YENİ yıl gelmiş olsa da hayat "para" diye tutturmuş gidiyor, en acısı da insanlığı unutturmuş gidiyor. Öldürülen terbiye yaşatılmak istenen terbiyesizliklerin önünü açtı. Peki, bu ihtirası ortadan kaldırmak mümkün mü?
Soru: Önümüzde bir yıllık bembeyaz bir sayfa var, üzerine ne yazılırsa kirlenmez acaba?
Cevap: "Ahlak!"
***
Tuzu kuru adamlar için gözü yaşlı insanların hükmü yok. Kötü zenginliğin elindeki paralar onurlu yoksulları yaralar ama insanlık sonsuzdur. Parasından başka hiçbir şeyi olmayanlar bunu anlamaz.
Ahlaki değerlerin az konuşulduğu, ucuz ilişkilerin, sosyal medyadaki iftiraların ve yalanların çok konuşulduğu yılların içindeyiz.
Kul hakkının tarihe karıştığı, "bana ne" duygusunun zirve yaptığı bir dünyada gel de insanlık ara!
Yalan bir yılan gibi yerleşmişken hayata, arsızlık ve hırsızlık had safhada. Bunlar bilinçaltına yüklenen yozlaşmanın dışavurumuyken, gel de bu dünyada insaf ara!
Ekonomik zorlukları bir şekilde yeneceğiz de bunları alt edecek bir kültürü yeniden nasıl inşa edeceğiz?
Öncelikle gerek duyulacak mı?
***
Magazin aleminde Leyla seferleri yılın ilk gününden itabaren tüm hızıyla başladı ama ortada Mecnun yok. Ortada kara parayı ergen kızlara dağıtmak isteyen zengin çok. İlişkilerde hesaplar "gecelik" kesiliyorsa, bu demektir ki ne ektiysen onu biçtin.
Eskiden efkar dağıtırdı şarkılar şimdi parsayı topluyor.
Bizler de aradıklarımızı "yaşlı şarkılarda" buluyoruz; "Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin."
***
Ahlaksızlığın kökleri evlerin içine kadar uzanmışken, kızlarını emek heykeli olarak büyüten onurlu babalara yeni yılda da başımı eğiyorum.
Bizler hala kağıt mendillerin kaybolan zarafetle yakın ilişkisini araştırıyoruz, çünkü kanıtlarımız var.
Kolalı mendillerle silinen gözyaşlarının tadını, burnunu sümkürdüğü kağıt mendilleri yere atanlar ömrü billah anlayamaz!
Bizim gibilerinin gönlünde her zaman "mazi" diye bir aslan yatar!
Merak etmeyin bizim attığımız taşlar baş yarmaz ancak yosun tutar.
MUTLULUK TAKVİMİ
Radyoda bir ince saz
Cumbada sardunyalar
Ut sesine yaslanırdı
Ağır başlı şarkılar
Kuşlu zarflar içinde
Tebrik kartları yolda
Kahvenin telvesinde
Kısmet taşardı falda
Bir ıhlamur kokusu
Nerede o eski yazlar
Kulaklara küpeydi
İki kardeş kirazlar
Aşklar saklı sandıklarda
Mazi kalbimizde yara
Sevdalı ada vapuru
Gitti gelmez bir daha
Hakkı YALÇIN
"Yüzsüz" aynaların hiçbir hükmü yoktur, tıpkı insanlar gibi.
Dostluk!
Dostluğun da hamallığı vardır, hep siz taşırsınız yükü. Çünkü gerçek dostluk bunu emreder. Ama paranın, şöhretin ve etiketin yan etkileri vardır, o etkiler vazolardaki bitkileri bile çürütür. O yüzden şimdiki zamanda gerçek dost zor bulunur.
Çıkarları için eğilip bükülen insanların omuzlarındaki melekleri düşürdüğünü görürseniz hemen ortamı terk edin. Çünkü sırtınıza aldıklarınız sizleri sırtınızdan vurmaya müsait hale gelmiştir. Ve dost kelimesinin hiçbir anlamı kalmamıştır.
Kendinizi yoklayın bakalım, kaç gerçek dostunuz var ve kaç yıllıklar? Her şeyden önemlisi onlar için ne ifade ediyorsunuz?