ABDULLAH Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve bunlarla beraber davrananlar; AK Parti seçmenlerinin arasında gezinip, muhalefetin de üzerinde tepindiği korkunç yalanları yaydılar. Bu üçlünün AK Parti içindeki destekçileri, uzun zamandır, ruhen, aklen ve kalben AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'dan kopmuş halde idiler. Ama ayrılıp gitmedikleri için, hala AK Parti'li imiş gibi görünüyorlardı.
Özeleştiri yapıyormuş ayağı ile insanları, AK Parti'den ve Recep Tayyip Erdoğan'dan soğutmaya, kopartmaya çalıştılar. Emperyalist yamyamlar, siyasi tarihimizin en derin siyaset mühendisliğine giriştiler.
PKK ve FETÖ'nün yanına çeşitli siyasi partileri de yerleştirdiler.
O da yetmedi... AK Parti'den parçalar koparmaya, Erdoğan'ı bu şekilde zayıflatmaya, zamanı gelince de devirmeye yönelik senaryoyu devreye aldılar. Hiçbirinin Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı devirme dışında bir önerisi, cümlesi, tezi, toplumsal gerekçesi yoktur. Ama aslında, Erdoğan'ı devirmek, onların değil, Türkiye'yi durdurmak, Batı'ya kul köle yapmak isteyenlerin planı.
KİME OY VERDİLER...?
Zaten son seçimlerde aslında, CHP/ HDP/İP/SP ittifakını desteklediler ve destekçilerini de oraya yönlendirdiler.
Merak etmiyor musunuz...? Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, yıllarca Bakanlar Kurulu'nda birlikte çalıştıkları Binali Yıldırım'a mı oy verdiler...? Yoksa PKK/ PYD/YPG'nin de adayı olan, CHP'liye mi oy verdiler...? Ali Babacan için de aynı soruyu soruyorum.
KANDİL'İ KUCAKLADI
CHP'li İBB Başkanı'nın, nedensiz şekilde işten çıkardığı bir abimiz konuşuyor: "Bizi BELTUR'dan çıkardılar, 175 kişi...
Peki neden şu an yerimize başkalarını alıyorlar...? Benim 4 yaşında çocuğum var % 95 engelli. "16 milyon İstanbulluyu kucaklayacağız dedi gitti önce Kandil'i kucakladı." İşten çıkarılan binlerce işçiye yapılan tebligatlarda, yasanın öngördüğü geçerli nedene henüz rastlanmadı. İşçilerin AK Parti üyesi oldukları, bankamatik memuru oldukları ve iki seçim arasında işe alındıkları gerekçesiyle işten çıkarıldıkları iddia ediliyor. Bu iddialar çeşitli platformlarda dile getirilse de işçilere yapılan fesih bildirimlerinde bu gerekçeler yok. Yasaya göre bir partinin üyesi olmak, iki seçim arasında işe alınmak, işten çıkarılma nedeni olamaz. Madem işçiler iki seçim arasında alındığı gerekçesiyle işten çıkarıldılar, o zaman bu gerekçe neden yazılı olarak işçilere tebliğ edilmedi? Kaldı ki; yasalarda seçim döneminde işe alınanların işten atılmalarını geçerli neden olarak gören bir hüküm yok. Aynı zamanda Belediye Otobüs A.Ş Başkanı, çok maaşlı, İBB sözcüsü Murat Ongun'un twitter hesabından yaptığı paylaşım, işten atma gerekçesi değil tam tersine, işçilerin işe iade edilmesinde kullanılacak en önemli gerekçe olacaktır.
FETÖ VE PKK EL ELE
Tutuklu FETÖ'cülerin anneleri de eylem yapmak için AK Parti il binasının önüne gitmiş. HDP Diyarbakır il binasının önündeki eylemi sabote etmek ve suyu bulandırmak için her yolu deniyorlar. Diyarbakırlı annelerin evlat derdi, FETÖ ve PKK çevrelerini feci gerdi... Nasıl ederiz de bu direnişi sulandırır, gölgeleriz diye çareler arıyorlar.
FETÖ'cülerin anneleri, Pensilvanya'daki kahpenin kapısında eylem yapmalıdırlar.
ABD ve İsrail büyükelçiliklerinin önünde eylem yapmalıdırlar... Çocuklarınızı şeytana çeviren, ABD'nin koynunda himaye edilen Fetullah Gülen hainidir...
Tabii bu eylemleri yaparlarken "Allah belanı versin Fetullah Gülen" demelerini de bekliyoruz... FETÖ terör örgütüne lanetlemelerini de bekliyoruz...
