Tarihi 19 Temmuz 2009

Din deyince zıplamış..

Önce adını koyalım, sonra sıfatı yapıştırırız.. Türkiye'de beyni olan herkesin aklının başında olması gerekmiyor ve Türkiye'de kalbi olan herkesin vicdan sahibi olması da gerekmiyor.
Doğru, fikir hürriyeti denilen hürriyet mevcudiyetini mutlak olarak muhafaza etmelidir; o kadar etmelidir ki bu anlamda herkesin saçmalama hürriyeti dahi korunmalı ve kollanmalıdır.
Türkiye'de matbuatın geldiği nokta, Allah'ın 99 isminin bir diziye isim olarak verilmesinin eleştirildiği noktadır. "Bu filmi izleyenler sevap, izlemeyenler günah mı işlemiş olacak?" diye ciddi anlamda gayriciddi soruların sorulduğu bir ülkedir.
Ya da şayet ciddi ciddi sorulmadıysa bunun espri zannedildiği bir ülkedir.. "Gülünür" olmak ile "gülünç" olmak arasında, ağlamak ile zırlamak arasındaki fark kadar bir farkın olduğunun ayırdına varılamadığı bir ülkedir. Örneğin, "Var mısın Yok musun?" isimli program bir yarışma mıdır yoksa Allah'ın varlığını ya da yokluğunu tartışmak suretiyle "agnostik takılmak" mıdır?
Neden "din" denilince birileri zıplamaktadır?
Kalemlerin "ok" misali vicdanlara saplanması kanıksandı, bunun farkındayım; peki ayakların altında "yay" mı vardır da bu kadar seri bir şekilde zıplanabilmektedir?
Hürriyet'in zıplaması haydi anlaşılır bir şeydir hatta "zıplama hürriyeti" de anlaşılmayacak bir şey değildir ama hürriyet kavramını bu kadar zıplatmanın manası nedir?
Hani Attila İlhan'ın İstanbul'daki sabah ezanlarından ilham alarak yazdığı "Dersaadet'te Sabah Ezanları" isimli bir romanı vardır..
Bu mantığa göre, İlhan'ın bu romanını basan Türkiye İş Bankası yayınları otomatik olarak din istismarcısı oluyor.
Bu romanı filme çekmek isteyen bir yapımcı diyelim ki bu filmi Kanal D'de yayınlatmak istedi..
Böyle bir durumda, yukarıdaki eleştiriyi dillendirenlerin bağlı bulunduğu grup olduğu için bu filme ses çıkaranların olamayacağını iddia etmenin imkansız olması mümkündür. (Bu cümle çok uzun, çok pis bir cümle oldu.. Cümlenin devamı niye şöyle olmasın? "filme ses çıkaranlar olacaktır..) Evet belki de bu sesi çıkaracaklardır..
Dillerinin altındaki baklayı da çıkardıkları gibi belki bunu da çıkaracaklardır..
O yüzden "Dersaadet'te Sabah Ezanları" isimli roman filmi çekilirse ve bu film televizyonda yayınlanacak olursa, yayınlayan kanalın yöneticilerine şimdiden bir uyarıda bulunmak istiyorum.
Bu romanın "dinsel öğelerden" sıyrılmasına lütfen azami hassasiyet gösterelim.. Örneğin "Metropolde Sabah Ezgileri" ismi fena olmaz!