HEMEN belirtelim, Gazze Kasabı Netanyahu yalnız değildir, tek başına değildir. Bu korkunç soykırıma katılmayan, lanetleyen Yahudiler vardır fakat azınlıktadırlar.
Ayrıca Batı; bütün değerleri, kurum ve kuruluşları ile bu HAÇLI savaşının ve soykırımın bir parçası ve faili oldu...
Hiçbir hukuk ve değer tanımayan bu Siyonist Yahudi katiller sürüsü, vahşi hayvanlardan aşağıdadırlar ve bütün insanlık için çok büyük bir tehlike arz etmektedirler. Kendi ağızları ile açıkça söylüyorlar. Hamas ile değil, siviller ile savaşıyorlar. Orta yerde binlerce çocuk öldüren bir Yahudi devleti, daha doğrusu devlet isimli terör örgütü var. İnsan bu soykırım karşısında aklını kaybedecek gibi oluyor. Hiçbir sebep/gerekçe bu durumu haklı, meşru gösteremez... Mazlum Filistinliler'e yapılan zulmün hesabı herkese; ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya liderlerine de kesilecektir. Bu zulme seyirci kalan herkes ALLAH'ın LANETİ'nden nasibini alacaktır. Diğer yandan bu savaşı sadece İsrail değil yeryüzündeki bütün Yahudiler de kaybettiler. Bundan sonra bütün dünya Yahudilere, kıyamete kadar bu korkunç soykırımı sürekli olarak hatırlatacaklar. İsrail, bütün Yahudilerin suçlanacağı bu sonucu kendi kendine yaptı...
TBMM'de yaşanan olayların ardından sorunun temeli yeniden gündemde...
DAĞDAKİ teröristi yok etmek için kan dökerken, teröristlerin meclisteki ya da belediyedeki arkadaşlarına maaş ve devlet makamı vermeye devam ediyoruz...! Olayın demokrasi ile, seçimle alakası yok. Aklı başında hiçbir devlet; teröristlerin adamlarından, arkadaşlarından ve sevenlerinden oluşan siyasi parti maskeli bir insan topluluğuna, meşru bir siyasi parti imiş gibi muamele yapmaz/yapamaz...
HDP'nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 21 Haziran 2021 tarihinde kabul edilmişti.
İddianamenin kabulü tarihinden sonra Ağustos 2024'e geldik...!
Bu sırada; hazine yardımı yerine ulaştı.
Üstüne yenisi de alındı.
HDP, seçimlere Yeşil Sol Parti olarak girdi ve şu anda DEM olarak mecliste yer alıyor. Yetmedi yerel seçimlere de girdiler.
Anayasa Mahkemesi, sorunları çözmek yerine kendisi bizatihi sorun olmuştur.
Bu mesele kökünden çözülmek zorundadır.
Kürt kökenli vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu HDP/DEM adlı yapıdan nefret etmektedirler. HDP/DEM, Kürtlerin değil, terör örgütünün ve sahipleri ABD/İSRAİL devletlerinin temsilcisidir...
Olanlar, sadece orman yangını değildir. Bu Türkiye'ye açık bir saldırıdır.
İnsanlarımıza, doğal zenginliklerimize, tarım alanlarımıza, turizm imkanlarımıza topyekün saldırıyorlar...
Küresel Şeytani Üst Akıl ile bu çetenin emrindeki PKK ve siyasi maskeli arkadaşlarıHDP/DEM, FETÖ mensupları, ve dost görünümlü düşmanlarımız, yakıyorlar ve kışkırtıyorlar. Türkiye'nin huzurunu bozuyorlar, devlet/millet güven iklimine zarar vermeye çabalıyorlar ve ülkeyi yönetilemez halde göstermeye gayret ediyorlar. Aramızda BATI'ya kul köle olmamızı isteyenler, yangınları bahane ederek boynumuza kölelik zincirini geçirmek istiyorlar.
Ormancılar, itfaiyeciler, polis, jandarma, gönüllü kuruluşlar, vatandaşlarımız, devletimizin bütün kurum ve kuruluşları tüm illerde seferber. Kendisine muhalifim diyen bazıları ve yayın organları ise orman yangınlarında baş şüpheli PKK'yı saklıyorlar.
Dünya'daki en başarılı yangınla mücadele operasyonuna rağmen, devleti suçlamaya çalışıyorlar. Ülkesinin başarısını hor görüp, aşağılamaya gayret ediyorlar. Psikoloijk harekat deniyorlar.
Yalanlar yayarak gerçekleri yakıyorlar.
PKK/PYD/YPG mensubu teröristlerin daha evvel de orman yangınları çıkarttıklarını biliyoruz, bunun sayısız örneklerini yaşadık. Bu nedenle; ormanlık alanlarda yaşayan vatandaşlarımızın, etraflarında gördükleri her zaman karşılaşmadıkları şüpheli kişileri, olayları ve durumları derhal yetkililere bildirmeleri ve de yakın çevrelerine bu hassasiyet ile bakmayı alışkanlık haline getirmeleri gerekiyor. Bu bakış açısı hem bir vatandaşlık vazifesidir hem de kendi güvenlikleri açısından hayati önem arz etmektedir.
ALLAH'ın izni ile içimizdeki bu hainlere fırsat vermeyeceğiz...! Omuz omuza büyük bir mücadele içindeyiz. Yılmadan, yorulmadan, ayrışmadan savaşacağız..
Onlar yakacak, biz söndüreceğiz. Onlar yıkacak biz yapacağız. Her zorluğu, birlik ve beraberlikle aştık. Yine aşacağız...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Devlet Bahçeli ve Cumhur İttifakı ile; güçlü ve büyük Türkiye Cumhuriyeti, bu saldırıları da defedecektir inşallah...
Bu arada İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Yangınında sınıfta kalmıştır, hem yangın ile mücadelede hem de diğer belediye hizmetlerinde hepimizi dehşete düşürmeye devam etmiştir.
Yanan dükkanlarda ve evlerde İzmir Büyükşehir yönetiminin açıkça zaafiyeti söz konusudur. Yangına böyle hazırlıksız bir durumda olmak kabul edilemez. CHP'nin eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer beş yıl önce düzenlediği konser organizasyonun geliriyle yangın söndürme uçağı alacağını duyurmuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yangın söndürme uçağı bulunmuyor. Soyer'in sözünü ettiği konserden elde edilen gelirin nereye harcandığı ise bilinmiyor. Bu acı yangınlar vesilesi ile bir kez daha şahit olduk:
Terörist sevicilerini, Türkiye düşmanlarını, vatan düşmanlarını, bayrak düşmanlarını, din düşmanlarını İzmir'de Büyükşehir belediyesi kadrolarına doldurmuşlar.