O yüzden bir günde içtiğim sigara adedinin 15'ten tekrar 10'a inmesi için anılan yasağın gevşetilmesi gerekiyor!
"Adamı kanser etme kardeşim, ne diyeceksen baştan de.." denilmesi ihtimaline binaen "ilk fırt"tan sonra konuya hemen giriş yapayım..
BİR: Sigara pis bir şeydir.. İKİ: Sigara içen biri hem kendini hem de çevresindeki insanları öldürür.. ÜÇ: Sigaranın bazı yerlerde yasaklanması doğru bir karardır. DÖRT: Sigara içmeyen herkes akıllı değildir ama sigara içen bir insanın, ben dahil, kafatasının bir tahtasının eksik olduğu muhakkaktır. BEŞ: Sigaranın sağlığa yararlı olduğunu ya da zararlı olmadığını söyleyen tek bir Allah'ın kulu doktor yoktur..
Evet bunlarda mutabık mıyız? Zannediyorum mutabıkız.. O zaman gelelim 19 Temmuz'da yürürlüğe girecek olan şu sigara yasağı meselesine..
9 Temmuz'dan itibaren kahvehane, lokanta gibi yerlerde dahi artık sigara içilemeyecek.. Hani halen yürürlükte olan mevzuata göre, bu gibi yerlerde sigara içilebilmesine imkan sağlayan ayrı bölmeler var ya.. Artık bu gibi yerlerde ayrı bir bölme mölme olmayacak. (möbleli bölme de dahil!). İşte burası önemli.. Zaten bu yazının konusu da bu "ayrı bölüm" meselesidir..
Bakmayın sigara içen biri olarak kafatasımın bir tahtasının eksik olduğunu düşündüğüme.. Sigara içecek kadar geri zekalıyım, kabul ediyorum ama sigaranın zararlı olmadığını düşünecek kadar da aptal değilim! (Gerçi bu cümle biraz Müslüm Gürses'in bir filmindeki şu repliğe benzedi ama olsun.. Filmde Gürses diyor ki: "Bana adam öldürüyorsun diyebilirsiniz ama bana cani diyemezsiniz".)
Evet kapalı alanlarda sigara içilmesinin önüne geçilmesine dair yasal düzenleme yapılmasının doğru bir uyguluma olduğunu düşünüyorum.. Zira medeni bir insan, başkalarını rahatsız etmeyen insandır.. Fakat "medeni bir devlet" de, sigara içen insanların sigara içme özgürlüğünü kısıtlamayan devlettir..
Kapalı alanda sigara niçin yasaklanmıştı? Sigara içmeyenler rahatsız olmasın diye değil mi? Yani içmeyen bir insan devlete hitaben "Ben içmiyorum ama yanımdaki içiyor, benim sağılığımı bozan bu durumla ilgili sen neden tedbir almıyorsun?" dese haklıdır..
Fakat ayrı bir bölmede sigara içen bir insanın aynı bölümde oturan bir insanı sigara dumanına boğmasından dolayı diğer kişinin bireye sitem ya da devlete şikayet etme hakkı olabilir mi?
Bırak ikisi de "zıkkımlansın", bırak ikisi de birden "gebersin"! Devlete ne oluyor? Devlet, insanları dumandan korumak için böyle bir tedbir alıyorsa, o zaman akaryakıt kullanan araçları niye yasaklamıyor?
Ben demiyorum ki, akaryakıt kullanmayan araçları örneğin bisiklet veya at arabasını kullananlar için "üstü açık" otoban yapılsın?
Bunu demiyorum; zira bunu dediğim anda "Akaryakıt kullanan araçlar için 'tüneller' inşa edilsin, sadece tünellerde gitsin" demem gerekirdi!
Bu sigara yasağının bazı medeni ülkelerde uygulandığını ileri sürmek de anlamsızdır.. Bir "yasak" medeni ülkelerde de uygulanıyor diye bizde de bu yasak niye uygulanmasın diye düşünmek bizi şuraya götürür..
Örneğin Fransa'da sigara yasağı var; Fransa da medeni bir ülkedir.. Eh öyleyse biz de medeni olalım biz de sigara yasağını "istisnasız" uygulayalım!
Fakat Hollanda'da uyuşturucu satışı serbest değil mi? Hollanda medeni bir ülke değil mi? "Uyuşturucuyu serbest bırakalım" demiyorum elbette ama yasak deyince referans aldığımız bir ülkeyi serbestlik söz konusu olunca niye referans almıyoruz?
O yüzden bu yasağa taraftar olmakla birlikte, sigara içilmesine imkan sağlayan "ayrı bölümler" açılmasının engellenmesine şiddetle karşıyım..
Devlet vatandaşını içki ve sigaranın kötülüğünden korumakla mükelleftir, tamam ama "içene" ayrı bir imkan sağlamakla da mükelleftir..
Nasıl ki yasakçı laik kesim kalkıp "Sokakta evde başörtüsü takabilirsin ama üniversitede takamazsın" diyor..
Sigaranın "sağlığa aykırı eylemlerin odağı" olduğu iddiası da bu minvaldendir!