Tarihi 14 Ağustos 2009

1995 yılında Kürtçüydü

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Kürt ve PKK sorunu ile ilgili olarak son günlerde yaşanan sürece izafeten "Bu, açılım değil saçılımdır.. Başbakan ülkenin bölünmesi isteyenlere kucak açıyor" demiş..
Aynı Anadol, iki yıl önce TBMM kürsüsünde konuşurken Radikal gazetesinin 1995 yılına ait bir nüshasını elinde sallayarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için de şunları söylemişti: "Abdullah Gül bir zamanlar bu devletin temel niteliklerine aykırı düşünceler dile getiriyordu.
Bugün aynı sözleri söylemese bile aslında aynı zihniyete sahip olduğu su götürmez bir gerçek.."
Abdullah Gül'ün, devletin temel niteliklerine öz itibariyle aykırı bir düşünce serdettiğine inanmıyorum.. Olsa olsa bu niteliklerin "pratikte" bazen yanlış telakki edildiğini savunmuştur.
Ki "doğru" sözlerin gazeteye "yanlış" bir şekilde aksetmesi de ihtimal dahilindedir.
Evet Abdullah Gül'e bunları söyleyen Kemal Anadol'un siyasi özgeçmişini merak edip kısa bir araştırma yaptım.
Çıkan sonuç şu: Anadol, CHP'ye üye olmadan önce Sosyalist Birlik Partisi'nin kurucu genel başkan yardımcılığı görevini yürüten biri isimdi.
SBP'nin kurucuları arasında yer alan Anadol'un partisi niçin kapatılmıştı?
Bunu isterseniz Anayasa Mahkemesi'nin 1993 / 4 E., 1995 / 1 K. sayılı, 19.07.1995 tarihli kararından okuyalım: "SBP'nin parti programında yer alan 'Kürt sorununun bugün geldiği yer Kürt halkının uzun mücadele sürecinin ve birleşik olarak Kürt politik örgüt ve hareketlerinin varlığıyla gelinen yerdir. Son 10 yılda Türkiye açısından PKK, öne çıkan Kürt örgütü durumundadır' cümlesi ile 'Kürtlerin üniter devlet kurabilmesi mümkün olmalıdır' şeklindeki cümlesi SBP'nin kapatılmasını gerektirmektedir. Oybirliği ile kapatılmasına.."
Demek ki Anadol, kurucusu ve genel başkan yardımcısı olduğu partinin PKK'yı Kürtlerin önder örgütü olarak görmesini benimsemiş. Şimdi ben kalkıp "Kemal Anadol'un PKK'yı meşru gören çizgiden ulusalcı çizgiye kayması, samimiyetsizliğini ortadan kaldırmaz" dersem doğru bir tutum sergilemiş olur muyum?
Evet konumuz Anadol'un, daha önceki söylemlerini niye değiştirdiği hususu değildir..
Konumuz, bir siyasetçinin konuşurken 1995 tarihli bir gazete nüshasını elinde sallandırırken kendisinin aynı tarihlerde bugünkünden farklı olarak ne düşündüğü hususudur..
Dolayısıyla Anadol, bugün farklı bir zihniyete kendini dahil hissedebilir, bu onun en doğal hakkıdır..
Ama talkımı ele verirken salkımı yutmamak şartıyla!
Bugün orta yerde kangren haline gelmiş çok ciddi bir meselenin halli için elin taşın altına sokulması icap eden bir pozisyon vardır.
Gelinen nokta, elini taşın altına sokarken, taşı kaldırıp birilere fırlatmak ve böylece kafa göz yarmak değildir.
Hele hele taş bulamadığı zaman "çamuru" avuçlayıp birilerinin suratına fırlatmak hiç değildir.