TORUNU Rim'e "Ruhumun ruhu" sözleriyle veda eden Filistinli Halid dede, İsrail saldırısında hayatını kaybetti… Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı'na saldırı düzenledi, saldırıda ölen ve yaralananlar oldu. Hep yazdım, söyledim… Aralarına doğal gaz/petrol çeteleri, dolar baronları, emperyalist yamyamlar da karışmıştır fakat asıl motivasyonları dindir. Şeytani Üst Akıl, ABD ve Avrupa Birliği'nin öncülük ettiği ve İsrail eliyle bir HAÇLI SAVAŞI yapılıyor. ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya hep birlikte soykırım suçu failleridirler. Aslında yerler, olaylar, durumlar ve taraflar, tarihte yaşananlarla hep aynı... İslâm dünyasını kuşatıp; yağmalamaya, paylaşmaya çalışıyorlar. Gazze'de Müslüman öldürüyorlar. Hristiyanların bir bölümü ve Yahudilerin büyük bölümü beraber oldular.
Devletleri, ulusal ve uluslararası kurumları, ticari şirketleri, medyaları, sosyal medyaları, hep birlikte soykırım yapıyorlar.
İsrail, ABD, İran, Rusya ve Esad yönetimi, ittifak içinde Suriye'yi cehenneme çevirdi. Esad silahlarını asla İsraillilere karşı kullanmadı, sadece Suriyelilere ve özellikle sünni Müslümanlara karşı kullandı.
İsrail, yıllarca Suriye'deki sadece İran milislerinin mevzilerini bombaladı, düşmüş rejime ait tek bir hedefi bile vurmadı ve bir tane bile Suriyeli asker öldürmedi. Ancak bugün, rejimin düşmesinin ardından İsrail, stratejik ve ağır silahların bulunduğu yerleri imha ediyor. Nedeni o kadar açık ve basit ki; yeni rejime, Esad rejimine duyduğu güveni duymuyor. İsrail'e yönelmesi muhtemel askeri gücü imha etmek istiyorlar.
Yaptıkları iş birliğini herkes biliyor ve buna dair kayıtları siliyorlar. Nitekim dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan açıkladı: "7 sene önce Biden Başkan Yardımcısıydı, Türkiye'ye geldi, Cumhurbaşkanımızla görüştü ve biz Beşşar'ın gitmesini istemiyoruz dedi.
Bu onun değil İsrail'in görüşüydü. İsrail hiçbir zaman için Beşşar'ın gitmesini istemedi" dedi… İsrail, Suriye'ye saldırma işini, ancak rejimin çöküşünden sonra yaptı; çünkü zaten Esad, Siyonist Yahudilerin adeta köpeğiydi.
Suriye Türkmenleri kadar Suriyeli Kürtler, Araplar ve diğer kökenleri temsil eden toplumsal gruplar arasında sevinç çığlıkları atmayan bir kişi bile görmedik.
Hal böyleyken; bütün direnişçi grupları İsrail ve ABD işbirlikçisi ilan edenler, zalim Esad'ı masumlaştırıyorlar. Dün İngiltere'de Esad idaresinin, İsrail'le yıllardır sürdürdüğü gizli iş birliğini içeren belgeler yayınlandı. Ayrıca bu sayede yani Suriyeli muhaliflerin arkasında ABD, İsrail var yalanını sürdürmek, yüzbinlerce insanın katilinin arkasında bulunan İran'ın verdiği açık askeri destek de gözden kaçırılmış olmuyor mu…? Suriye'de zaten bir bağımsızlık mı vardı ki…? ABD zaten her yerini işgal etmemiş miydi…? ABD tankları ve askerleri Suriye'de görevde değiller miydi…? Rusya ve İran her tarafını işgal etmemiş miydi…?
Bütün dünyada ve ülkemizde Esad'ın çöküşünden rahatsız olanlar, Suriye halkına hem dayatma yapmaya hem de Suriye ile ilgili algılar oluşturmaya çalışıyorlar. Şam Büyükelçiliğimiz açılmış, Türk bayrağı göndere çekilmiş, sahada ve masada yerimiz pekişmiştir. Aramızda da Türkiye kazandıkça, eli güçlendikçe, askeri, siyasi ve diplomasi başarılarına imza attıkça, öfkelenenler var. Geçen hafta yazmış idim, hala önemini muhafaza ettiği için bir kez daha arz ediyorum. Türkiye'deki muhalifler çeşit çeşit: Ulusalcılık maskesi takarak Rusçuluk ve Çincilik yapanlar, ümmetçilik maskesi takarak İrancılık yapanlar, demokrasi maskesi takarak PKK/ PYD/YPG/DEM sözcülüğü yapanlar, realist maskesi takarak Amerikancılar, Siyonist Yahudi uşakları gibi sınıflara ayrılmışlardı… Ayrıca Türkiye'de Esad ve ailesinin mensup olduğu mezhep ile aynı mezhepten olanlar da ta başından beri Esad ve ailesine bir muhabbet besliyorlardı, son ana kadar bu katil oğlu katili savundular hala da Esad yıkıldığı için öfkeden kuduruyorlar…