saray'a sadece bir BAŞKAN gelmedi yani! YENİ SİSTEMİN OYUNCULARI SAHNE aldı. Böyle bakmakta fayda var...

Bütün bunlara rağmen yeni sistem, Başkan Erdoğan'la anlaşmak isteyecektir.