NELER gördük neler. Alkollü olarak kullandığı Porche marka otomobiliyle polis memurunu öldürdüğü halde sokaklarda fink atan zengin züppeleri gördük. Sokak ortasında genç kızı yere yatırıp taciz eden sırtlanları gördük. Küçücük kız çocuğunu katledenleri yargılamakta nazlanan hukuk sistemini de gördük, etiketli dolandırıcıların sorgusunun kim vurduya getirildiğini de gördük.
"Ne oldu?" dedik, "bu ülkenin hukukuna!" "Sır oldu" dediler.
***
Yaratılan nefret ikliminde zalimlerin şiddeti ve düşmanlığı bitirmediğini gördük. Dik kafalı erkek törelerinin ülkenin her yöresinde geçerliliğini yitirmediğini gördük.
"Ne oldu?" dedik "bu ülkenin merhametine?" "Sır oldu" dediler.
***
Haksızlığa kafa tutmanın modası geçti, yalanlarla insanları lafa tutmak moda. Saldırı mekanizması işliyor, muhbirler ve iftiracılar gözde. Sosyal medyada maaşa bağlanmış tetikçi trollerin, nasıl büyük bir tehlike oluşturduğunu görmezlikten gelenleri gördük.
"Ne oldu?" dedik "bu memleketin zarafetine!" "Sır oldu" dediler.
***
Uyuşturulan gençlik televizyon dizilerine kurban edilecek, ahlaksızlar fenomen olacak ve kadınlar dövülürken çocuklara tecavüz edilirken, mahalle aralarında uyuşturucu satılırken "bana ne!" denilecek ha!
"Ne oldu?" dedik "insanların yiğit duruşuna!" "Sır oldu" dediler.
***
Güzel yıllardı. Mızıka çalan seyyar satıcılar da vardı, dümbelek çalan ayakkabısız çocuklar da. Yemin billah olsun kimsenin ekmeğini çalmazdı.
Türk, Kürt, Ermeni kimseyi birbirinden ayırmadık.
Kadınları çocukları başının üstünde taşırdı caddeler, herkeste selam resitali. Nazım Hikmet'i de okuduk Necip Fazıl'ı da.
Pencereler kapanmamıştı komşuluğa, tencerede kaynayan patates komşuya da düşerdi.
Ne oldu? dedik "güzelim ülkenin bütünlüğüne?" "Sır oldu" dediler.
***
Çocuklar aç sefil.
Kadınlar tehlikede!
Parası olanın yasası, katillerin arkası var ve her şey olağan.
Yaşadığı çocukluğun izlerini taşıyanlar ve vicdanı olanlarda empati belası var, onların deli olmaları işten bile değil. O yüzden kendilerini yiyerek geçiniyorlar!
MUTLULUK TAKVİMİ
Hikayenin sonunu
Hiç düşünmeden sevdim
Hüküm sürdüğüm kadar
Sende vazgeçilmezdim
Aşkın gözyaşlarını
Bir anda silmez zaman
Yaralı anılara
Elini sürmez zaman
Yazık ettiğin sevda
Bir gün kapını çalacak
Kalbinde pişmanlıkla
Gözlerine bakacak
İçin için yakacak
Birkaç özel dakika
Hakkı YALÇIN
Emekli "naaşıyla" geçinenlere boşuna "yaşayan ölü" denmiyor.
Yağmacılara!
Ruhunu satanlar paraya para demiyor artık.
Ne diyor?
'Yağma Hasan'ın böreği!' Peki Hasan bu işe ne diyor? "Adıma yeni börekçiler açabilirsiniz ama payımı ödemek şartıyla!" Mafya kuralı yani!
Aynen.
Bir gün insanların üzerine felaketler yağmaya başladığında, güneşin doğmasını beklemek de nafile, kara para kasalarını sırtlamak da!