BUNDAN 20 yıl önceydi, kendi şarkılarımdan oluşan ve değişik şarkıcıların okuduğu "O Şarkılar" adlı albümüm yayınlanmıştı. Daha bir hayat doluydum, daha umutlu. Gazetelerin çok okunduğu yıllar. O zamanlar okuyucularım ya telefonla irtibat kurarlardı ya faksla.
Gelen faksların üzerindeki yazılar elle yazılmadıysa uçar gider.
***
Elle yazılmış olanları saklamışım, bir tanesi geçenlerde önüme çıktı. O faksı gönderen Burcu, evlenmiş çocuk sahibi olmuştur. Beni okumayı da gazete okumayı da bırakmıştır eminim.
Kurduğu cümlelerin kalitesine ve 20 yıl önceki samimiyetine mahsuben 20 yıl sonra satırına dokunmadan o faksı bir daha yayınlamak ihtiyacı hissettim.
***
"Size teşekkür ederim. Ömrümüzden her gün eksilen sayfaların arkasından ağlamak yerine, onun üzerine mutluluk notları ekleyerek gülümsenebileceğini, bıkmadan usanmadan bize her gün anlattığınız için.
Size teşekkür ederim, cennet çocuklarından açık adresinize, gönlünüze ulaşan mektupları bizlere ileterek, uzun süredir çok özlediğim ama ihmal ettiğim kardeşlerime bol bol selam ve rahmet göndermem gerektiğini hatırlattığınız ve onların da oralarda bir yerlerde bana gülümsediği hissini uyandırdığınız için.
Size teşekkür ederim, yüreğinizi katarak bir araya getirdiğiniz eşsiz cümlelerin, melodilerle kucaklaşmasına müsaade ettiğiniz ve bugün çok sevdiğim bir insanın bana armağan ettiği o şarkının mimarı olduğunuz için. Ne zaman nerede yazdığınızı bilmediğim o şarkının, bugün buralarda bir yerde beni bu kadar mutlu ettiği için. Size teşekkür ederim, akla karayı birbirine karıştırıp satır aralarında bize griyi yansıtmadığınız için.
Size teşekkür ederim, burada yer veremeyeceğim kadar çok ve anlamlı bütün sebepler için. Bunu bir borç bildiğim için ve gerçekten hak ettiğiniz için.
Sevgiyle kalın.
Her zaman bizimle kalın.
"Burcu D...n."
***
Suya yazmadığımı hatırlattığı için, ben de Burcu'ya teşekkür etmiştim de geçen yıllar içinde ne çok şey değişti.
Teknoloji hayatımızı ele geçirdi. Ahlak erozyonu yaşanırken, uyuşturucu, taciz aldı başını yürüdü. İsimleri bile konamadan bebeklerimiz katledildi. Kadınlarımızın kafası kesildi, yolu kesildi. Yüzümüz yıldızlara dönük değil artık, gözlerimizin feri bile söndü.
***
Eskisi kadar okunmuyorum ama kuşların gökyüzüne yazdıkları mektuplar da okunmuyor artık. Sosyal medyada kötülüğe çanak tutulurken eller de zalim diller de.
Düşünüyorum da 20 yıl öncesinin bile büyülü bir sıcaklığı varmış. O yüzden maziyle dertleşmek için arşivimi hizmete açtım. Kusuruma bakmayın!
MUTLULUK TAKVİMİ
Yüreği güzel olanı seç.
Yaşlı insana öncelik tanı.
Sanal yoldan beslenme!
Gerçeği ara.
Acının gömleği
Üstümden çıkmaz
Hayata borçluyum
Hesabım tutmaz
Adresim sevdaydı
Kapım çalınmaz
Vay benim gençliğim
Vay benim ömrüm
Hasrete kuruldu
Bütün saatler
Vuruldu içimde
Sevda kuşları
Ayaz gecelerde
Fayda etmiyor
Vefasız ellerin
Dokunuşları
Hakkı YALÇIN
En basit doğrularda bile donup kalıyorsak, belimizi doğrultmak mümkün değil!
Vatan gibisi yok!
Suriye'de Esad rejimi sona erdi, Esad kaçtı ya da kaçırıldı. Bütün diktatörlerin sonu bellidir ama yok yere ölen insanlar, evinden barkından edilenler, onların telafisi zor.
Savaştan kaçan insanlara kucak açmanın gururunu da o insanları kabul edenler üstlensin. En çok da Türkiye.
Vatanlarına dönmek isteyen Suriyeli insanlara baktım da "insanın kendi toprağı gibisi yok." O yüzden en anlamlı savaş barış üzerine olmalı.
Amerika izin verirse tabii! Çünkü Amerika, ülkelerin içini karıştırmak için asla fırsatı kaçırmaz!