KAYSERİ'de ilk yarım saatte futbol ve sonuç olarak iftihara geçen Fenerbahçeli futbolcuların, ikinci yarıda farkı bire indiren gevşekliğini görünce; "bunlar intihar faslına mı geçti?" diye düşünmeden edemedim.
Maçı döndüren gerçeklerde, Kayserispor'un üçüncü gol için her şeyi göze alıp savunmayı gözden çıkarması kadar, Fenerbahçeli futbolcuların gösterdiği reaksiyonun etkisi büyüktü. Bu farklı sonuç gelecek adına ışık saçtı ama savunmanın zaafları da gelecek maçlar için anons kabul edilmelidir.
***
Oğuz Aydın, Kayseri'de öne çıktı. Peki, bu yetenekli adam sezon başından beri Mourinho'nun dikkatini çekmedi mi? Geçen sezonun ligin en kaliteli yerli futbolcularından birini fark etmek için bir hazırlık maçı gerekliydi demek ki.
Bu delikanlı idmanlarda gizlenmediğine göre iyi izlenmedi herhalde! Ne olursa olsun büyük kazanç.
***
Bodrumspor karşısındaki Galatasaray'da futbolun sesi yine uzaktaydı. Hele ilk yarı bir felaket. Bir yanımız "bu takım nasıl lider?" diyor, öbür yanımız "herhalde kazanmaktan yoruldular" diyor. İkinci yarıdaki hamleler pozisyon da üretti gol de getirdi ama rakibe de pozisyon verildi. Son dakikada direkten dönen top ağır bir bedel ödetebilirdi.
"Can yelekleri kulübededir" gerçeğinin simgesi haline gelen Batshuayi, futbola ve formasına gösterdiği saygının ödülünü alıyor.
***
Göztepe karşısında ilk 10 dakikadaki heybetli Kartal, sonrasında avuç içindeki serçeye" dönüştüyse sebepsiz değildi. Göztepe'nin güçlü koşularına karşı, sahanın her yanında zaaflarını sergileyen bir takımın kazanması da mümkün değildi.
Takımda kalitesiz adam da çok, 90 dakikayı koşuyormuş gibi geçirenler de. Onlar Beşiktaş formalı hayal ürünleri.
Bu takımın toparlanması bu şartlar altında çok zor!