Erkan Tan

ERKAN TAN

Tarihi 29 Ekim 2024

Terör silahını şer güçlerin elinden almak

TÜRKİYE'Yİ, batımızdan Yunanistan ile, güney-doğumuzdan PKK/PYD/YPG ile kuşatmaya gayret ediyorlar.
Vefatının Yüzüncü Yılında Ziya GÖKALP Sempozyumunda, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Türkler ile Kürtler, bugün ortak düşmanlar ve ortak tehlikeler karşısındalar.
Bu tehlikelerden ancak ortak bir kararlılıkla kurtulabilirler. Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem de siyasi bir farzdır" dedi. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını; milletimizi etnik kimlikler üzerinden bölmek ve parçalamak isteyenlerin sinsi tuzaklarına düşmemeleri için kitabın orta yerinden uyardı.
DEM Parti ve PKK/ PYD/YPG terör örgütleri hakkındaki diğer tespit ve önerilerini de tam da bu sözleri ve bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Türkiye, bir hamle ile terör kartını şer güçlerin elinden almak için gayret ediyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki bağımsız, güçlenen, Müslüman hassasiyetler ile davranan Türkiye, inşallah bu şeytani kuşatmayı yarmayı başaracaktır.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve diğer destekleyenler ile Cumhur İttifakı; bu kuşatmanın yarılmasındaki en önemli kaledir. Bir ve beraber olan aziz milletimiz, en büyük gücümüzdür. Bu birlikteliği yıkmak ve yok etmek için çalışan fitne odaklarına, şer güçlere karşı; dikkatli, sakin ve soğukkanlı bir halde yapılan ve yapılacak açıklamaları beklemek gerekiyor.

DEVLETLERİN TERÖR ÖRGÜTÜ VAR
Yeryüzünde savaşlar uzun zamandır terör örgütleriyle yapılıyor. Bir terör örgütü buluyorlar, yoksa eğer kuruyorlar.
Para veriyorlar, silah veriyorlar, mühimmat veriyorlar, akıl veriyorlar.
Salıyorlar diz çöktürtmek istedikleri ülkelerin üzerine. Dolayısıyla teröristlerin arkasında devletler var. Hatta her devletin bir terör örgütü var.
Geldiğimiz noktaya bakar mısınız…? Artık devletlerin orduları ile beraber terör örgütleri var. Batı dediğimiz topluluğun dünyadaki bütün terör örgütlerinin içinde resmen eli, kolu, parmağı var. Ve bunlar da hep İslam ülkelerini kana buluyorlar.

TUSAŞ SALDIRISINI KİM YAPTIRDI…?
Haçlı-Siyonist ittifakı, Müslümanları yok etmek için teröristler ile haçlı savaşı yapıyor. Hatta bazı uzmanlara göre, adı konulmamış bir dünya savaşı başlatılmak üzere. Tek fark bu savaş ordularla değil terör örgütleriyle yapılıyor.
Hepsinin de ortak bir düşmanı var. Bağımsız, Müslüman, güçlenen Türkiye Cumhuriyeti...
Masal, vesvese, dedikodu değil bu.. Biz yazdığımızda inanmayanlar bakın elin adamı ne diyor…? İngiliz siyasetçi George Galloway, TUSAŞ'a yönelik terör saldırısının CIA tarafında yaptırıldığını söyledi: "CIA, PKK'yı Ankara'daki saldırı için kullandı. Erdoğan Rusya Kazan'dayken bu saldırı tesadüf değildi. NATO üyesi Türkiye'nin BRICS'e yanaşması bunları delirtti."

ÇILDIRDILAR VE GÖZLERİNİ TÜRKİYE'YE DİKTİLER
Konu asla sadece Gazze, Filistin ve katil, terörist İsrail değil. Bütün dünya çok büyük olaylara hazırlanıyor. Kıyamet Savaşlarına hazırlanıyorlar.
Hatta bu süreç başladı diyenler bile var. Ermeniler, hep Türkiyeden toprak istiyorlar. Siyonist Yahudi sapkınların, "Vaat Edilmiş Topraklar" nedeniyle gözleri Türkiye'de... Hristiyanlara gelince... Ortodoksların gözü İstanbul'da... Katolikler İzmir, Efes, Selçuk, Hatay için hayaller kuruyorlar.

YALAN VE İFTİRA'YI MUHALEFET TARZI YAPTILAR…!
Muhalif siyasi partiler, dernek ve vakıflar, sivil toplum kuruluşları, topluca bu kepazeliğin içinde yer alıyorlar. Asla utanmıyor, sıkılmıyor, mahcup olmuyorlar... Azgınca iğrenç iftiralarını ve yalanlarını sürdürüyorlar... Artık; sadece Başkan Recep Tayyip Erdoğan değil; onu seven, destekleyen, aynı yolda yürümek isteyen herkes iğrenç ve hayasızca saldırıya uğramaktadır. Ve buna da muhalefet etmek diyorlar...
Kendisine "muhalifim" diyenler, resmen sosyal ve geleneksel medyada milletimizin geri kalanı ile savaşmaktadır. Maalesef bunların peşine takılanlar da gerçek olmayan bir dünyada yaşıyorlar ve hakikat ile bütün bağlarını koparmışlar... Bu insanlar; korkunç ve iğrenç yalanlar ile artık geldikleri noktada, hükümete muhalefet edeceklerine kendi devleti ve milleti ile savaşır hale dönüştüler.